Paylaş
Uzun sürede koruyacak gibi…
Türkiye siyasal tarihi bilinmez olaylarla doludur…
Türkiye spor tarihi de bilinmez olaylarla dolmaya başladı…
3 Temmuz, 12 Mayıs ve 4 Nisan…
Üçü de bilinmezliğini koruyor...
Bilinmezlik sürdüğü müddetçe, bir daha “adil spor” yapmak kolay olmayacak…
Son olayın Trabzon ile ilişkinin olmadığı anlaşıldı gibi…
Ancak;
Neden Trabzon’da yapıldığı da önemlidir…
Şimdi daha rahat yazabiliriz…
***
Gözlerinizi kapatın;
10 yaşlarında Trabzon da doğmuş Sürmeneli bir çocuk olun…
Yemyeşil ormanın, sarp dağların, deli denizin arasında koşarak, coşarak yaşıyorsunuz…
Belki maddi sıkıntı var ama siz hissetmiyorsunuz…
Bir tek ortak sevdanız var; Trabzonspor…
Hissettiğiniz tek şey var;
Sizin hakkınızı yemişler(!)
Kupanızı elinizden almışlar(!)
İstanbul hegemonyası ve Fenerbahçe sizin elinizden Şampiyonluğunuzu alıyor…
Hatta bunu sürekli yapıyor…
Bunu siz göremeseniz de;
Evdeki babanız, çarşıdaki amcanız, öğretmeniniz bile bunu söylüyor…
Gazeteleriniz bunu yazıyor…
Yerel Televizyon kanallarınız bunu söylüyor…
Başkanınız da her gün çıkıp; “O kupayı Trabzon’a getireceğim” diyor…
Zaten başkan seçilme nedeni de bu…
Kin ile hırs ile intikam ile büyüyorsunuz!
Kupada gelmiyor…
Sizin hırsınız giderek büyüyor…
***
Trabzon’da doğmadınız…
Şimdi son yıllarda geceleri uyandığımı bir kâbusa götüreceğim sizi;
Diyarbakır’da bir Kürt babasısınız;
İki tane aslan gibi erkek çocuğunuz var…
Şimdi benim olduğu gibi…
Askerlik çağına geldiler…
Ne yapacaksınız?
Dağa gönderseniz; Vatan haini…
Asker’e gönderseniz; yine hain…
***
Zor…
Çok zor…
Sürmene’de doğup;
“Batsın Fener” dememek çok zor…
***
Sürmeneli iki masum delikanlı…
Hem de deli deli kanlı…
Fener kafilesi oracıktan geçerken, Yunan işgal kuvvetleri gibi görmüşler…
3 yıldır kahvede herkes öyle söylemiş…
Onlar da tüfek ile pusu kurmasalar bile, attıkları mesajlarla “Kahrolsun” demişler…
En azından beyinlerinden öyle geçmiş diyelim…
***
Ellerine kelepçe vurulup içeri tıkılınca;
“Biz o kuşunu sıkmadık” demişler…
Gerçekten de sıkmamışlar…
Özgürlüklerine kavuştukları anda dışarıda mahşer gibi bir kalabalık;
“Bu vatan sizinle gurur duyuyor” diye bağırıyor!
Şimdi sormak zamanı;
Bu toplanan vatandaş,
Ne ile gurur duyuyor?
• Masum oldukları kanıtlandığı için mi?
• Yoksa işlemedikleri suçu işlenmiş gibi hissedildiği için mi?
Bu çocuklar neden kahraman?
• Haksız yere içeride iki gün yattıkları için mi?
• Yoksa başka gizli bir düşüncemi kahraman yapıyor?
***
Abartmıyorum…
Hrant Dink’i öldüren Ogün Samast, kahraman muamelesi gördü bu ülkede...
Papayı vuran tetik, neden bu ülkenin çocuklarından çıkıyor?
Neden bir İsviçrelinin eline silah verip vurduramıyorlar Papa’yı…
Neden bir Japon, ikiz kulelere ölüm uçuşu yapmıyor da;
İşini iyi yapmadığına inandığı için intihar edebiliyor…
Biri anlatsın bana…
Çok önemli bir konu bu…
Suçsuz yere haksız bir şekilde itham edildiği için mi bağırıyor bu kalabalık?
Yoksa aslında; O kurşun atan bizim kahramanımızdır mı demek istiyorlar?
Ben gerçekten çözemedim…
***
Sürmeneli 10 yaşındaki delikanlı çözmüş müdür?
Kahraman olmanın, saygı görmenin, yanlış bir yolunu mu öğrendi acaba çocuğumuz?
----Bence, yanlış öğrendi… Çok yanlış öğrendi…
***
Beni rahatsız eden bu iklim…
Ülkenin her tarafında çocuklar; “düşman” edebiyatı ile büyüyor…
“Düşman” sürekli duruma göre değişiyor…
Kimi zaman, Kürtler,
Kimi zaman, Galatasaray,
Kim zaman, Aleviler,
Kimi zaman, Yunanlılar,
Kimi zaman, Paraleller,
Kimi zaman, O eski zihniyet-her neyse o?-
***
Düşmanı yok ettiğimizde sorunlar bitecek sanıyoruz…
Oysaki bitmiyor…
Trabzon’a o kupa gelse;
• Çocuğun karnesindeki zayıf değişmeyecek.
• Evine gelen ekmek de artmayacak…
• Yaşam, sorunları ile devam edecek…
Toplum mühendisleri ise yaşamın gerçek sorunlarını örtebilmek için yeni düşmanlar yaratmaya devam edecek…
Gelişmiş toplumlarda bunu yapmak kolay değil…
Bizim gibi ülkelerde ise her gün önümüze yeni bir düşman konuyor…
Maalesef bizde inanıyoruz…
Bu iklimi değiştirmesi zor…
***
Neden Trabzon? Sorusunun cevabı;
Sivas olayları neden Sivas’ta yapıldıysa;
Çorum katliamı neden Çorum’da olduysa,
1 Mayıs 1977 neden Taksim’de olduysa,
Bu olayda o nedenle, Trabzon’dadır…
Terör odakları zehir tohumlarını, yeşerecek toprağa atarlar…
Amacım Trabzon’u yermek değil…
Nefret tohumlarının yeşermesini önlemek…
İklimi değiştirebilmek…
Trabzonlu anaları uyarmak…
Gençlere bildiklerimi anlatmak…
***
Ben yine gençlerimize anlatmak istiyorum derdimi…
Çocuklar;
Bu karmaşık olayı çözmeniz için size bir ipucu vereceğim…
Her kim ki;
• Kendi yaptığı işten çok başkalarının işi ile uğraşıyorsa,
• Kendi partisi yerine bir başka partiden bahsediyorsa,
• Kendi takımından çok bir başka takımdan bahsediyorsa,
Zehir aşılıyordur size…
O adam yaramaz!
İnanmayın dediklerine!
Paylaş