Paylaş
İşin de var, gücün de…
Güzel bir karın, üç tane de pırıl, pırıl evladın…
Yetecek kadar da paran…
Takımın yenildiğinde hayata kahretmeye;
Utanmıyor musun be adam?
***
Sen de bassana küfrü…
İster hakeme, istersen futbolcuna, olmadı başkanına, hiç biri olmaz ise takıma sahip çıkan bir başka taraftara…
Salla gitsin, sinirin dinsin!
Takımının yenildiği akşamlar, sabaha kadar hayata kahretmeye; Utanmıyor musun be adam?
***
“Ben zaten bu başkan gitsin istiyordum”, desene,
Üstüne üstlük, “Transfer de yapmadılar, kulübü de batırmışlar”, desene…
Hadi ona bir şey diyemedin,
“Ahmet’in yerine Mehmet’i niye koydun takıma? Çift santrafora neden geçmedin?”, Desene!
“Tutturmuşsun bir koşu mesafesi” desene!
“Fenerbahçe savunma yapmaz, yaptırır”, desene!
Hadi, o da olmadı…
“O gol nasıl kaçar be adam!”, de…
“O gol nasıl yenir be adam!”, de…
Hiçbirini demezsen, uyku tutmaz gecene…
***
Hadi o da olmadı, aç bir Kemal Sunal filmi…
Unutursun geçenleri…
***
Olmuyor arkadaşlar…
Yaşam kimilerine sahip çıkmak görevi sunmuş, kimilerine de muhalefet etmek…
Kimileri “yapmaktan” sorumlu olmuş, kimileri ise “yıkmaktan”…
Üzülerek söylüyorum yeni neslimiz, eleştiri nesli…
Çağımız, “beğenmeme” çağı,
Beğeneni, beğenmeme çağı,
Çocuk bile yapmıyorlar, sorumlu olmamak için…
Fikirlerini söyleyemiyorlar, yanılmaktan koktukları için,
Görev bile almıyorlar, eleştirilmemek için…
Hızla kaçıyorlar…
En güçlü kim ise onun yanında bunlar…
Barcelonalı, Madridli, Premier ligli bunlar…
Takımlarını alkışlamıyor, rakiplere sallıyor bunlar…
Takımını, arkadaşını, işini, komşusunu, memleketi beğenmiyor bunlar,
Düzeltmek için de hiçbir şey yapmıyor bunlar,
Yeni beyaz, mavi, siyah yakalılar bunlar…
Klavyeleri ile geliyorlar…
Maçı bile sanal yapıyorlar…
Yeni çıktı bunlar, biz çıkardık bunları!
Paylaş