Paylaş
FIBA Şampiyonlar Ligi’nde Banvit, AEK’yı 78-71 mağlup ederek C Grubu’nda oynadığı 10. maçta 7. galibiyetini aldı ve liderliğe yükseldi. Banvit, bu sonuçla resmi maçlardaki galibiyet serisini de 7 maça çıkardı.
Banvit son haftalarda olduğu gibi AEK karşısında maçın gidişatını kontrol altında tutmayı başardı. Banvit kariyerinin belki de en görkemli dönemini geçiren Gasper Vidmar, AEK karşılaşmasına da harika başladı. Kurduğu üstünlük takım arkadaşlarına daha konforlu bir oyun alanı oluşturdu. Şüphesiz AEK’nın Vidmar savunma stratejisi de bunda önemli bir rol oynadı.
AEK koçu Dragan Sakota; Vidmar’ın etkinliğini sınırlama amacıyla onunla birebir mücadele edebilecek kalın pivotları Dimitris Mavroeidis ve Vassilis Kavvadas’a uzun süreler verdi. Ancak doğru bir plan değil bu. Vidmar’ın en büyük düşmanı hareketliliktir, sertlik değil. Grubun 10. maçının oynandığı haftada AEK koçu Sakota’nın, yaptığı analizler neticesinde sert temaslar ile Vidmar’ı oyundan düşürebileceğini neticesine varması ağır bir koçluk fiyaskosu. AEK için hücum tarafında da olumlu konuşmak pek mümkün değil.
AEK hareketliliği ve bağlantılı olarak topun dolaşım hızını hiç arttıramadı. Bunun temelinde hem maça özel hem de yapısal sorunlar var. Takımın bir numaralı skor opsiyonu Manny Harris hayli verimsiz bir skorer. Üç sayı çizgisinin gerisinden tehditkar bir şutu yok. Nitekim %20.7 ile üç sayı atıyor ancak maç başına 3.6 deneme yapmaktan da kaçınmıyor. Bu denemeler kendisine hazırlanmış oyunların sonucu da değil çoğu zaman. Sıklıkla birebirleri üzerinden attığı şutlar Keza iki sayı denemeleri de büyük oranda birebir üzerinden attığı orta mesafe şutlarından oluşuyor. Harris’in bu oyun tarzı, AEK’da topsuz dört oyuncunun Harris’in potaya gitmeden oynadığı birebirlerini izlemesi demek. Koordineli bir hareketlilik yok. Banvit için de, Harris’in bu oyun tarzı, her bir kanat oyuncusu veya Vidmar’ın Harris’e ikili sıkıştırma getirme imkanı anlamına geliyor. Zira yerleşimi bozulmayan bir savunma için yardım mesafelerini doğru ayarlamak çok da zor olmuyor.
Harris’in AEK hücumunda yarattığı bu yapısal hasarın yanında Dusan Sakota’nın üç sayı çizgisinin gerisinden 1/4 ile oynaması da Banvit savunmasında oyuncular arasındaki mesafenin fazla uzamamasını sağladı.
Tüm bunların sonucunda Vidmar savunmada potadan uzaklaşmak zorunda kalmadı. Mavroeidis ve Kavvadas’a da ayrı ayrı büyük üstünlük kurdu. Formda olduğunun altını bir kez daha çizelim. Banvit de formda bir Vidmar üzerinden hücumu her hafta daha iyi kurguluyor. Özellikle hücumda.
Ağır AEK uzunları Vidmar ile bire bir kaldıklarında AEK kısaları devamlı olarak yardıma gitti. Pazar günü oynanan Galatasaray Odeabank karşılaşmasında olduğu gibi dün de Vidmar devamlı olarak ikili hatta üçlü sıkıştırmalarla karşılaştı ve Banvit her defasında Vidmar’ın pas açısına bir eleman yerleştirerek yerleşimini kaybeden AEK savunmasını yüksek top dolaşımı ve bu dolaşımın beraberinde getirdiği boş şutlarla cezalandırdı.
Öte yandan Banvit’in kat ettiği gelişimin önemli göstergelerinden biri; ikinci çeyrekte hücumda yaşanan ağır krizi ciddi bir hasar almadan atlatabilmekti. İlk yarıyı 11 sayı farkla 24-13 önde kapadı Banvit. 11 sayılık fark ikinci yarıda eridi. Ancak Banvit skor farkını 4-5 civarlarında tutmayı başardı bu bölümde. Yapmak gereken de bu. Maç içinde iniş çıkışlar mutlaka olur ancak AEK ayarında bir rakip karşısında oyunun kontrolünü kaybetmemek gerekir. Zira ilerleyen bir bölümde oyun istenilen hizaya tekrar gelecektir ve bu an geldiğinde, atılan adım farkı kapatmak için değil açmak için olmalı. Banvit’in yaptığı da buydu.
Belirtmek gerekir ki Banvit, farkı yüksek sayılara çıkartıp rahat bir ikinci yarı oynamadı. Ancak etkin bir uzun, üç kısadan destek alınca AEK için farkı kapamayı veya oyun üstünlüğünü ele geçirmeyi imkansız kıldı. Arka arkaya 8 maçta çift haneli sayılara ulaşan Angelo Caloiaro’nun 0/3 saha içi isabetiyle 0 çektiği, Damina Kulig’in de 1/8 ile 3 sayıda kaldığı bir maçta Rautins-Thomas-Taylor üçlüsünün eş zamanlı verdiği bu katkı daha da anlamlı oldu. Şöyle ki:
Kazanmak için her maç ayrı bir çözüm bulmaya başladı Banvit ve bu durum geminin doğru rotayı bulduğuna işaret ediyor. Rakip hücumların ve savunmaların Banvit’e yarattığı fırsatlar üzerinden oyunu kurgulayabiliyor olmak da öyle… Nitekim AEK pek çok hücumda yanlış şut tercihlerinin devamında hücum ribaundlarını zorladı. Bu da Banvit için; alınan net bir ribaundun arkasından atılabilecek kolay bir hızlı hücum sayısı demek. Bu sayıların peşinden koşmaktan da hiç geri kalmadı Banvit. Bütün maç hep Banvit kontrolünde ilerledi. İnişler çıkışlar olsa da bu durum değişmedi. Banvit, kusursuz bir oyun ve mutlak hakimiyet kurarak rahat bir galibiyet almadı ancak ileriye daha iyimser bakmak için bir dayanak daha buldu.
Paylaş