Ligimizi bilmeyen hocalar lazım bize…

Ülke olarak en çok ilgi duyduğunuz ve yatırım yaptığınız alanda, kaynaklarınızın da rakiplerinize göre çok daha bol olduğu bir sektörde, sürekli olarak başarısız olup geriye doğru gidiyorsanız...

Haberin Devamı

 Bir şeyleri sürekli yanlış yapıyorsunuzdur!

İşe neyi yanlış yaptığınızı tespit etmekle başlamalısınız.

***

Bence ülke futbolunun durumu budur.

En fazla futbolu seviyoruz.

En çok parayı futbola harcıyoruz.

En fazla futbolu yazıp, konuşuyoruz.

Bakanlarımız, başbakanlarımız, belediye başkanlarımız, iş adamlarımız, valilerimiz, emniyet müdürlerimiz, zamanını ve parasını harcıyor…

Avrupa’nın en genç nüfusuna sahibiz.

Ancak olmuyor… 

***

Ayrıca Avrupa’nın en “bedavacı” ülkesiyiz.

Burayı biraz açayım:

Kendi üretmediği futbolcuyu milli takımında oynatabilme şansına sahip ülkeler arasında Dünya birincisi olabiliriz...

Örnek vererek anlatayım:

Son iki yılda milli takımımızda kayda değer zaman alan oyuncularımızı inceleyecek olursak:

Mert Müldür, Kaan Ayhan, Hakan Çalhanoğlu, Orkun Kökçü, Kenan Karaman, futbol eğitimlerini yurt dışında almış futbolcularımız…

Haberin Devamı

Çağlar Söyüncü, Merih Demiral, Ozan Kabak, Umut Meras, Enes Ünal, Cengiz Ünder, Yusuf Yazıcı, ülkemizde futbola başlamış ancak çok genç yaşta yurt dışına çıkarak gelişimini sürdürmüş oyuncular.

Ülkemizde yetişip gelişen oyuncu sayımız son derece sınırlı…

Hatta sadece Uğurcan Çakır ve Altay Bayındır gibi kalecilerimiz diyebiliriz… 

***

Aslında bu ilginç örnek bile bize bir şeyler anlatıyor.

Takımdan bağımsız, bireysel gelişimin yeterli sayılabileceği kaleci pozisyonunda üretim yapabiliyorsak, diğer pozisyonlarda yetersiz kalıyorsak bu işin bir “takım organizasyonu” olduğunu ihmal ediyoruz anlamına gelir.

Unutmayalım ki bir futbolcu 90 dakika boyunca en fazla 2-3 dakika top ile buluşabilir.

Kalan bölümde top ya kendi arkadaşının ayağındadır, ya da rakiplerin.

Özetle futbolun çok büyük bölümü, topsuz oyunda alınan pozisyon ile ilgilidir.

Bizim bu öğretide ciddi eksiğimiz olduğu sadece kaleci yetiştirebilir olmamızdan bile anlaşılabilinir.

Tekrar anlatmak isteğim konuya dönecek olursam;

“Kendi yetiştirmediği oyuncuyu oynatabilmek” konusunda Dünya’nın en şanslı ülkesi olmamıza rağmen yine de sürekli geri gidiyoruz. 

*** 

Yabancı sayısını değiştiriyoruz…

Olmuyor.

Haberin Devamı

Milli takım hocasını değiştiriyoruz…

Olmuyor.

Federasyon başkanını değiştiriyoruz.

Olmuyor.

Milli takımda oynayan oyuncuları değiştiriyoruz

Olmuyor…

Demek ki problem biraz daha derinlerde…

Futbolcuyu eğitemiyoruz.

Futbolu öğretemiyoruz.

Bence, eğitenlerin eğitilmesi lazım…

Çünkü onlar da bilmiyorlar…

Ya da bilenler görev alamıyorlar. 

***

Ancak şu konuda da hem fikiriz…

“Bize ligimizi bilen hoca lazım!”

Ne demekse bu?

İnanın herkes tarafından kabul gören bu sözcük, bünyesinde “rakipleri analiz etmek” gibi saygın, bilimsel bir ifade taşımıyor.

“Ligimizi bilmek” diye anlatılmak istenen;

Maçı yöneten hakemi tanımak, nasıl zaman geçireceğini bilmek, nasıl kolay faul alınacağını bilmek, nerede itiraz edeceğini bilmek, nasıl demeç vereceğini bilmek, başkanları, gazetecileri, iyi idare edebilmek.

Haberin Devamı

Federasyondaki yöneticileri tanımak, milli takım seçicileri ile ilişkisi olmak…

Gibi kavramları içermektedir. 

***

Baktığında bu yazdıklarım, futbol oyunu ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece ülke sınırları içinde geçerli olan kavramlar…

İtiraf edilmese de “ligimizi tanıyan bilen hoca” kavramı, sadece budur!

Üç tane Türk oyuncunun oynaması bile fazla gelirken teknik direktörlerin Türk olmasının istenmesinin altındaki neden budur!

Hoş bence ligimizdeki hocaların tamamı yabancı veya bu işin bilen hocalardan oluşsa bile benim problemim çözülmez.

Çünkü problem daha derinlerdedir.

Alt yaş guruplarındaki çocukları doğru ellerde eğitmektedir. 

*** 

Açıkçası Hamit Altıntop ve Stefan Kuntz yönetiminden; bir model getirmelerini, çocuklarımıza futbol eğitim verecek akademilerin temelini atmalarını beklemiştim.

Haberin Devamı

Gördüğüm kadarı ile onlar üst yapı ile uğraşıyorlar.

Hayal kırıklığına uğradım.

Çatısını ne kadar muhteşem yaparsan yap, temeli iyi olmayan ev çöker…

Bizim milli takımımızda da üst yapı ile uğraştığımız sürece sürekli bir gelişim beklememiz hayaldir!

Yabancı sayısını değiştirmek veya hoca değişimi yapmak boşa kürek çekmektir!

Yazarın Tüm Yazıları