Paylaş
Müthiş bir maç izledik...
Belli ki, nefis bir seri izleyeceğiz…
Euroleague finali gibi oynadı… Savunmalar çok sertti…
Oyunun sonu tam bir strateji savaşıydı…
Avrupa’nın en iyi koçuna, Obradovic’e karşı, bizden genç bir delikanlı cevaplar veriyordu…
Ben ülkemde, böyle bir finali izlemekten gurur duydum…
Kesinlikle kaçırmayın… Bu seri, bir basketbol ziyafeti sunacak…
İzlemeyen kaybedecek…
Aynı anda NBA finali oynanıyor… Avrupa’da final haftası…
Ben, bizim finali çok değerli buluyorum…
***
Efes, eski Efes değil…
Ivkovic gidince, Heurtel’den fabrikanın anahtarı alınınca;
Efes, özgür kuşlar gibi uçmaya başladı… Özellikle Türk oyuncuları, zincirlerini kırdılar…
İvkovic döneminde son bir dakikada, sadece savunmaya geçildiğinde oynayan Doğuş, maçın kader adamı olmuş…
Cedi, Granger, Brown kendilerine gelmişler… Sırada Furkan var, hep birlikte bekliyoruz…
Ahmet Çakı’ya teşekkürler…
Maç sonundaki konuşmalarını dinledim;
“Pırıl, pırıl, genç, bilgili, mütevazı bir koç geliyor” dedim…
Ülkem adına sevindim…
Bizim savunma takımımız Efes’i, bize geri getirdi…
Maç bitti dediğimiz anda;
Fenerbahçe, topu oyuna sokamadı… Son bir buçuk dakika bitmedi…
Fenerbahçe tam, 19 top kaybetti, rekor… Aslında kaybetmedi, Efes kaybettirdi…
Özlediğim Efes, geri geldi…
****
Fenerbahçe ise bildiğiniz gibi…
Bugüne kadar gördüğüm en karakterli takım…
En sempatik takım…
Basketbol takımı değil Dünya’ya sporu sevdirmek için gelen oyuncular topluluğu gibi…
Özellikle Udoh ve Datome, “adamlık” dersleri veriyorlar…
Fenerbahçe’nin ne olduğunu en iyi anlatan sahne;
Vesely ve Udoh’un bom boş bir hava topunu birbirine ikram etmeleri ve sayıyı yemeleri oldu…
Dikkat edin; Bu çok enteresan bir sahnedir...
Genelde boş bir hava topunu, aynı takımadan iki oyuncu paylaşamaz…
İstatistiklerine artı bir ribaunt yazdırmak isterler…
Bazen birbiri ile kapışarak topu kaybederler…
Fenerbahçe’de ise durum tam tersi; egoları sıfırlanmış bir takım…
Bazen fazla ikramdan kayıplar oluyor…
Obradovic genellikle; “Neden attın diye değil, neden atmadın?”
Diye kızıyor…
Bireysel istatistiklerine bu kadar önem vermeyen bir takım, ben hiç hatırlamıyorum…
***
Yorgundular, ilk yarıda uyudular… Karşılarında eski Efes var sandılar… Sonra yine geri döndüler…
Adam değiştirmeli savunmanın kitabını yazmışlardı… İkinci yarı, yazdıklarını, okudular…
Çok ilginç;
Takımdaki eksiler, yeni artılar yaratıyor…
Vesely’nin sakatlığı, Antic ve Kalinic’i yeniden yarattı…
Bogdanovic’in formsuzluğu, Melih’in yıldızını parlatıyor…
Takım olmak da, işte tam bu oluyor…
Aslında bu maçı alışkanlıklar kazandırdı…
Efes, çok daha fazla top kullandı… Buna rağmen, az da olsa eski alışkanlığı ile maçın sonunda bireysel hücumlar yaptılar ve kaybettiler…
Fenerbahçe ise yenilmez bir takımdı…
Kaybetmeyeceğine olan inancı ile maçı kazandı…
***
Fenerbahçe, henüz, 1-0 öne geçti…
Ev sahipliği avantajını ele geçirdi…
Seri uzun, dört yapan kazanacak…
Uzun ve keyifli bir seri bizi bekliyor…
Bir sonraki maç, pazar günü, sakın kaçırmayın…
Kazanan basketbolumuz olacak…
İzleyin!
Paylaş