Tenerife-Banvit (2016-17 FIBA Şampiyonlar Ligi Finali)

2016-17 FIBA Şampiyonlar Ligi sezonunu Banvit 78.5, Tenerife ise 76.5 sayı ortalamasıyla tamamladı. Ancak bu iki takım arasında oynanan final karşılaşması 63-59 gibi hayli düşük bir skorla tamamlandı.

Haberin Devamı

Bunun temelinde iki takımın da birbirlerine; istedikleri oyun alanını açmama gayreti yatıyordu. Bu, ciddi bir paradoks da aynı zamanda. Öyle ki, iki takımın da normal şartlarda öncelikli tercihi yüksek tempolu basketbol. Finalin ev sahibi Tenerife; yüksek tempolu oyunu, rakip yarı sahaya hızlı yerleşip, uygun pozisyonları derhal bularak sonuca gitmek üzerinden kurgularken Banvit, rakip yarı sahada topu yüksek süratle dolaştırmak suretiyle tempolu bir set oyunu oynuyor ve yüksek tempo stratejisini bu şekilde sahaya yansıtıyor. Finalde Tenerife kısmen, Banvit ise maçın büyük bölümünde bu stratejiden vazgeçti ve oyunu kontrol altında tutmaya çalıştılar. Dediğim gibi, bu bir paradoks. Maksat rakibin istediği ortamın oluşmasını engellemek için kendi doğrularından taviz vermek. Sonuçları her iki takım açısından da iyi olmadı. Kaybeden taraf olarak özellikle Banvit için.

Haberin Devamı

Banvit’in, özellikle Furkan Korkmaz-Can Maxim Mutaf takasına kadar, temel hücum prensibi Theodore’un delicilik ve Gediminas Orelik’in sırtı dönük oyun kurma yetisini merkeze alıp rakip savunma yerleşimini bozmak ve koordineli topsuz hareketlerle çeşitli skor opsiyonları yaratmaktı. Gerek Theodore’un penetreleri gerek Orelik’in potaya yakın sırtı dönük oyunları rakip savunmaların ağırlığını pota doğrultusunda kaydırıyor, içeriden dışarıya yapılan her servis topla koordineli hareket eden topsuz Banvit oyuncuları için yerleşimi bozulmuş rakip savunmaya hücum etme lüksünü beraberinde getiriyordu. Banvit hücumlarına sınıf atlatan da topsuz oyuncuların topla koordineli hareket etmeleri ver her pasın yeni bir opsiyon oluşturmasıydı.

Furkan-Can Maxim takası sonrası ise Banvit koçu Saso Filipovski; Furkan’ı ikili oyunları yönlendiren ikinci hücum merkezi olarak tanımlarken Orelik’i hücum merkezi değil salt bitirici olarak kullanmayı tercih etti ve Banvit için sezonun gidişatı da Filipovski’nin bu kararı üzerinden şekillendi.

Filipovski’nin bu tercihi Banvit’in, Orelik üzerinden hücumu boyalı alan yakınlarından da dizayn edebilme lüksünü elinden aldı. Halbuki Filipovski, Orelik’in takas öncesi görev tanımını değiştirmeden iki değil üç hücum merkeziyle oynamayı tercih edip hücum çeşitliliğini katlayabilirdi. Nitekim her yeni hücum merkezi, beraberinde çok sayıda şablonlar sunar, bu yeni şablonlar hücum verimliliğini yüksek dozda arttırır.

Haberin Devamı

Banvit-Tenerife maçında bu tercihin getirdiği sorunlarını büyük oranda yansıdı parkeye. Theodore’un deliciliği veya Orelik’in sırtı dönük oyunları üzerinden her pasta yeni bir opsiyon yaratan Banvit hücumu yoktu. Hücum akıcılıktan uzak, çeşitli zorlamalarla doluydu.

Göze batan temel problem ise Theodore’un deliciliği üzerinden üretimin gerçekleştirilememesiydi. Theodore, gerek San Miguel gerekse oynadığı yaklaşık 5 dakikalık bölümde Ferran Bassas üzerinde büyük üstünlük kurdu ve potaya rahat atak etme imkanı buldu. Tenerife sıklıkla Boris veya Vazquez’i, Theodore’un penetre koridoruna konuşlandırarak dış savunmadaki bu aksaklığı gidermeye çalıştı. Ancak Banvit, bu basit savunma stratejisine sağlam bir cevap veremedi. Theodore, olağanüstü bir delici ve skorer, dolayısıyla 17 sayı atması normal, daha fazlasını da atabilirdi. Ancak Banvit için önemli olan
Theodore’un eşleştiği savunmacıya üstünlük kurmasının takımın kalanına kattığı değer, aynı şekilde bu üstünlüğün top sirkülasyonu üzerindeki itici etkisi. Banvit’in sınıfta kaldığı bölüm buydu.

Haberin Devamı

Theodore eşleşmelerine kurduğu üstünlük üzerinden salt kendi skorunu bulmaya çalıştı ama belirttiğim üzere, Tenerife salt pozisyonu tamamlamak üzerine programlanmış Theodore’u çember altında kalabalık karşıladı. Bunun üstesinden ancak rakibin Theodore’u yavaşlatmak adına bıraktığı boşlukları değerlendirerek gelmek mümkün. Banvit’in sezonun uzunca bir bölümünde yaptığı en iyi işlerden biriyle yani. Ama Banvit ve Theodore bunu yapamadı, öyle ki 6/16 gibi düşük bir iki sayılık atış yüzdesiyle bitirdi Theodore maçı. Bu gereksiz zorlamaların sonucu aynı zamanda. Edo Muric’in verim verebilecek bir ruh haline sahip olmadığını söyleyebiliriz ancak Chappell ve Furkan’ın oyuna ısınamaması; Banvit’in sezonun uzunca bir bölümüne yaydığı akıcılıktan uzak kalması ve bu ikilinin sıklıkla, topa hükmeden Orelik ve Theodore’un zorda kaldığı anlarda besleniyor olmasından ileri geliyordu. Unutmamak gerekir. Banvit hücumu için, her bir pasın yeni bir opsiyon ortaya çıkarıyor olması en temel hücum prensibi. Onları 2017 yılına Türkiye’nin en formda takımı olarak girmelerini sağlayan da bu. Ancak Tenerife maçındaki durum bunun tam tersiydi.

Haberin Devamı

Banvit ilk çeyrekte 12, ikinci çeyrekte 19, üçüncü çeyrekte ise 15 sayı attı. Hücumdaki tıkanıklığı açmak adına Filipovski son periyodun büyük bir bölümünü uzun menzilli şutu olan Damien Kulig'i sahada tutarak 5 şut tehdidiyle geçirdi.

Ancak bu noktada Tenerife’nin Theodore’un penetre koridorunu, pivotu aracılığıyla kesme stratejisi devam etti, Theodore ise rakip kısalarını kolay geçip karşısında Tenerife pivotunu bulduğu zamanlarda kısaları beslemek yerine defaatle pozisyonları zorlamayı tercih etti. Benzer sorun Orelik’in tercihlerinde de mevcuttu. Bitiricilik görevini zorlamalardan kaçınarak uygulamak ve sırtı dönük oyun üzerinden ikinci bir oyun kurucu olarak Banvit’e ciddi bir esneklik ve akıcılık kazandırmak yerine her pozisyonu zorlamayı tercih etti Orelik. Bu bağlamda attığı 1/9 üçlük, elinin soğuk olması değil pozisyonları zorlamasıyla ilintiliydi.

Haberin Devamı

Altına çizmek gerekir; final oynamış olmak önemlidir. Ancak Banvit’in söyleyecekdaha fazla sözü vardı. Sezon öncesinde titizlikle yerleştirilen oyun prensipleri, Theodore-Orelik temelli kurulan ve yüksek set temposu barındıran, her pasın yeni bir opsiyon oluşturduğu akıcı hücumun sezonun son 2 ayında bu niteliğini süratle kaybetmesi, Orelik ve Theodore’un oyun özelliklerinden takımın kalanının nemalanma oranının düşmesi Banvit’in son sözü söylemesine engel oldu. 59 sayı da bu eksikliklerin skor tabelasındaki yansıması oldu.

 

Yazarın Tüm Yazıları