Paylaş
Bilemem…
İçlerinde yaşamıyorum.
Uzaktan bakıyorum. Ve sıkılıyorum…
Bu kısır döngünün yıllardır sürmesine sıkılıyorum...
***
Ligi açık ara şampiyon bitirmiş bir takım…
Oyuncu kaybetmemiş…
Oturmuş bir kadro ve teknik heyet…
Üzerine bilinçli ve planlı yapıldığı belli olan bir transfer…
Beklentimiz; En azında geçen yıldan daha iyi bir takım…
***
Ancak, olmuyor(!)
• Takım, iki buçuk ay tatil yapıp göbekliler ordusu olarak sahne alıyorsa,
• Sezonun başlamasına 15 gün kala; Teknik direktörü istifa ediyorsa;
• Cumhurbaşkanın seçildiği gün, “objektif yazar” Ateş Bakan bile bu yazıyı yazıyorsa;
Ortada büyük bir; “HATA” vardır!
Yanal’ın gitmesi gerekliyse bile sezon sonunda bir teşekkür ile yapılmalı, yerine gelen hocanın zamanı olmalıdır!
Bu, büyük bir hatadır.
Hatta sürekli hale gelen; Kurumsallaşmış bir hatadır…
Bana göre orada görev yapan;
Başkanından çaycısına, yönetimi kurulundan, çimcisine,
Dostum CEO’sundan, teknik direktörüne kadar hepsi hatalıdır!
En azından, “engel olamamışlardır”.
Elbette başarı da olduğu gibi hatanın da en büyüğü;
Kulübün Başkanı; Aziz Yıldırımındır…
***
Olayın detayları, hikâyesi, beni hiç ilgilendirmiyor…
Ben dışarıdan gördüğüme bakarım.
Ersun hoca;
---Benim gözümde takımını açık ara şampiyon yapan bir hocadır…
---Ligin en fazla koşan, en iyi topunu oynayan takımı yaratmıştır…
---Transfer hatası yapmamıştır.
---Topu taca atmamış, mazeret aramamış, dik durmuştur…
---Tazminat almadan istifası da, sözleşmelerdeki tavrı da; paranın değil başarının peşinde olduğunu göstermiştir…
Ben uzaktan bakınca bunu görüyorum…
***
Ancak yaklaştığında;
Kulübün çaycısından muhabirine, futbolcusundan yönetim kuruluna kadar insan ilişkisinde problemleri olduğu gözüküyor…
Hatta daha kötüsü;
Ersun hocanın bu gruba liderlik yapabilme şansı kalmamış;
Olduğu anlaşılıyor.
Belki de bu grup kambur yapmış(!)
---Bilemem…
Ben bu noktaya nasıl gelindi ona bakarım…
Ersun hocadan, Başkana kadar hepsine keserim faturayı…
Fenerbahçe Şampiyon olsa da keserim…
Çünkü benim için şampiyonluk yolun sonu değildir…
Fenerbahçe’nin yolu Avrupa yoludur…
Ne olursa olsun;
Bu zaman da yapılan değişiklik ile gidilebilecek yol, arzu ettiğimiz kadar gidilememiş demektir…
***
Nasıl oluyor da bir yılda ilişkiler bu hale geliyor?
Güven duyduğumuz hocalar birer birer hata yapmaya başlıyor…
İşin içinden çıkamıyorum…
Bu takımlar, her yıl bir önceki yıldan daha iyi olmalı…
Çünkü her yıl beğenmediklerini atıyor, yeni paralar harcayarak yenilerini alıyorlar…
Her yıl üzerine bir şeyler koyarak ilerlemeleri gerekiyor...
Bakınız, Genç ve Ümit milli basketbol takımımıza…
Hocası 10 yıldır aynı…
Takımın çekirdeği aynı...
10 yıldır üzerine koya koya geliyorlar…
Yıldızlarda, gençlerde ve Ümitlerde Avrupa Şampiyonu oluyorlar…
***
Bir de Fenerbahçe’ye bakın.
Hoş diğerleri de farksız ama siz bugün Fenerbahçe’ye bakın…
Tam; “Bu yıl problem yok… Geçen yıldan daha iyi olacağız”
Dediğimizde;
Dışarıdan bir darbe gelmez ise; Kendi kendine çıkartılan bir problem…
Bu taraftar hiç mi bir yaz gününü problemsiz aşamaz…
Mümkün değil olmuyor…
Demek ki problem üreten bir sistem kurulmuş.
Uzadıkça kendini yiyip küçülten bir yaratık yaratılmış…
Yazık!
***
Şimdi bir korkum daha var…
Siz de hatırlarsınız;
Yönetimin taraftarın gözünde puan kaybettiği anlarda yapılan sansasyonel, gazı almaya yönelik pahalı transferleri…
Luis Aragonez, Daniel Guiza, Mateja Kezman gibi transferleri unutmanız imkânsız…
Siz unutsanız bile kulübün bütçesine verdiği zarardan dolayı Mali İşler Müdürleri, hala unutamadı(!)
Bir büyük hata yapıldı.
Aman diyeyim;
Plansız, bütçesiz, gaz almaya yönelik sansasyonel bir iş yapmaya kalkmayın!
Biz kızsak bile sevmeye devam ederiz...
Aman diyeyim;
Gönlümüzü almaya kalkarken kulübe zarar vermeyin!
Biz sizi böyle sevdik. Sevmeye de devam ederiz…
Siz hatanızla da bizimsiniz...
Paylaş