Paylaş
Halkın oyuna sunulur…
Tam 194 440 oy kullanılır.
Öyle bilgisayardan bir “tık” ile değil. Gazeteden kupon kesilir, el yazısı ile doldurulur, postaya atılır…
Sonuçlar Noter huzurunda sayılır ve tam bir yıl süre ile saklanır…
İşin ciddiyetini görüyorsunuz…
Sonuçlar:
1.Murat Güler: 76.332 oy/ Manş denizini geçen ilk Türk yüzücü.
2.Mustafa Dağıstanlı: 44.660 oy/ Dünya Şampiyonu güreşçi.
3.Lefter Andonyadis: 28.912 oy/ Fenerbahçe takımı futbolcusu
4.Turgay Şeren: 26.882 oy /Galatasaray takımı futbolcusu.
5.Ercan Ertuğ: 11.210 oy/Beşiktaş takımı futbolcusu.
Listede, Recep Adanır, Yalçın Granit gibi her branştan sporcular var… Liste uzayıp gidiyor…
***
Türkiye’nin yaptığı ilk Yılın Sporcusu anketindeki ciddiyete bakın…
Katılıma bakın…
Ve o dönemdeki spora bakış açımızın genişliğine bakın…
Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaraylı futbolcular arasından sıyrılarak kazanan yüzücüye bakın…
İkinci sırada da bir güreşçi var…
Bu ülke halkı;
1961 yılında bir okçuyu, 1963 yılında bir atleti, 1965 yılında bugün hiç bilmediğimiz bir spor dalını, binicilik dalından Kemal Öncü’yü yılın sporcusu seçmiş…
1971 yılında eskrimci bayan Özden Ezinler yılın sporcusu olmuş…
1985 yılında Galatasaray Lisesi Basketbol Takımı toptan yılın sporcusu seçilmiş…
***
Şimdi geldiğimiz yere bakalım:
Yıl 2017;
Geçen yılın “En Başarılı Takımı” seçildi:
Adaylar:
1. Dünya Şampiyonu Eczacıbaşı Kadın Voleybol Takımı…
2. Avrupa’nın 1 numaralı kupası Eurolig’in ikincisi olan Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı…
3. Avrupa’nın 2 numaralı kupası Eurocup şampiyonu, Galatasaray Erkek Basketbol Takımı.
4. Dünya Salon Okçuluk Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Genç Milli Kadın Okçuluk Takımı
5. Avrupa’da başarısı olmayan Türkiye Futbol Ligi şampiyonu Beşiktaş Futbol Takımı…
Kazanan; Beşiktaş Futbol Takımı(!)
***
Yorum yazmaya gerek var mı bilmiyorum…
Çare yok, yazmalıyım…
1954 den bugüne geldiğimiz nokta;
• Spor yoktur; futbol vardır…
• Futbol olunca uluslararası başarı yoktur, mecburen yerel düşünce vardır…
• Aslında futbol da yoktur, sadece taraftarlık adı altında fanatizm vardır…
• Ve buna karşı çıkıyormuş gibi gözüken, aslında gece gündüz bize, sadece bunu anlatan medya vardır…
• Bir de, sadece kendisine izlettirilen filmi seyretmeye alışmış; buna “hayır” demeyen halkımız vardır…
Bence her güzel şey gibi, 63 yıllık çok saygın bir gelenek de bitmiştir…
Paylaş