Madeni keşfettiler

Altınordu, madenin farkındaydı… Ülkede devrim sayılacak yöntemlerle aramaya başladı. “İşletmemi hiç ithal malzeme kullanmadan yürüteceğim” iddiasındaydı… Dediklerini yaptılar… Örnek oldular! Büyük cevherin küçük parçalarını buldular, işlediler ve sattılar.

Haberin Devamı

Cengiz Ünder’i ‘sonraki satışlarından pay alma’ garantisinin koyarak, Başakşehir’e sattı. Cengiz oradan da 13 milyon Euro’ya Roma’ya gitti…

Çağlar Söyüncü, 1.Ligden Avrupa’ya satılan ilk Türk oyuncu oldu. Çağlar daha sonra Freiburg’dan 21 milyon Euro’ya, Leciester City'ye gitti.

Bu büyük cevherin farkında olan işlemeye çalışanlar daha önce de vardı… Ancak Altınordu kadar kararlı olamadılar…

Bursaspor, Enes Ünal’i Manchester City’ye satmıştı… Manchester City’de Villarreal’e 14 milyon Euro’ya sattı…

Ve Cenk Tosun 22 milyon Euro’ya Beşiktaş’tan Everton’a transfer olarak rekoru kırdı…

***

Meblağlar inanılmaz büyüktü. Ve yapılabiliyordu…

Ancak yatırım yapması da pek kolay bir iş değildi…

Galatasaray’ın alt yapı oyuncusu Ozan Kabak, yarım sezonda 10 milyon Euro’ya gidince… Gözler iyiden iyiye açıldı.

Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin alt yapısından Melih Demiral, 1 maç bile oynamadan İtalyan ligine gidince;

“Gizli gözlerin Türkiye’nin madenleri bizden iyi araştırdığı”, çıktı ortaya…

100 bin Euro’ya alınan Eljif Elmas, 16 milyon Euro’ya satılınca…

Trabzonspor’un alt yapısından yetişen Yusuf Yazıcı, 16,5 milyon Euro gidince;

Anlaşıldı ki bu topraklar üzerinde bir cevher var. İnanılmaz kıymetli…

Biraz araştırma, biraz eğitimle büyük kazançlar elde etmek mümkün.

Bir diğer önemli nokta da, bu cevheri erken yaşta keşfetmek…

Ve kendi bildiğiniz yöntemlerle eğitmek…

Geç kalınırsa cevher, mücevher olacağına taş oluyor…

***

Cevherin adını koymak lazım…

Türkiye Avrupa’nın en genç nüfusa sahip ülkesidir.

Futbolu çok sevmektedir…

İşlenmeye çok uygun bir kaynaktır.

Bunu Avrupalı gözlemciler keşfettiler.

Sadece Şampiyonlar Ligi’nin izlendiğini sana yorumcular;

“Eljif Şampiyonlar Liginde oynamadan nasıl oldu da, bu paraya satıldı?”, diye hayrete düştüler. Ya da düşmüş gözüktüler…

Fenerbahçe alt yapısından Sassuolo'ya, oradan da Dünya’nın en önemli savunma oyuncularını oynatan Juventus’a giden Melih Demirağ için bu soruyu sormamışlardı.

O oyuncusunun nasıl izlendiğini ise hiç konuşmadılar. “Fenerbahçe yönetim bu oyuncuyu nasıl göremez?” Şeklinde başka bir açıdan bakmayı tercih ettiler…

Haberin Devamı

Bence samimiyetlerini yitirdiler!

Parantezi kapatıp geçeyim, benim konum bugün o değil…

***

Ülkemizde yan yana açılan kebapçı dükkânlarını görmüşünüzdür. Kuyumcular da, yan yana sıralanır.

Bir sokakta bir anda 5 tane birden kuaför açıldığına sıkça rastlamışınızdır.

Bizim insanımız bilimsel değildir ancak girişimcidir.

İtiraf edeyim; taklitçidir…

Cesaretlidir…

Futbolcu üretiminin veya ticaretinin farkına varmıştır…

Paranın kokusu alınmıştır…

Artık korkmayın!

Ülke futbolu bambaşka bir noktaya gidecektir.

Devlet eli ile organize edemediğimiz, yıllardır “planlı bir kalkınma modeli uygulayalım ve şu futbolumuzu geliştirelim” dediğim konu, bence bitmiştir.

Eğrisi ile doğrusu ile kendiliğinden gelişecektir…

Haberin Devamı

Biraz yön verilirse, Avrupa’nın yapamayacağı birçok şeyi yaparak gelişecektir…

***

Profesyonel sporcu olmak çağımızda kolay bir iş değildir…

Varlıklı ailelerin çocuklarının yapabileceği bir iş olmaktan çıkmıştır.

Çünkü eğitimi küçük yaşta ve ciddi saatler alan, zorlukları olan bir uğraştır. Sonunda hedefe varamama olasılığı da çoktur… Eğitim, sporun içine ne kadar sokulmaya çalışılırsa çalışın çocuklar, gelecekleri ile ilgili tercih yapmak zorunda kalmaktadır.

Ayrıca idmanları eksisiz yapmak, ıstıraplı bir iştir…

Avrupa’da genellikle alternatifi az olan çocuklar sporcu olma yolunda devam etmekte, zorlu antrenmanlara göğüs germektedir. Eleneni de çoktur bu sektörün.

Haberin Devamı

Bir anlamda başka çaresi olmayanların sürdürebildiği bir sektör olma yolunda hızla ilerlemektedir…

İşte bu nedenle, Avrupa kulüplerinde göçmen çocuklar çoğunluktadır.

Bugün Fransız alt yapı basketbol ve futbolcularının tamamına yakını siyahidir…

***

Bütün bu olanlar da aslında ülkemizin büyük şanstır…

Genç nüfusumuz ve maalesef ki bu çocuklarımıza gerekli iş olanaklarını sağlayamamış olmamız da, futbolun bir şansıdır.

Denk düşmüştür…

Biçimlendirmeye, yönlendirmeye ihtiyacı vardır.

En azından eğitimcilerin eğitilmesi gerekmektedir…

Özetle devletimizin ve kulüplerimizin başaramadığı alt yapı sorunu; ülkemizdeki cevherin para edeceği anlaşılınca, bence bitmiştir.

Haberin Devamı

Birçok yatırımcı bu sektöre el atacaktır…

Sektörün doğru gelişebilmesi için elbette yönlendirmeye ihtiyaç vardır!

Bilimsel planlamalarla ve küçük dokunuşlarla bence Türk futbolun geleceği parlaktır.

Yazarın Tüm Yazıları