Bu Trabzon seyredilmez

Ama hiç başrol oyuncusu yok.

Hemen hemen hepsi figüran.

Oynanan oyun ise, komedi mi yoksa dram mı, hiç belli değil.

Trabzonspor’un sahaya koyduğu oyunu yöneten yönetmen Hami Mandıralı ise, hep aynı berbat oyunu sahneye sürmeye devam ediyor.

Dün ilk yarıda Gaziantep’te Trabzonspor açısından berbat oyunun son perdesini seyrettik.

BU BİR ZAFER DEĞİL

Trabzonspor’un hiç isteği yok.

Ne oyun kurgusu, ne oyun planı, ne de bir hedefi var.

İlk yarıda tek pozisyonu 38. dakikada Özer’in vuramadığı kafa vuruşu var, o kadar. 22. dakikada bir elle oynama var ama daha çok çarpmaya benziyor.

Hakem de zaten öyle değerlendirdi.

Ha, unuttum bir de Marin’in uzaktan bir şutu vardı.

Marin derken, zaten onu da bir tek o pozisyonda gördük ve 45 dakikada bir daha görünmedi.

Sadece o değil, Trabzonspor komple ortada yok.

Gaziantepspor’a gelince: Forvetleri son vuruşlarda biraz daha becerikli olabilselerdi, ilk yarıyı önde kapatabilirlerdi.

İkinci yarıda da ne sahne, ne oyun, ne de roller değişti.

G.Antep oynuyor, Trabzon seyrediyor! Trabzon, o kadar kötü ki, ligin en az pas yapabilen takımlarından olan G.Antep adeta şahlanıyor.

60’a kadar Trabzon’un atağı bile yok!

Duran topta Ekici milimetrik ortalıyor ve Yumlu’nun kafasıyla da gol geliyor.

Oynayan, mücadele eden ve isteyen G.Antep ama, öne geçen Trabzon. Golden sonra da Trabzon’da yine bir şey değişmedi.

Skoru korumaya gittiler ve başardılar da.

Ama bu büyük bir zafer değil.

Yalnızca üç puan, ötesi hep yalan.

Ve, düşünün Trabzon’un en iyisi kaleci Esteban.

Bu hasta iyileşmez, bu fırtına esmez ve Hami Hoca’nın sahneye sürmeye çalıştığı bu berbat tiyatro seyredilmez...