O gün

O gün Kadıköy’de, kışın en soğuk mevsiminde bile güneş açar…

Haberin Devamı

Cadde, sabahın ilk ışıkları ile sarı lacivert kostümlerini giyer…

 

Kafeler, restoranlar, mağazalar, dolar taşar…

 

Heyecanlı bir bekleyiş, gün boyu sürer…

 

İnsanlar, hayatın getirdikleri zorlukları düşünmeye, “mola” verirler…

 

Ne okul taksiti, ne evin kirası, ne de akşama ne yeneceği, dert değildir o gün…

 

Dolar üç kırk olmuş, umurunda olmaz… Hele takımı üç attıysa, keyfinden yanına yanaşılmaz… Günlerce, yüzünde gülücükler açar…

 

Yaşamdan çalınan tatlı bir mutluluktur, o gün…

 

Haberin Devamı

Küsmüş taraftarın, takımı ile barışma günüdür, o gün…

 

Sallantıda olan teknik direktörün kendini ispat günüdür, o gün…

 

Gol atamayan golcünün, bol gol yiyen kalecinin, “temiz” kâğıdını alabileceği gündür, o gün…

 

Kötü giden kaderin bir anda değişebileceği gündür, o gün…

 

 

***

 

 

Eminim, boğazın öbür yakasında da aynı heyecan sarıyordur…

 

Maçı, kimin evinde veya hangi restoranda seyredileceği konuşuluyordur…

 

Her maç tek başına izlenebilir…

 

Ancak, Fenerbahçe-Galatasaray maçları, tek başına izlenemez!

 

Yıllar sonra Galatasaray taraftarı da, Kadıköy’e geliyor…

Şaheser tablo tamamlanıyor…

Bayram renkleniyor…

 

***

 

Haberin Devamı

Fenerbahçe-Galatasaray maçları, öğrenciyseniz, “aşı gününe” benzer;

 

O gün tatildir…

 

Çocuksanız, bayram sabahına benzer;

 

En yeni giysileriniz ile mantar tabancası patlatmanız bile olağan sayılır…

 

Damatsanız, düğün öncesine benzer; Serbestsinizdir…

 

Asker iseniz, çarşı iznine çıkmış gibi olursunuz…

 

Sporsever iseniz;

 

Maça veya restorana giderken hesap vermezsiniz…

 

Doğal bir izin kâğıdı imzalanmıştır…

 

Evde eşiniz;

 

“Nereye?” Dediğinde,

 

-------“Bugün, F.Bahçe - G.Saray maçı var” demenize bile gerek yoktur.

 

Onun haberi olmuştur… İzin kâğıdınız imzalanmış, ailenin programı siz olmadan yapılmıştır…

 

Muhalefet yapılacak gibi olunursa, önce kayınvalideniz;

 

Haberin Devamı

-----“Kızım; bugün maç var” diye eşinizi uyaracaktır…

 

 

***

 

O günlerde;

 

Taraftarlar tezahüratlara, kendi takımlarının marşları ile başlamazlar…

 

Rakip takıma olan “sevgileri(!)”, söylenen ilk sloganlardır…

 

Bu ilk bakışta çirkin gözükse de, aslında rakibin büyüklüğünü gösterir…

 

İtiraf edilmese de, yaşamlarında aldığı yerin göstergesidir…

 

Nefret ile aşk ilişkisini nöroloji uzmanları araştırıyorlar… Her ikisinin de beyin hareketliliği ve ve dışavurum açısından benzer özellikler gösterdiği kanısındalar…

 

Her ikisi de, çok yoğun yaşanan duygular…

 

Galatasaray taraftarına soruyorum;

 

Fenerbahçe olmasaydı, bu derbiler oynanmasaydı, takımınıza olan tutkunuz ne kadar olurdu?

 

Haberin Devamı

Futbola olan ilginiz, bugünkü gibi olur muydu?

 

Aynı soruyu, Fenerbahçe taraftarına da aynı şekilde sorabilirsiniz…

 

Soruyu sordum, cevabı da izin verirseniz ben vereyim;

 

----- Kesinlikle hayır…

 

İşte bu nedenle, rakip, bu oyunun tadı tuzudur!

 

Fenerbahçe-Galatasaray maçları da, ailecek birlikte yenen bir bayram yemeği…

 

Kıymetini bilelim…

 

Yazarın Tüm Yazıları