Oyun bitti…

Bir gün hayatın gerçekleri ile yüz yüze kaldıklarında kendilerine haksızlık edildiğini sanırlar…
Haklılardır…
Buna, gerçekten inanırlar…
Yaşamın gerçeklerine dönmeleri zor olur…

***
Bugün önemli bir gün…
Tarihe not düşülecek bir gün...
• Balyoz davası ile ömrü hapiste geçecek sandığımız insanlar tahliye oldu...
• 4 yıl önce bugün, “darbeci” ilan edilenler; Masummuşlar(!)
• 3 Temmuzdan bu yana 14 kez sahası kapanan Fenerbahçe’nin Basketbol maçında sahası kapanmadı(!)
• 3 Temmuzdan bu yana sahası bir kez kapanan Galatasaray;
Bana göre;
“Eşit rekabette, ben yokum” dedi…
Sahaya çıkmadı(!)
Kızacaksınız ama durum budur…
Gün dönmeye ve değişmeye devam ediyor…
Değişim, devam edecek…
Adalet; mutlak uzunda olsa, yerini bulacak!
Belki ben de yanılacağım ama tarih bize doğruyu anlatacak!
Yaşam;
Korunmaya alışkın çocuklarımızın, gerçeklerle yüzleşmesini gerektirecek…

***

Bu oynanamayan maç;
Türk sporunun oynanan son perdesiydi…
Perdeyi, Fenerbahçe kapattı...
O oldu, bu oldu…
Ben size sayısal gerçekleri anlatacağım…
Ofsayttan gol olur…
Hakem, haksız düdük çalar…
Bir olur, iki olur…
Ama tarihin akışını bunlar, değiştiremez…
Şimdi dikkatlice okuyun;

***

Bu yıl ülkemizde; 5 ana spor dalında 5 büyük final oynandı;
Kadın Voleybol:Vakıfbank-Fenerbahçe
Erkek Voleybol:Halk Bankası-Fenerbahçe
Kadın Basketbol:Galatasaray-Fenerbahçe
Erkek Basketbol: Fenerbahçe-Galatasaray
Futbol:Fenerbahçe-Galatasaray

Koyu renk ile yazdıklarım şampiyon oldu…
Diğer takımlar ise ikinci…
Sizin de dikkatinizi çekmiştir ama ben yine de yazayım…
Asırlık çınarlar yine başroldeler…
Galatasaray; 5 finalin 3’üne adını yazdırmış…
Fenerbahçe’nin durumu ise en dikkatsiz gözlerin bile görebileceği şekilde duruyor…
Ülkemizde oynanan 5 büyük finalin 5’inde de Fenerbahçe var…
Yenmiş, yenilmiş ama mutlak final oynamış…
Rakipleri değişmiş…
Kimi zaman özel bir firma, kimi zaman bir devlet kurumu, kimi zaman da ezeli rakibi…
Ancak Fenerbahçe, hiç değişmemiş…
Önemlidir sakın es geçmeyin…

Aziz Yıldırım’ın 50. Kupası:
Bu gerçek kimi zaman gözden kaçsa da;
16 yıldır böyle devam ediyor…
Nereden çıktı bu 16 yıl?
---- Aziz Yıldırım, 16 yıldır Fenerbahçe’nin başında da ondan…
Büyük bir bölümünüz kızdı şimdi bana…
---- Olsun…
Ben, bildiğimi yazmaya devam edeceğim…
Başka takım taraftarları çok kızdı…
---Anlıyorum… Ama gerçek bu…
Fenerbahçe taraftarları da kızdı…
“Yıldırım öncesi Fenerbahçe yok muydu?”Diye sordu…
---Elbette vardı ama gerçekleri yazmak lazım.
Yıldırım öncesi; Direksiyon ezeli rakibinin eline geçmişti…

***
Size bir sayı daha vereyim…
Ne denmek istediğim anlaşılsın…
Fenerbahçe’nin kupalarını, Galatasaray ile kıyaslayayım;
Bu mukayeseyi de 5 ana spor dalında kazanılan tüm kupalar olarak yapayım…
Aziz Yıldırım öncesi 16 yılda;
• Galatasaray 33 kupa kazanmış; Fenerbahçe sadece 5…
Aziz Yıldırım dönemindeki son 16 yılda;
• Galatasaray 23 kupa kazanırken Fenerbahçe tam 50 kupa kazanmış…

Sayılar karmaşıktır…
Bir eksilir, bir artar…
Ancak bütünüyle bakıldığında; gerçekleri gösterir…
Sıkılmadan incelemek lazım…
Yıldırım öncesi; Galatasaray’ın 33’e 5 gibi ezici bir üstünlüğü varken;
Yıldırım sonrası; İşler tersine dönmüş, Fenerbahçe 23’e 50 olmuş…
Acaba bütün kızgınlığın nedeni bu olmasın?
Yok, edilmeye çalışılan adam;
Türk spor tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı adamı olmasın?

33/5’den, 23/50 ye:
33’e 5 den, 23’de 50 ye giden bir yolculuk bu…
İçinde gözyaşı var…
Sevinçler, mahkemeler, hapisler var…
Son maçta kaybedilen şampiyonluklar var…
3 Temmuz var…12 Mayıs var…
Biber gazları var…
Görevden alınan Emniyet Müdürleri, Hâkimler, Savcılar var…
“Paralelimsi yamuk” yapılar var…
“Kimden izin almış” diyenler var…
Uzun bir yolculuk bu…
Henüz sonu gelmemiş bir yürüyüş…
Bir anlamda engelli bir koşu bu…
Engeller kimi zaman sportif, kimi zaman politik…
Ancak görülen şu ki;
Teker teker aşılmış engeller…
Sanılmasın ki, bitti bu engeller…
Daha çok aşılacak!
Görülen o ki;
Engeller; Bilimsel gelişimi durduramayacak!

***
Adımın; “Aziz Yıldırım’ın yazarı” olduğunun farkındayım…
En kibar deyimini yazdım elbet…
Ben bu maratona, bütünüyle baktığım için tutuyorum bu adamı…
Fenerbahçe bir üst yapı takımıyken;
“En iyisi kimse, basar parayı alır” kavramı kabul edilmiş bir geçek iken;

• Futbol, alt yapı milli takımlarına en fazla oyuncu veren kulüp,
• Basketbol, alt yapı milli takımlarına en fazla sporcu veren kulüp,
• Olimpiyatlara en fazla sporcu veren kulüp,
Olmuş…

Yukarıda yazdıklarım benim için, Futbol takımının şampiyonluğundan çok daha değerlidir…
Siz nasıl bakarsınız bilemem…
Bu kulübü, 16 yılda bu şekle dönüştüğü için yazıyorum bu adamı…
Dönüşümün sadece Fenerbahçe’de değil tüm ülkede benimsendiği için yazıyorum bu adamı,
Dönüşümün sürdürülebilir olduğunu gördüğüm için yazıyorum bu adamı…
Bu adamın elini bile sıkma şansımın hiç olmadığını da yazmak zorundayım artık…

***
Bugün Türkiye’de sporun perdesi kapandı…
Son perdeyi, oynanmasa da Fenerbahçe kapattı…
İki takım da sahanın içinde bize nefis bir seri sundular…
Şampiyon belli olmadan yazmıştım…
“Kimse mazeret aramasın, hatayı kendin de arasın!” diye…
Tekrar ediyorum…
Ve ilave ediyorum;
Bu iki takımımız da bütçesi ve tecrübesi ile artık Avrupa takımıdır.
İkisi de bu yıl Euro Lig de bence çaktılar…
Türkiye Şampiyonluğu elbette önemlidir…
Hele ezeli rakibi yenerek alınıyorsa bir kat daha değerlidir…
Ancak rica ediyorum abartmayın!
Takımlarımızın hedefini daraltmayın!