Paylaş
Siyah Çoraplılar, Final Four’a gidiyor…
Avrupa’nın en iyi dört takımı ile final oynayacaklar…
Kimden bahsediyorum?
-------- Ne bileyim ben, “hepsinden” diyelim…
-------- İsterseniz, “4 ayrı branşta, 4 Sarı Lacivert takım” diyelim…
-------- Veya “Başkanı Metris’de bir yıl yatan kulübün takımları” diyelim…
-------- Ya da biraz tarih dönelim;
1900 lü yıllarda Müslüman Türklere ayak topunun yasak olduğu, bizim delikanlıların meşin yuvarlak peşinde koşan, İngilizleri, Rum ve Ermenileri gıpta ile izlediği, kıskandığı yıllara dönelim…
***
“Sultan 2. Abdülhamid’in padişahlığının sürdüğü o dönemde, mevcut monarşi rejiminin korunması amacıyla Türk gençlerinin dernek kurmaları yasaktı. Bu durum ise, yabancı ve azınlıkların top koşturdukları kendi topraklarında futbol oynamanın imkân ve zevkinden mahrum olan ve onların aralarına karışarak oynamak istedikleri bu cazip oyunu ancak gıpta ile seyretmekle yetinen Kadıköylü Müslüman Türk gençleri arasında, sadece üzüntü değil aynı zamanda tabii ki öfke ve hırs da uyandırıyordu. İşte her türlü tehlikeyi göze alan bu gençlerden, deniz öğrencisi Fuat Hüsnü (Kayacan), eski hariciyecilerden Reşat Danyal ve Mehmet Ali ile Kuşdili’nde Papazın Çayırı adı verilen topraklarda meşin yuvarlağa vuruşlar yapan arkadaşları bu özlemin sona ermesini amaçlıyorlar, ve 1899 yılında da, devrin hafiye ve jurnalcilerinin dikkatlerinden kaçmak ve hışımlarından korunmak amacıyla bir İngiliz adı altında Black Stockings FC (Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü) ’nü kuruyorlardı. Ancak siyah çorap ve kırmızı üst formaları ile Türk gençlerinin oluşturduğu bu ilk Türk spor ve futbol topluluğu daha ilk maçlarında hafiyelerin baskınına uğruyor ve hemen dağıtılıyordu.”
Bu Siyah Çoraplılar;
Dün onlara bu topu yasaklayanlara, bugün onları, 3 Temmuzlarla durdurmaya çalışanlara;
Avrupa’nın zirvesinde, ders vermeye devam ediyor;
***
Özetleyeyim;
Bir; Potanın Kraliçeleri (Fenerbahçe kadın basketbol takımı):
Wisla Can-Pack’ı yendiler… Evlerinde de yenmişlerdi…
Siyah çorapları ile finale giden ilk takım oldular… İsimlerini dörtlü finale yazdırdılar… Yıllardır oradalar…
Finaller, 15 Nisan’da oynanacak…
Bu nedenle yazımızın başlığı; Biiiiir!
Umudumuz, “Döööört!!!” diyebilmek….
İki; Filenin Sultanları (Fenerbahçe kadın voleybol takımı):
Çeyrek finaldeki rakipleri Dinamo Moskova’yı 3-1 yendiler…
23 Mart tarihinde Moskova’da rövanşı oynayacaklar…
Maçı kazanırlar veya kaybedip altın seti kazanırlarsa; Sarı Melekler de Final Four’da…
Rakip oldukça güçlü…
Rusya Milli takımının çekirdeği ve bir de bizim takımdan tanıdığımız Brezilyalı Fernanda Garay bu takımda…
Sarı Meleklerin, tecrübesi ile bu turu geçeceğine inanıyorum;
Bende heyecanla;
“İkiiiiii” diye bir başka yazı yazmaya hazırlanıyorum…
Üç: Obradovic’in çocukları (Fenerbahçe erkek basketbol takımı);
Devler liginde grupları birinci bitirdiler. Son 16 grubunda lider durumdalar. Bu hafta Rusya’da, ikinci sıradaki en büyük rakipleri Kuban’ı yendiler. Çeyrek final oynamayı garantileyen ilk takım oldular…
Lider bitirmeye çok yakınlar… Karşı guruptan gelecek takımı bekleyecekler. Bu eşleşmede, beraberlik durumunda, son maçı evlerinde oynama avantajına sahipler.
Özetle, bir aksilik olmaz ise onlarda, Berlin’de Final Four oynayacaklar…
Ben de; “Üççççç” diye bir başlık atacağım!
Dört: Futbol takımımız (Siyah Çorabı ilk giyenler)
Biliyorsunuzdur; Avrupa Liginde son sekize girme mücadelesi veriyorlar. Dün akşam Braga’yı yendiler. Rövanş kolay olmayacak. Olsa bile bundan sonra aşılması gereken virajlar var…
Ancak taraftarlar, besteyi yaptı bile;
“Simon Kjaer, Gökhan Gönül'le. Orta saha Luis Nani'yle. İleride van Persie'yle; Gidiyoruz İsviçre'ye…”
Diye bağırıyorlar…
Ben de; “Döööört” başlığını atmayı, dört gözle bekliyorum…
***
Hiçbiri olmayabilir…
Gelinen bu nokta bile çok önemlidir…
Ülkemizde pek kavranmamış olsa bile bir spor kulübün 4 ayrı dalda, Avrupa’nın son dört takımına aday olması, bir ilktir…
Avrupa rekorudur…
Bir daha, bir başka ülke tarafından kırılması, çok ama çok zordur!
Çünkü bir saniyede saydığımız, Bayern Münih, Real Madrid ve Barcelona gibi çocuklarımızın rüyasına giren kulüplerin, aslında iddialı oldukları dal sayısı son derece sınırlıdır…
Bizim kulüplerimiz gibi Ülke sporuna hizmet için kurulmamışlardır…
Bu rekor kırılsa kırılsa, yine bizim asırlık çınarımızdan biri tarafından kırılır…
Kavramasak bile bu dediğim çok anlamlıdır…
Değeri zaman ile anlaşılacaktır!
****
Bu yazdıklarımın bir önemi daha vardır ki;
Bu kulübe, 116 yıl önce top oynaması yasaklanan bu kulübe;
5 yıl önce “komplo” kurulmuştur…
Sponsorları dağılmış, amiral gemisi Avrupa’ya gidememiş, gelirleri azalmış, medyada linç edilmiş, başkanları olmayan bir suçtan bir yıl içeride kalmıştır…
Ayakta tutan güç; 100 yıllık mazisi ve ona inanan taraftarıdır…
Çok uzun süre geçmedi, 5 yıl öncesinden söz ediyorum…
Bugün gelinen noktaya bakın!
Aslında hedefinden o dönemde bile hiç sapmayan, Siyah Çoraplılara bakın!
Bugün 4 ayrı dalda Avrupa’nın zirvesindeler…
Siyah Çorapları ile Avrupa’ya gidiyorlar…
Yolları açık olsun!
Paylaş