Paylaş
Sinan Güler, Türk basketbol dünyasının sevgilisi, girişimci, yardımsever, disiplinli, çalışkan, Türk Milli takımının bel kemiği, 33 yaşında, Fenerbahçe Doğuş'a transfer oldu dün.
İş hayatında, çevrenizde mutlaka karşılaşmıssınızdır Sinan Güler gibi karakterler ile. Kriz zamanı veya büyüme planları farketmez, işler büyüse de küçülse hep faydası vardır, iyi ki bizimle dersiniz. Galatasaray işte öyle bir oyuncusunu kaybetti bugün, diğer yanda Fenerbahçe Doğuş ise süper kahramanlarına bir yenisini daha ekledi.
Haberleri takip etmezseniz, Google'da ismini yazmazsanız 33 yaşında olduğunu anlamınıza imkan yoktur Sinan'ın. Parkeye koyduğu enerjisi, bitmek bilmeyen gayreti ile 20'li yaşlarında birçok gencimize meydan okur. Hafif dökük saçları da olmasa kimse 30'unu geçtiğini söyleyemez bile. Hatta parkede bile son 8 yılda geçirdiği değişim, kendini geliştirme seviyesi çoğu Türk basketbolcu için mutlaka örnek olmalıdır. O yüzden bu transferi yaş ve zamanlama ile yargılamak yapılabilecek en kötü eleştiridir.
HAFIZAMIZA KAZIDIK
Hepimiz onu ilk önce savunması ile hafızamıza kazıdık. Sonrasında çok iyi bir 6. adama, arkasından geliştirdiği muazzam asistleri ile çok yönlü bir guard'a ve son olarakta yayın gerisinden bulduğu şutlar ile iyi bir nişancıya evrilmesini izledik. Her sezon kendine hayran bırakacak yeni bir özellik katmaya devam etti.
Hikaye tanıdık mı geldi yoksa? Bogdanovic, Melih, Udoh, Vesely, Datome, Dixon ve Kalinic. Yıllardır Obradovic'in ellerinde hepsinin karakterinin sağlamlaştığını ve sezgilerinin boyut değiştirdiğini izledik. Düşünsenize, Sinan Güler'i şimdi Obradovic ile en çok hakettiği Euroleague hayallerini gerçekleştirme macerasında izleyeceğiz. Dış transferde bundan daha güzel bir başlangıç olamazdı. Sinan'ı basketbolunun yıldızlaşacağı bir sezon bekliyor, bize ise sadece arkamıza yaslanıp onu izlemek kalacak.
Ben şahsen Kalinic, Vesely, Udoh (tabi Vesely ve Udoh kalır ise) ile Sinan'ın rakiplerine sahayı dar ettiği bir savunma izlemek için sabırsızlanıyorum. Hemen arkasından Udoh ve Vesely'ye yapacağı asistleri düşününce şimdiden heyecanlanıyorum.
Ekim'e kadar beklemek mi, işte en kötüsü de bu!
Paylaş