Kuşandık Sarı Laciyi…

Kuşandık Sarı Laciyi, bu kez Berlin yollarındayız…

Türkiye kulüpler spor tarihinin en büyük kupasını almak için yollara düştük…

Bir hayalimiz var; Şampiyon olmak! Yine hep beraber oradayız…

***

Benim yolculuğum çok eski yıllara dayanır.

Futbolda kaybederken hırslanıp, basketbolda başarabileceğimize inandığım için takımlarımızın peşine takıldım…

Tüm yolculuklarımda sadece taraftardım…

Efes ile Eurocup -O günkü adı Saporta kupası (Kupa 2)-şampiyonluğu için Torino’ya gitmiş, Aris’e iki sayı farkla yenilmiş, hem de saldırıya uğramıştık…

O zamandan kalan bir hırs vardır içimde…

Daha sonra Efes ile Milano’da Korac kupasını-Bugünkü adı ile Euro Challenge(Kupa 3)- kaldırırken içim soğudu…

Selanik’te de, yine Efes ile beraberdim. Bu kez Final Four oynadık ve en değerli kupada üçüncü olduk…

***

Geçen yıl Fenerbahçe ile Madrid yolarına düştüm;

Buruk bir mutluluk yaşadım…

Ülkemi temsil eden 5.000 genç ile gurur duydum…

Madrid sokaklarında sarı lacivert çiçekler açtırdılar.

Diğer takım taraftarları ile kalıcı dostluklar geliştirdiler…

Basketbol bilgilerine, kılık kıyafetlerine, Dünya görüşlerine hayran oldum, gurur duydum…

Takımımız kaybetti ama ben keyifle döndüm…

Bizi Yunanlı dostlarımız teselli etti;

“Ne üzülüyorsunuz biz 22 yıldır bu yollardayız 3 kez kupa kaldırdık, siz daha yolun başındasınız… Sabırlı olun!”

Dediler…

***

Evet, bu kupa çok büyük bir kupa… Adı kafanızı karıştırmasın; Basketbolun 1 numaralı kupası…

Kazanması da kolay değil elbet…

Biraz sayılarla anlatayım;

*** Bu organizasyon çeşitli isimlerle, 1966 yılından bu yana yapılıyor…

*** Biz, 2000 ve 2001 yıllarında Efes ile iki kez, Fenerbahçe Ülker ile geçen yıl ve bu yıl olmak üzere toplam dört kez katılmayı hak kazandık…

*** Hiç final oynayamadık…

*** En fazla kazanan takım Panatinaikos, altı kez kazanmış…

*** Barcelona ve CSKA, tam 14 kez Final Four oynamışlar, iki kez şampiyon olabilmişler…

*** Obradovic ise 4 ayrı takım ile kupayı tam 8 kez kaldırmış…

***

Evet, sabırsız olmamak lazım…

------Elde değil ki!

Benim Obradovic’e akıl verecek halim yok… Sizlere anlatacağım derdimi;

Burası tecrübe ister, bütçe ister, istikrar ister…

Biz, maalesef şartladık bile kendimizi;

--------“CSKA ile final oynayacağız(!)” diyoruz…

Aman arkadaşlar dikkat;

Final Four tek maçlık bir rulettir…

Favori gösterilen, gurupları silip süpüren hiç kimse, kazanamadı…

Yapılan tüm final tahminleri yattı…

CSKA yıllardır açık ara en pahalı bütçe ile takım kuruyor. Yedi yıldır kupa kaldıramadı… Bu yılın en pahalı bütçeli takımı Khimki, dörtlü finale kalamadı…

Her an, Laboral Kutxa-Lokomotif Kuban finali oynanabilir burada…

Aman dikkat!

Önemli olan ilk maçtır!

Laboral ismi, sizi yanıltmasın… Bu takım yeni kurulmadı…

Tau Ceremica ismini bilirsiniz… Bu takım, o takımdır. Bu takım, 15.000 kişilik kendi salonda oynar maçlarını…

Ölüm gurubunu ikinci bitirdi…

CSKA, Barcelona, Real Madrid, Olimpiakos ve Khimki’nin bulunduğu gruptan bahsediyorum… Panatinaikos’u 3-0 ile eledi…

Aman dikkat!

Euro lig kadınlar finali, üç gün önce İstanbul’da oynandı…

Hepimiz Ekarterinburg ile final oynamaya hazırlanırken ilk gün tokadı yedik…

Aman dikkat!

***

Sabırla Berlin Mercedes Arena’yı, Fenerbahçe Ülker arenaya dönüştürmeliyiz!

Şarkı türkü söylemeyi maç sonuna bırakarak, ıslık ve alkışlarımız ile baskı altına almalıyız!

Son topa kadar takımın yanında olmalıyız...

İnşallah maçın sonunda, Madrid ile başlayan ve bu yolculuğumuzu anlatan o güzel şarkımızı söyleyeceğiz;

Hep beraber geldik burdayız,

Durma savaş biz hep arkandayız,

Var bir hayalim,

Herkes dinlesin,

Şampiyon olalım Berlin inlesin!!!

İnşallah!!!