Temmuzlar unutulmaz!

Forma, değerini buldu…

Fernandao; 5 kilo vermiş, sıra bana gelecek diye bekliyor…

Geçen yılı hatırlayın;

Van Persie, koşmadan oynarım havasındayken, Fernandao havaya girmiş, elindeki tek silahı olan mücadeleden vazgeçip, formam garanti pozundaydı…

Sonunda ikisinden de yararlanılamadı…

Bu yıl, Van Persie, çalıştı, işi ciddiye aldı, ama formayı alıp evine götüremedi…

Dick Advocaat, bir maç veriyor, bir maç alıyor…

Önemlidir!

Emenike, Sow, Fernandao ve Van Persie, ihtiyar kurtun adaletine güveniyorlar ve forma için çalışıyorlar;

Önemlidir!

Dick Advocaat’ın bir tane transfer hakkı vardı…

Gitti, Lens’i aldı…

Taraftarın da, güvenini…

Sezon başında satılması konuşulan Josef’e, ilk günden itibaren formayı verdi… Josef’ de formanın hakkını…

Oynayanı, yedek kalanı;

Oyuncuların, hocaya güveni tamamdır…

Hak ettiklerinde, formayı alacaklarını biliyorlar…

Önemlidir!

Sırada 12 numara var…

Onlar da yerini almaya başladı…

Son 15 yıldır hiç boş olmayan tribünler, yeni yeni dolmaya başladı…

Bu yıl farklı bir şey oldu…

“Önce siz oynayın biz sonra geleceğiz” dediler.

Oyun yeni başladı…

***

Aslında ,yıllardır oynadığından farklı bir oyun oynuyor Fenerbahçe…

Önde basmıyor, topu rakibe veriyor ve takım olarak topun arkasına geçiyor…

Özellikle kanatlarda hiç açık vermiyor… Ben, Volkan Şen’in defansa bu kadar düzenli yardım ettiğini hiç görmemiştim…

Bunu bir sistem içinde yapıyor…

Topu kazandıklarında da, hızla ve bilinçli olarak çıkıyorlar…

Önce, Galatasaray’ın kadrosu açıklandı…

Serdar Aziz, Tolga ve De Jong’u görünce, “beraberliğe gelmişler, önce durduralım sonrasına bakarız” demişler dedim…

Açıkça söyleyeyim; Fenerbahçe’nin kadrosunda, Neustadter’i görünce,

Fener’in de, “önce durduralım” dediğini gördüm…

Fark neredeydi?

Fenerbahçe bunu bilinçli bir sistem ile yapıyordu.

Sistemini buna kurmuştu…

Oysa Galatasaray sezon başından buyana topu oynamaya, oyunu forse etmeye odaklıydı…

Bu sistem ona yabancıydı…

Nitekim top Galatasaray’daydı ama en fanatik taraftarı bile gol atacağına inanamıyordu…

Ceza alanına en az girdiği maçlardan birini oynadı…

***

Alper, Şener ve Van Persie, bir nakış tutturdular…

Aynı golü ikinci kez attılar…

Şener, orta yapmıyor, bakıyor ve atıyor…

Van Persie de bunu biliyor…

Frene basıyor, golü atıyor…

Fenerbahçe’nin ayarları yerine geliyor…

Mehmet Topal, Lens ve Ozan;

En kritik üç oyuncu…

Üçü de yoktu…

Hissedildi mi?

----Hayır…

Belki Galatasaray kötüydü ama Fenerbahçe, beğenelim beğenmeyelim, bir sistem ile oynamaya başladı…

Lig daha çok uzun…

Birçok şey değişecektir…

Ancak sistem kuranlar, hep önde olacaktır…

****

Bu maçta Fenerbahçe kazandı…

Cüneyt Çakır, konuşulmayacak(!)

Puan kaybetseydi, göremediği eller, veremediği ikinci sarılar, vermediği penaltı konuşulacaktı…

Ben konuşayım;

Skor 2-0 iken;

Maçın 90. dakikasında oyundan çıkan Alper’i, hızlı çıkmaya davet etmeni alkışlamak istedim…

Keşke 12 Mayıs günü, “oyunun oynanması” için bu kadar hassas olsaydın!

***

Takımlar, “15 Temmuz’u unutmayacağız” pankartı ile sahaya birlikte çıktılar…

Alkışladık…

Temmuz ayları unutulmuyor…

15 Temmuz’un spor alanındaki aynası, 3 Temmuz’dur…

15 Temmuz direnişinin kıvılcımının çakıldığı ilk gün; 3 Temmuz’dur!

Hem de 15 Temmuz’dan 5 yıl önce yakılan bir kıvılcım…

Kendi adıma ben de, 3 Temmuz’u unutmayacağım!