Paylaş
Tek değişen şey galibiyet, gerisi yine yok. Şöyle arkamıza yaslanarak bir Trabzon maçı izlemeyecek miyiz?
Karabükspor ile oynanan rezalet maçın ardından, milli maç arası ve Mersin maçı. Mersin karşısında da kendi sahasında ki Trabzonspor rezaletin biraz ötesinde. İlk yarıda Trabzonspor’un bir çok atağı ve gol pozisyonu var. Tamam ama rakibine üstünlüğünü kabul ettiremiyor.
ÜÇ KAFA ÜÇ PUAN
YAN ve atılan uzun toplarla pozisyon bulabiliyor. En önemlisi organize gelemiyor. Defansın ne orta sahaya ne de forvete hiç katkısı yok. Gol ve galibiyet bir iki oyuncunun kişisel becerilerine kalmış. Dün Waris ve Cardozo da ilk yarıda beceriksiz olunca, Mersin kalecisi Nihat da ilk yarının yıldızı oldu. Trabzonspor ilk yarıda golü bulsaydı biraz rahatlayacaktı. Trabzonspor’un en büyük eksiği, şöyle oyunun kaderini değiştirecek ve takımını ateşleyecek oyuncusunun olmaması.
İkinci yarıya Trabzon çok baskılı başladı. Mersin’de geriye yaslanınca Trabzonspor daha organize ve tehlikeli gelmeye başladı. Belkalem’in ustaca kafa vuruşu Avni Aker’de ki karamsar havayı değiştiriverdi. Ardından Mersin eksik kaldı ve ondan sonra Trabzon’un baskıyı daha da artırarak farkı açar diye düşündük ama yine yanıldık. Trabzonspor’un eksik rakibi karşısında bile o gücü ve hali yok. Bir de öyle bir penaltı golü yediler ki evlere şenlik.
Kaleci Fatih iki kere çıkartıyor ve defans oyuncuları hep beraber seyrediyor. Hal böyle olunca da top filelere gidiyor. Böyle bir penaltı golünü inanın amatör takım bile yemez. Ama dün Cezayirlilerin günüydü. Önce Belkalem ve daha sonra da Medjani sahneye çıkınca Vahid Hoca’yı adeta ipten aldılar. Ama bu böyle devam etmez. Cezayirliler ve daha sonra Cardozo kafalarını çalıştırınca uzun süren hasret sona ermiş oldu.
Paylaş