Paylaş
Eşim Feyza’ya, “nereye gidelim?” Diye sordum…
Elbette soru sınırsız değildi…
Cevabı çabuklaştırmak üzere dört adet seçenek sundum…
A:Kaunas. B: Bamberg. C: Atina. E:Belgrad.
Gördüğünüz üzere cevap alternatifleri, Fenerbahçe basketbol takımının gideceği dört deplasmanı içermekteydi…
Eşim kısa bir pazar araştırmasından sonra; “Bamberg” dedi…
İyi ki de “Bamberg” demiş…
Burası küçük bir kasaba…
Savaşta bomba yememiş nadir Avrupa kentlerinden birisi…
UNESCO’nun koruma altına aldığı bir yer…
Orta çağda yaşıyormuş hissi veriyor insana…
Aynı zamanda biranın da başkenti…
Bir üniversite kasabası… Kurabiye gibi bir yer… Buram, buram tarih kokuyor…
Küçük kasabanın, kocaman bir takımı var…
Onu coşku ile destekleyen, maçın sonucuna hiç bakmadan takımının yanında olan bir de taraftarı…
Gerçekten görülmeye değer bir yermiş burası…
Basketbol takımları, yaşayan halkın gurur ve eğlence kaynağı olmuş…
***
Bamberg yönetimi büyük maçları Nürnberg’de oynarken, bu maçı kendi salonlarına Bamberg’e almışlar… Fenerbahçe’ ye de son derece sınırlı sayıda da bilet vermişler… Elbette ateşe kar dayanmaz… Gurbetçilerimiz, bir yolunu bulup takımlarını desteklemeye gelmişler…
Aslında ilk dört içinde bitirebilmemiz için gerçekten değerli bir maçtı…
Dixon geçen maçta çok kötü oynamış ve yaş gününü kutlayan Obradovic’ e giderek;
---- “Kusura bakma reis, doğum gününü mahvettim” demişti…
Reis’in cevabı ise;
----- “Sen bize kaç tane maç getirdin, bugün de senin olsun, dert etme” şeklinde olmuştu…
Dixon; Bugün hocasına gecikmiş yaş günü kutlamasını yaptı…
26 sayı 6 ribaunt ile sahanın yıldızı oldu…
***
Maç öncesi; Bizim takım Melli’yi, onlar ise Bogdanovic’i durdurmak üzerine hesaplarını yapmışlar… Bizimki biraz şansızlıktı ama iki takımın da hesabı tuttu…
Bogdanovic sakatlandığında; Hep birlikte “eyvah” dedik…
Oyunu pek kurmaz ama tek bir oyun kurucuya, Dixon’a kalmıştık… Yüreğinin ve nefesinin sonuna kadar oynadı… Helal olsun!
Ancak haklarını yemeyelim;
Sıra ile sorumluluk aldılar…
Nunnally, Dixon nefes almaya dışarı çıktığında takımı sırtladı…
Datome çok kötü başladığı maçın sonunda, sorumluluk alma sıranın onda olduğunu anladı ve tecrübesine yakışır bir şekilde, 16 sayı 5 ribaunt ile maçı bitirdi…
Melih, en kritik anda maç topunu attı…
Vesely 32 dakika, Udoh 38 dakika oynamış…
“Güzel takım, sorumluluğu paylaşa, paylaşa çok zor bir maçı kazandı:
Tebrikler ve teşekkürler…
***
Asıl tebrik edilmesi gereken birileri daha var;
Bamberg seyircisi…
Televizyonda görmüş olabilirsiniz; Bamberg’in en ateşli taraftarlarının olduğu bandonun arasında, iki tane çubuklu formalı izleyici vardı…
Adamlar en ufak bir taşkınlık yapmadan tezahüratlarını yaptılar…
Maç bittiğinde, belediye otobüsleri bizleri ücretsiz olarak şehir merkezine getirdi…
Otobüsün içinde sarı lacivert formalı birkaç kişi kalmıştık…
Adamalar maçı kaybetmişler, bize kötü bir bakış bile atmadılar…
Ülkemizde, “bu adamları neden alıyorsunuz otobüse?” diyen bile çıkardı…
Maçtan önce salonun yanında, Bamberglilerin mekânında oturdum…
Dönüp bakmadılar bile…
Kadıköy çarşıda, Beşiktaş formalı birini veya tam tersini düşünün(!)
Gerçekten öğrenmemiz gereken şeyler var…
Bağırıp, çağırsak da birlikte yaşamayı mutlaka öğrenmeliyiz…
Paylaş