Paylaş
"Burası OAKA" yazılı t-shirt'ler tüm koltukların üstünde seyirciyi beklerken, bu maçtan tek bir sonuç çıkacağından emindi Yunanlılar. Neydi onları bu kadar emin ve güvenli olmaya iten? Sadece ev sahibi avantajı olamazdı, belki de 11 yıldır hiçbir Türk takımının bu salonda galibiyetinin olmayışı, belki de Fenerbahçe'nin hep mağlup olması mıydı Atina'da? Veya sağlıklı bir Fenerbahçe'nin neler yapabileceğini unutmaları mıydı? Ben hepsi diyorum.
Yunanlı gazeteciler Obradoviç'i maçtan önce kızdırmışlardı. Sorulan soruların hepsine ters cevaplar veren başarılı teknik adamın verdiği cevaplardan biri bu maçı özetliyordu aslında. "Panathinaikos duygusallığı" veya "OAKA şanssızlığı" ile ilgili sorulara kızan Obradoviç'e, Fenerbahçe bu bütçe ile Final Four'a kalamaz ise ne olur? Başarısız görülür müsünüz? diye soruluyor. Verdiği cevap bence neden O'nun gelmiş geçmiş en iyi teknik adamlardan biri olduğunu kanıtlıyor.
"Dostum bu çok eski bir hikaye ben bunları önemsemiyorum. İnsanlar istediği hükmü vermekte serbestler. Benim için en önemlisi takımı yönetmek. Son olarak Gaziantepspor maçımız vardı ve ilk yarıyı 24 sayı geride bitirdik. Soyunma odasına giderken tüm seyirciler bizi alkışlıyor ve tezahürat yapıyordu. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Onlar bize inanıyor ve bu takımın ne anlama geldiğini biliyor"
Hiçbir Fenerbahçe taraftarının ilk yarı 42-28 Panathinaikos lehine sonuçlandığı o 20. dakikada farklı bir şey hissettiğini düşünmüyorum. Fenrerbahçe'yi diğer takımlardan farklı yapan da, 21.000 kişiye karşı bu kadar soğukkanlı oynamasını sağlayan da arkasındaki bu inanç işte.
Sahada beklenmediği kadar iyi başlayan bir Fenerbahçe vardı ilk çeyrekte. Sadece Calathes ile çözüm arayan Pana'ya karşı herşeyi doğru yaptı Obradoviç'in öğrencileri. Arkasına aldığı rüzgar ile birlikte farkı 8 sayıya kadar çıkardılar ne de olsa burada kazanmanın ilk kuralı kulakları tüm seyirciye tıkamaktı, bunu unutmadan başladı maça Fenerbahçe.
Ama işlerin o kadar kolay olmayacağını hatırlattı Pascual. Sahaya Bourousis ve Rivers'i sürdükten kısa bir süre sonra skor tabelası 15-16'ya gelmişti bile. Skorun yaklaşmasından daha da korkutucu olan seyircinin oyunun içine girmesiydi aslında. Çünkü seyircisi oyunun içine girmiş bir OAKA, cehennemden farksızdı. Fenerbahçe'nin her top kaybı ve kaçan her şutunda seyirci tezahüratları daha da arttırdı. İlk yarıda son 4 dakikaya girilirken sadece 4 sayı olan fark, 20. dakikada 14'e çıkmıştı. Rivers, aynı 2015 Final Four'undaki gibi Fenerbahçe'ye aynı kabusu yaşatmaya yemin etmişti sanki.
Obradoviç ilk yarı sonunda uzatılan mikrofana sadece "berbat" oynadık diyebilmişti, zira bu oyunun başka bir tanımı olamazdı.
Fenerbahçe'nin agresifliği, kazanma stratejisi tamamen sert savunmasında saklı aslında. Bu parolayı unuttuğunda kırılganlık başlıyor, zayıf savunması hücumunu etkiliyor, kitliyor adeta. İkinci yarıya bu sıkıntısını çok iyi analiz edip çevirmeye odaklanmış bir Fenerbahçe izleyerek başladık. Udoh, Vesely ile pota altında uzunlara, Dixon ile kısalara yapılan baskı ile ritmi hemen ele geçirdi Sarı Lacivertliler. Bogdanoviç ile hem yayın gerisinden hem de içeriden çok iyi organize olmaya başlayan Fenerbahçe'nin mesajı çok netti Yoncalara. "Hemen heveslenmeyin, o kadar da kolay değil bu takımı yenmek"
3. çeyreğin son 1 dakikasına girilirken fark 1, skor tabelası ise 49-48'di. Pana'nın üstünde yaratılan 21.000 kişilik destek bir anda geri tepmiş, kazanma hırsı yerini gerginliğe bırakmıştı sanki.
Maçın, tercihlerin telafisi olmayan ve belki de serinin en kritik çeyreğine girilirken OAKA sus pus olmuştu. Fenerbahçe'nin adım adım yaklaşırken çıkardığı ayak sesleri hızlanmış, skoru eşitlemişti. Yaptığı savunma ile küllerinden doğan Fenerbahçe karşısında tamamen şaşırmış bir Panathinaikos izledik son çeyrekte. Sadece sahadaki 5 değil, kenarda Pascual'de şaşırmış Calathes'i kenarda unutarak Fenerbahçe'ye iyilik bile yapmıştı. Obradoviç'in maçın 2. yarısı için sakladığı stratejisi tutmuş, aynı geçen yılın playoff'larında Laso'ya yaptığı gibi, Pascual'i de gafil avlamıştı. İki kule Udoh ve Vesely ile potayı Panathinaikos'a dar etmiş, Bogdan-Dixon-Sloukas 3'lüsü ile hücumu ateşlemişti.
Havada uçuşan bloklar ve akıllı hücumu ile psikolojik üstünlüğü yakalayan Fenerbahçe, 4. bitiremediği normal sezonun telafisini bu efsane galibiyet ile taçlandırmış ve taraftarına Atina'dan mesajı yollamıştı.
"Bize inanmaya devam edin!"
Akılda kalanlar
-Fenerbahçe'nin nasıl takım olunur adlı dersi.
-Kaliniç'in muazzam 3'lük yüzdesi. %67!
-Bogdanoviç'in performansı. PIR 35
-Udoh'un Bourousis ve Gabriel'a üst üste yaptığı 2 blok.
-Vesely Airlines'ın geri dönüşü.
-Singleton'ın anlamsız hırsı sonunda kötü performansı. PIR 3!
-Pascual'ın suratındaki ne yapacağını bilemeyen bakışları.
-OAKA'nın görülmeye değer sus pus hali.
Akıldaki sorular
-"İki kule" efsanesi geri döndü mü?
-Sloukas 2. maça sakinleşir mi?
-Yıllardır OAKA'da Türk takımı yenemiyor klişesi artık sona erdi mi?
-Datome artık döner mi?
-Maçın gerçek MVP'si kim? Kahraman-büyük oyuncu-lider Bogdanoviç mi? Stratejisi ile şaşırtan Obradoviç mi? X-Factor Kaliniç mi? Savunma beyni Udoh mu? Takımı coşturan Vesely mi?
Paylaş