Paylaş
Ne; Yanar toplu, “son dakika” anonsları…
Ne; “Futbolun Ergenekon’u fos çıktı”, manşetleri
Ne; Televizyon altından defalarca geçen kocaman yazılar…
Ne spor programlarında bir haber(!)
Sessiz ama mahcup bir iddianame kabul oldu…
***
5 yıl önceki iddia makamı, sanık sandalyesine oturdu…
Sanık olanlar ise iddia makamı oldu…
Yıllarca mahpus yatanları mağdur; Yatıranları, sanık yapan bir iddianame sessizce kabul oldu…
İçeride yatan 91 kişinin mağdur; Onların hayatının kararmasına neden olan 108 kişinin sanık olduğu bir iddianame…
Sessizce ve oldukça mahcup bir şekilde kabul edildi…
Görmemeye çalışarak, yazmak zorunda kaldığımız bir iddianame…
***
Okurken dikkatli olun!
Adı üzerinde sadece bir iddia…
Gizli bir tanığın ifadelerinden;
Komployu kuran beyin takımı;
Hayatımızı değiştiren, insanların yaşamlarını karartan, emeklerine leke süren, futbolculuk ve antrenörlük hayatını bitiren, adı geçen kulüplerin hisse senetlerini yerle bir eden, Avrupa’ya gitmelerine engel olan, 3 Temmuzu organize ediyorlar…
Mekân: Zaman gazetesi…
Katılanlar:
İlhan İşbilen; Zaman gazetesi eski genel müdürü-eski milletvekili-şimdi FETÖ davasından tutuklu.
Şerifi Ali Tekalan; Fatih Üniversitesi eski rektörü. Yurt dışında.
Suat Yıldırım: Eski Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı. Yurt dışında.
Ekrem Dumanlı: Eski Zaman gazetesinin genel yayın müdürü. Yurt dışında
Hidayet Karaca: Samanyolu televizyonu genel koordinatörü. Tutuklu olarak yargılanıyor
M.Ali Şengül: Samsunlu hoca adıyla biliniyor. Yurt dışında.
FETÖ davasının üst düzey “imamları” olarak bilinen bir kadro…
***
Konuşmadan bir özet;
İlhan İşbilen;
"Toplantıda ana konunun, kulüplere yönelik bir operasyon yapılacağı ve bunun merkezinin, Fenerbahçe olacağı söylendi. 'Bu yapılacak olanın bizim tarafımızdan yapılacağını, kamuoyu söyleyecektir. (Bunu da cemaat yaptırdı) diye bir savunma geliştireceklerdir. Bu da bizim aleyhimize olabilir. Bunun önlemini almak gerekir.'
Şerif Tekalan;
“Emniyetteki arkadaşlara söyleyelim. Şike yasası çıkıncaya kadar bir şablon oluştursunlar ve bu kişiler hakkında önleme dinlemesi yapsınlar ki, her şey önümüzde hazır dursun. Emniyet somut belgelerle bunu ortaya koyar, biz de televizyon ve gazetemize anında servis edersek ve hatta operasyon yapılacak kulüplerin “karşısındakiler de”, destekler ise, daha da etkili olur.'
***
Unutmayalım, benzer bir hataya düşmeyelim…
Bu kabul olmuş bir iddianame…
Ancak görmemezlikten de gelmeyelim…
***
Herhalde buradaki sihirli sözcük;
“Ve hatta operasyon yapılacak kulüplerin karşısındakiler de destekler ise” oldu...
Müthiş bir destek buldu(?)
Sadece rakiplerden değil!
Elinde kalem, ağzında mikrofon olan herkesten(?)
Reyting, oldu. Şan oldu, şöhret oldu…
Dile kolay; 27 günde tam 26.500 kez haber yapılmış…
Yıllarca,-sakın abarttığımı sanmayın- televizyonlarda spor programlarına ana ve tek konu oldu(!)
****
Şimdi kolay değil arkadaşlar…
İddianamede; “eskiden yatıranlar, şimdi yatsın” diyor ama
Bu haberleri yapalar, aynı adamlar(?)
Kalemi tutanlarda, mikrofona konuşanlarda aynı(?)
Onlar ise mahcup…
Onlar sessiz…
Aman düzelteyim… Sadece bu konuda, sesiz…
Zor geliyor, “pardon, yanılmışız” demek…
***
Yukarıda yazdığım gizli bir tanığın ifadesiydi…
Bir de mağdurların ıslak imzalı ifadeleri var…
Birçoğuna;
“Ver Aziz Yıldırım’ı, al özgürlüğünü” denmiş(!)
21. Yüzyılda ve bizim ülkemizde(?)
Birçok sanığa, cemaate yakın avukatlar gitmiş;
“Ver parayı, çık dışarı” demişler…
Çıkanlar olmuş(?)
Hem de hepimizin bildiği, tanıdığımız insanlar…
21. Yüzyılda ve bizim ülkemizde(?)
Bunlarda haber…
Gazeteci sayılmam ama bana göre epeyce bir haber…
Bunları da, yazmak lazım(!)
****
İlk iddianame 10.000 sayfaydı…
Okumuştum…
“Görev icabı” veya “deli” olduğum için değil;
“Örgüt” diyordu, alerjim vardır, okudum…
Şimdiki 434 sayfa…
Bunu da, okudum…
Bu kez mecburdum… Hafiften taraftım… En azından yakın çevrem nezdinde…
Okudum, kanaatim;
Bu iddianamenin kendisi de, mahcup ve çekingen…
***
1990 yılında başlıyor…
Adlarını şimdi yazmanın anlamı yok; Bilinen eski futbolcuların, Gülen ile toplantılarını anlatıyor…
2009 yılında tezgâhlanmaya başlayan, “3 Temmuz” operasyonuna atlıyor…
Ortası boş…
Umuyorum, dolacaktır elbet…
Geçekten merak ediyorum;
Hâkimi, savcısı, emniyet müdürü, generali, amirali, gazetesi, televizyonu olan bu örgüt,
Ülkede, darbe yapmaya teşebbüs edecek bu örgüt,
Ülkemizdeki tüm sınavlarda, gözümüzün içine baka baka hile yaparak, gençliğimizin, geleceğini karartan bu örgüt…
20 yılda ne yaptı?
Boş mu geçti?
***
Benim işim spor; Çok merak ediyorum ama ben gerisine karışamam…
Düşünürüm ama yazmam…
Dünya kupasında üçüncü olan takımımızın aldığı primden, pay alan bu örgüt,
3. Ligde antrenör atamasını yapan bu örgüt;
Ne yaptı?
20 yıl boyunca; Sadece, 3 Temmuz’u mu planladı?
Bu sorumda, çok samimiyim…
Bunun rengi yok arkadaşlar!
Takımı da yok, siyaseti de!
Kaçanların, kaçması ile;
Yakalananların mahkûm olması ile çözülmez bu işler!
Öğrenmek zorundayız neler olduğunu…
Onu öğreneceğiz ki, nerede hata yaptığımızı anlayalım.
Ve bir daha yapamayalım!
***
“Sözde şike” davası, kamuoyunundu(!)
Bilerek veya bilmeyerek, duhul olmuştuk hepimiz…
Maalesef ki bu dava, sadece ve sadece geçmişin mağdurlarının(!)
Bir de, savcımızın…
Oysaki bir önceki davanın, bugün ‘mahcup ve sessiz olan binlerce savcısı(!)’ vardı…
Sadece yargılananları hapsederek, çözemeyiz böyle!
Nerede yanlış yaptık? Teker, teker bulmalıyız…
Nerede kimin hakkını yedik? Korkmadan aramalıyız?
Temizlenemeyiz böyle!
Paylaş