Paylaş
Böylesi günlerde halkımız çok duyarlıdır…
Yaşam çok zorlaşır…
Kafada, ne işin ne evin gailesi kalır…
Yenecek yemekler, boğazda düğümlenir…
Hayat çekilmez bir hal alır…
Tek düşünce kazazedelerdir…
Ancak çabuk unuturuz(!)
Ateş düştüğü yerde kalır…
Bu kez böyle olmasın!
Bir daha “Maden kazaları, kader” olmasın!
***
Asırlık çınarlar;
Bir kez daha ülkenin en büyük kitle örgütleri olduklarını gösterdiler…
Halkın nefesine en yakından hisseden, onlara elini en çabuk değen kurumlar olduklarını bir kez daha gösterdiler…
Hele 1980 sonrası sendikalarımız ve meslek örgütlerimiz yok olduktan sonra…
Bir kat daha anlam kazandılar…
Hakkını da veriyorlar…
***
Galatasaray’ın ülkemizi tanımıyor dediğimiz başkanı Aysal’ın;
İkinci günde, yardım TIR’ları ile Soma’da olmasını ilk sıraya yazıyorum…
Beşiktaş; konut projesi ve sosyal olayların duyarlı kalbi Çarşı’sı ile en öne çıktı…
Fenerbahçe’nin; “Somalı çocuklara eğitim havuzu” projesini ise çok önemsiyorum…
Üç beş günde unutmamızı önleyecek bir proje…
“Maden kazasının kader” olmadığını;
Somalı çocuklarımıza öğretecek bir proje…
***
Ben derim ki;
Fenerbahçe yönetiminin;
• “100 çocuğunu 1000 çocuk” yapalım!
• “5 yıllık eğitimini, üniversite” yapalım!
• “Somalı çocukları maden mühendisi” yapalım!
“Kader sandıkları” ölüme sokmasınlar kimseyi…
Satranç ile Güreş arasında bir şey:
Soma’da kaybettiğimiz işçilerimize saygı duruşu ile başladı Final Four…
Yine hep birlikte evimizde izliyoruz…
Takımlarımızda un var, yağ var, şeker var…
Ancak helva yapmayı beceremiyoruz…
Turnuvaya 3 takım sokuyoruz...
---Süper…
Son 16’ya 3 takım ile giriyoruz…
---Mükemmel…
Sonra?
---Yokuz…
***
Bütçe tamam…
Salon seyirci; Mükemmel…
Koç ve kadro: En babasından…
Sonuç: Olmuyoooor!
***
Nedenini aramak uzmanların işi…
Son sekize kalan takımları analiz ettim…
Maçları izledim…
Ben, haddimin sınırlarını zorlayarak soruya cevap aramaya çalıştım…
Gerisi; yöneticilerin ve Federasyonun işi…
Bence; Yabancı sayısı ile oynayarak çözülecek kadar kolay bir problem değil…
***
İşte tespitlerim;
• Son sekize kalan takımların yedisini kendi ülkesinin koçları
Bir tek CSKA Moskova’da bir İtalyan var…
O da Dünya vatandaşı sayılır…
• Takımların tamamının oyun içinde bir beyni var…
Tedosic CSKA, Navarro Barcelona, Spanoulis Olympiakos, Diamantidis Panatinaikos gibi…
• Bizde bir tek Galatasaray da Carlos Arroyo var. O da zaten son sekizde…
• Pota altında; atletik, oraları karartan kara adamlar var…
Joey Dorsey, Barcelona ve Lasme, Panatinaikos gibi…
Avrupa değişti biz mi eski modayı takip ediyoruz?
Acaba ayağını zor çeken Yugoslav kökenlilerden oyunculardan vazgeçmemiz mi gerekiyor?
• Hepsi çok para alıyorlar ama bir amatör gibi bir dakika ara vermeden güreşiyorlar…
Bize gelenler güreş yapmak yerine saçlarını düzeltmeyi yeğliyor…
Bizden gidenler mücadeleye tekrar başlıyor…
Sorun, havasında suyunda mı?
Çözemedim…
• Bir yandan güreş yaparken saha içinde ve dışındaki beyinleri sayesinde satranç oynuyorlar…
Satranç ile Güreş birbirine çok zıt gibi gözüken iki spor dalı…
Ancak son 16 da ikisi içi içe…
Biri eksik olsa olmuyor bu iş..
• Yıllardır hep aynı takımlar Final Four’da… Saha dışında da iyi oynuyorlar…
• THY; Uzun süredir Euro lig ana sponsoru… Onun da oyuna girmesi gerekiyor…
Maccabi ile Barcelona veya Real bir kez daha finalde…
Biz, hep birlikte evimizde izliyoruz bir kez daha…
Yine umutlarımıza gelecek bahara bıraktık…
Seneye orada olmak umuduyla…
***
Boş verin…
Olmasak da olur…
Yeter ki bir daha emekçilerimiz madenlerde kalmasın!
Kimse bunu “kader” sanmasın!
Paylaş