Marshall’dan yardım aldım

• Danny; Takımdan ayrılmak için 2 yıllık ücretini peşin istedi(!)
• Eboue; İngiliz liginden gelen 1 milyon sterlinlik teklifi ret etti(!)
• Beşiktaş’ın verdiği 2,5 milyon Euro’yu beğenmeyen Almeida; 900 bin Euro’ya kulüp bulamadı.(!)Verirse bu parayı bizden biri verir…
• Beşiktaş’ın verdiği 2 milyon Euro’yu beğenmeyen Quaresma;şimdi Porto’da 650 bin Euro’ya oynuyor(!)
• Beşiktaş’tan aldığı parayı beğenmeyen Roberto Hilbert’in takıma geri dönebilmek için kendilerine haber gönderiyor(!)
• 7 milyon Euro bonservis bedeli ile alınan Krasic;
Geçen yıl transferin son gününde Batista’ya kiralandı… Yıllık ücretinin 1,5 milyon Euro’sunu Fenerbahçe ödedi(!)
Bu yıl ne olacağını Allah bilir…
Ancak üste para verileceği kesin!

• Ümit Özat;
“Sözleşmem devam etmesine rağmen, Fenerbahçe’den aldığım paranın yarısına Köln’e gittim(!)” diye her yerde anlatıyor…
Yaptığını, büyük bir fedakârlık olarak söylüyor…
Kendince haklı.
Aslında işin gerçeği;
Ümit’in Köln’den aldığı para; gerçek hak edişidir!
Fenerbahçe ona yıllardır, gerçek değerinin üzerinde para vermiştir.
Bu yalnızca Fenerbahçe veya Ümit değil;
Türkiye gerçeğidir...

Sokaktan mı toplandı bu paralar?

---
Bu yıl takımlarımız;
5 sahada, 3 kulübede, 1 tribünde; toplam 9 yabancı ile sözleşme yapılabilecek…
Takımlarımızın yabancı kontenjanları dolu…
Alabilmek için satmak lazım…
Bir tek Beşiktaş, bu yıla özgün planlama yapmış ve rahat hareket ediyor.
Ülke olarak sevmeyiz uzun dönemli planı…
Beşiktaş’ta; planlama yapan adamı gönderdi(!)
Fenerbahçe ve Galatasaray ve Trabzonspor’un, durumu vahim…
Üste para veriyorlar, adamlar; “gitmem” diyor…
Adamlar haklı…
Herkes Yalçın Ayhan değil ki; “İstenmediğim yerde durmam” desin.

***
Bir başka açıdan başka bir örnek vereyim;
Fenerbahçe geçen yıl; Oscar Cordoza’yı almak için büyük çaba gösterdi.
15 milyon Euro’ya kadar çıktığı söylendi…
Biz, 10 milyon Euro diyelim…
Ersun Yanal’ın son dakikada; “Ben Emenike’yi istiyorum” demesi ile Cordoza kaldı, Emenike alındı.
Bu yıl Cordoza; 5 milyon Euro’ya, Trabzonspor’a geldi.
Aradaki farka bakar mısınız; 5 milyon Euro…
Bu rakamlar büyük para.
Sadece sizin için değil.
Büyük şirketler için de büyük para…
Bir yöneticinin veya bir profesyonelin dudağının ucundaki bir karar ile kaybediyorsun veya kazanıyorsun…
Yanlış anlamayın hatalar yalnızca bize özgün değil.
Real Madrid ve Barcelona bile hata yapıyor…
Hata mutlak olacak…
Ama bedeli çok ağır olduğu için çok dikkatli olunmak zorunda…
Kararı veren ciddi bir mekanizma olmalı…
Anlatmak istediğim, çok ciddi bir iş bu…

***
Türkiye Ligi, kendi üretmediği bir parayı harcamaktadır!
Hem de fütursuzca!
Takımlarımız;
“Aldıkları parayı bir başka yerde bulamayacak” yabancı ve yerli oyuncularla dolu…
Sadece T.C kimliği, kapaktan 1 milyon Euro para kazandırıyor...
Yok, öyle bir iş...
Bir işletme düşünün tüm girdilerini rakiplerinin iki katı fiyata alıyor.
Sonuç ne olur?
Tabi ki batar…
Ya da dışarıdan yardım alır, özgürlüğünü kaybeder…
Bizim kulüplerimizin durumu budur.
Düzeltmek lazım…
***
Ben; “Ne yapmalıyız?”
Diye kara kara düşünüp içinden çıkamayınca;
Arz ve talep eğrilerinin yaratıcısı;
Alfred Marshall’dan yardım aldım.
Dedi ki bana;
--------Bak Ateş; yorma kafanı bu işlere, yıllarca çalıştım ben bu konuyu anlatayım sana:
--------“Tamam” dedim…
Anlattı:
-----“Talep eğrisi; Yerli oyuncuya olan ihtiyaç
Arz eğrisi; Yerli oyuncu üretimi
İkisinin kesiştiği yer: Yerli oyuncunun fiyatı olsun.
Yerli oyuncunun fiyatı, Dünya piyasasının üstündeyse;
İki yolun var.
Birincisi; Yerli oyuncu üretimini arttırmak…
Doğru olan budur ama zordur.
Beceremiyorsan…
İkinci yolu seçmeye mecbursun;
Yabancı oyuncu sayısını arttıracaksın…
Ta ki;
Futbolcunun Edirne dışına çıktığı fiyatı; Edirne’de aldığı para ile eşit olana kadar…
Hadi Milli takım falan diyorsun;
Yüzde 10 da benden sana pozitif ayrımcılık!
Ama sakın yüzde 10’u aşma kulüpleri batırırsın” dedi.

***

Ben artık uğraşmayacağım bu işle…
Marshall amca ne diyorsa onu yapacağım…
Pardon!
Yapacağım değil yazacağım…
Bizim kulüplerde oynayan futbolcuların fiyatı, Dünya futbol piyasası ile dengelene kadar her şey serbest!
Derim ben…