Spor Toto Süper Lig Eyyam Sezonu

“Spor Toto Süper Lig Ricardo Quaresma Sezonu olarak bitirdik…

Aslında bittik(!)

Sezona adını vermek için Volkan Babacan ile Quaresma son ana kadar çekiştiler ama Bursaspor maçında yaptığı atak ile Quaresma öne geçti…

Sezon henüz bitmedi… Bambaşka bir isim her an atak yapabilir… Ancak özü değişmez…

Biz özet ile “Spor Toto Süper Lig Eyyam Sezonu” diyebiliriz…

***

Yazacaklarımın yanlış anlaşılmaması için anlatayım;

Biliyorsunuz takımım, Fenerbahçe… Bu yıl hiç sevemediğim bir futbol oynadı… Yıllardır ilk kez aday olmaktan bile uzaktı…  

Derdim, Başakşehir veya Beşiktaş’ın şampiyon olması ile ilgili değil…

Gerçeği söylemek gerekirse sezona bir bütün olarak baktığımda, en iyi topu, bu iki takım oynadı… Şampiyonluğa en yakın olan da bu iki takımdı…  Her ikisine de aynı mesafede uzağım… Kim daha iyi ise o olsun isterim…

Sonuç belki değişmezdi ancak;

Federasyon, disiplin ve ceza kurulları kötü olmuştu, ancak bu kadar “pervasız” hiç olmamıştı…

Gözümüzün içine baka baka, bizi kandırmaya çalışmamıştı…

***

Volkan Babacan’ın gazeteciyi boğazına sarılıp sürüklediğini, yumruk attığını, arkasından acı ile elini tuttuğunu, hepimiz gördük…

Ülkede videoyu seyrettikten sonra “vurmadı” diyebilen biri var mı?

-----Yoktur.

“Vurmadı” dediler… Yumruğu yiyenin eli ile Noterden kâğıt aldılar…1 maç ceza verdiler…

Daha fazla yazmaya gerek yok!

Bittiğimizi ilan eden belgedir bu…

Bundan sonra kılıfına uydurularak her şey yapılabilir artık…

***

Başakşehir yönetimi Ufuk ve Yalçın’ı kadro dışı bıraktığını, federasyon cezaları vermeden önce açıkladı…

“Süresiz kadro dışı” dediler…

-----Alkışlandı(!)  “Helal olsun” dendi.

Alt sınırı 5 maç olan cezaları, 3 maça düşünce;

“Tamam,  o zaman bizde çocukları affettik(!)” dediler…

İşte olmadı o zaman…

O ilk yaptığınız “delikanlılığı da”, neden yaptığınız, anlaşıldı o zaman(!)

Gözümüzün içine bakarak oynuyorlar bizimle(!)

Basın dışında isyan eden de yok!

İşin ilginç yanı en yakın rakibi Beşiktaş da, sesini çıkartmıyor(!)

***

Quaresma’nın, sezon boyunca kart görebileceği birçok pozisyon es geçildi…

Geçen hafta Bülent Yıldırım ve arkadaşları olayı gözümüzün içine soktu…

Artık olay belli;

Quaresma, rakibin bileğine kasıtlı basabilir, kasıtlı tekme atabilir, hakemi alkışlayabilir… Kimseler atamaz onu… “kasıtlı” sözcüğünü bilerek yazıyorum… Beşiktaş tuttuğu için falan değil… “Aman benim başıma dert gelmesin” diye görmemezlikten gelir…

Bu garip duruma herkes isyan ederken, bu kez de rakibi, Başakşehir’in sesi çıkmıyor...

Ben de garipsiyorum…

Şimdi ben bundan sonra, Bülent Yıldırım’ın verdiği kararlara nasıl güveneyim(?)

Adam hata yapsa bile kasıt arayacağım…

Yazıyı uzatmamak için sadece iki örnek verdim…

Futbolumuzun geldiği durum budur(!)

Gazetelerimizin sayfaları, “Futbolumuzun kısırlığını anlatan” olaylar ile dolu iken, Dünya Şampiyonu olan Vakıfbank, aynı sayfada paralı ilan vererek sesinin duyurdu…

Sporumuzun geldiği durum da budur(!)

***

Aşağıda bu hataları yapan kurulların, bu sezon boyunca takımlara verdikleri para cezalarını gösteren bir tablo var…

Kulüplere, başkan ve yöneticilerine verilen cezaları topladım… Futbolcu, teknik direktör, gibi profesyonel çalışanları katmadım…

Toplu bir istatistik bulamadığım için teker teker topladım… Uzun süremi aldı… Hata yapmış olabilirim ama işin özünü değiştirmez…

Görüldüğü gibi Federasyon bir eli ile para dağıtırken, diğer eli ile toparlamış…

Şimdilik, toplam 8.220.000 TL’yi geri almış…

Bu işi de oldukça orantısız yapmış…

İlk 5 kulüp, toplam cezanın yüzde 75’ini ödemiş…

Fenerbahçe’nin bu yıl olmayan seyircisi, toplam cezanın yüzde 25’ni ödemesine sebep olmuş…

Özellikle, Konya, Trabzon, Bursa, Galatasaray ve Fenerbahçe deplasmanda çok ceza almışlar…

Seneye bu işi yaparken dikkatli olmak lazım…

Yönetime muhalif grupların, takımlarına büyük zararlar verebileceğini düşünmek lazım…

Bu cezaları eleştirecek tek bir kelam edemem…

Yorum yapabilmek için tüm maçları gözlemci gibi yerinde izleyip, küfürlü tezahüratları saat tutarak saymam, saha olaylarını görmem gerekirdi…

Elbette yapamadım…

Ancak yukarıda yazdığım olayları yapan kurulların, verdikleri bu cezalara da, güvenemem!

İşte anlatmak istediğim de budur…

Güven sarsılmaktadır!

***

Federasyon ve disiplin kurulları aslında en büyük yanlışı, kendilerini oraya getirenlere yapıyor…

Kimse; “seçim yapılıyor”, “kurumlar özerk” falan demesin…

Biliyoruz ki, Devlet getiriyor onları oraya…

Onlar da, belki niyet okuma ile onların isteklerini karşılamaya çalışıyorlar…

Adalet, eşitlik, hukuk gibi kavramlara sağdık olsalar, hata yaparlar ama bunları yapmazlar!

En büyük zararı da, onları oraya atayanlara veriyorlar…

“Güven” kalmıyor… Kamuoyunu vicdanı kanıyor!

Kendilerinin değil getirenlerin, “güvenini sarsıyorlar…

Aslında farkında değiller ama “oyun” bitiyor…