Paylaş
Konya maçı dönüm maçıydı. Maç öncesi kadrolara bir baktık ve ‘Trabzonspor bu maçı kazanır’ dedik. Ancak maçın başında Trabzonspor ne pas ne de pres yapabiliyordu. Bir de bunun üstüne kaleci Fatih, Konyaspor’a gol ikram edince, ‘Ne oluyor’ dedik. Doğrusu beklemediğim kadar çabuk toparlandı Trabzonspor. Yusuf takımını öyle bir ateşledi ki durdurana aşk olsun. İlk yarıda penaltıdan gol atmasına rağmen Cordozo çok etkisizdi. Trabzonspor’u Mehmet ve Yusuf ayakta tuttu. Ancak Trabzon defansı çok uyumsuz ve ağır. Tüm olumsuzluklara rağmen ilk yarıda hırslı, istekli ve iyi mücadele eden bir Trabzon seyrettik.
İkinci yarıda Trabzonspor’un farkı artırarak rahatlayacağını düşündüm ama yanıldım. Defansı hesaba katmamıştım. Ömer Ali’nin adeta yürüyerek attığı gol sonrası Trabzon resmen çöktü. Yusuf, Bosingwa ve Mehmet’i çıkart, sahada Trabzon yok gibi. Ancak Cordozo’nun golü sonrasında Trabzon kendine geldi. Mehmet’in füzeleri direklere takılmasa nefis golleri izlemeye devam edecektik. Ancak bu defansa acil çözüm bulunmalı. O da yeni hocanın işi...
GİDENİN ARKASINDAN...
GİDENİN arkasından kimi zaman ağlanır, kimi zaman da gülünür. Sağ olsun Vahit Hoca bizleri güldürdü. Geldiğinden bu yana çok üzdü ama sonunda güldürdü. Aslında Vahit Hoca doğru bir seçimdi. Ancak bizim bildiğimiz Vahit Hoca’yı zaman çok değiştirmiş. Kendisini bulunmaz Hint kumaşı gibi gördü. Dört ay tatil yaptı ve sekiz aylık maaşını da alarak gitti. Zararın neresinden dönerseniz kardır.
Paylaş