Hoş geldin Fenerbahçe

Oyunun sanırım ilk dakikası; Fenerbahçe atağa kalktı…

Benim koltuğum Fenerbahçe defansına yakın bölgede ve o bölgeyi daha iyi görüyorum…

Yeni transfer Zanka, Jailson’a eli ile “yürü” işareti yaptı. Yetmedi, Dirar’a “çık” dedi. Tüm defansı rakip orta sahaya kadar sürükledi.

Altını çiziyorum; Zanka çubuklu forma ile ilk maçını oynuyordu… Savunmayı öylesine ileri çıkardı ki;

Tarık Bin Ziyad'ın İspanya’yı fetih ederken yaptığı gibi gemileri yakıyordu… Diyordu ki:

"Ey kardeşlerim! Görüyorsunuz, arkamızda deniz, önümüzde düşman var. Artık geriye dönüşümüz kalmadı. Düşmana saldırıp bu toprakları almadan başka çaremiz yoktur.”

Futbol söylemi ile:

“Hücuma çıkıyoruz arkadaşlar, Buradan dönüş yok!

Biz bu topu, o sahada oynayacağız! Topu kaybettiğimiz anda tekrar alacağız…”

Gerçekten Fenerbahçe defansı uzun süredir ilk kez bu kadar ileri çıkıyor ve o rakip alan ilk kez bu kadar daraltılıyordu…

Elbette bu sadece Zanka’nın aklından çıkmış bir talimat olmazdı…

Ersun hoca bunun böyle olmasını istemişti…

Hocalar ister ama yapabilmek için çabuk olmak gerek… Kendine ve arkadaşlarına güvenmek gerek…

Lider olmak gerek…

Defansın lideri, maçın ilk dakikasında “ben buradayım”, dedi…

****

Maç henüz başlamamış futbolcular ısınıyorlar…

Biz eskiden “ortada sıçan” derdik… Şimdiki adı ile sanırım, “top kapmaca” oynuyorlar…

Sahada kısa boylu bir adam var… Mecbursun onu izliyorsun…

Veriyor alıyor, kaçıyor, tekrar alıyor, veriyor…

İster istemez tüm futbolcular pas verirken gözleri ile onu arıyor…

Tüm seyirciler onu izliyor…

Gözlerimizin pası siliniyor…

Ayağına top çok yakışıyor…

Beyni, ayağına top gelmeden kararını veriyor.

Gözleri, sahadaki tüm futbolcuların tamamını görüyor…

Bunlar, maç başlamadan gördüklerim…

Maç başladı:

Hücum pres ile topu kaptı, penaltı…

Ceza alanında çalımı attı düşürüldü, bir daha penaltı…

Topu eliyle koymuş gibi Vedat’ın önüne bıraktı ve gol…

Bir tane de penaltıdan golü attı…

Dakika henüz, 24…

Skor:3-0…

Sonra oyunu hızlandırdı… Yavaşlattı…

Pres geldiğinde, topu ters tarafa attı…

Kimin nerde duracağını, nereye topu atacağını anlattı…

Sahadan çıkarken istatistikleri:

89 kez top ile buluştuğunu,

1 gol attığını,

1 asist yaptığını,

1 penaltı yaptırdığını,

Yüzde 94 isabetli pas yaptığını,

5 kez ikili mücadele kazandığını yazıyordu…

Uzun süredir bu kalitede ve bu etkinlikte bir oyuncu izlememiştik…

Hoş geldin Emre Belözoğlu…

***

Oynarsın, oynarsın topu rakip sahaya taşıyamazsın…

Arada duraklar lazım olur…

Bu duraklar, tüm takımı rakip sahaya taşır…

Oyunun akışını değiştirir.

Bu yıl Fenerbahçe’nin güvenilir iki tane durağı var…

Vedat Muriqi ve Max Kruse…

Her daim oyunun içindeler, sürekli top istiyorlar…

Atılan topu kaybetmiyorlar. Tüm takımı hücum alanına taşıyorlar…

Oyunun 90. Dakikasında skor 5-0 iken, rakibe baskı yapıp, hatalı pas yaptırıyorlar…

Her ikisi de çok iyi transfer…

Umarım bozulmazlar…

***

Saha dışındaki lider çok önemlidir… Ancak saha içinde de lider oyunculara ihtiyaç vardır…

Uzun süredir Fenerbahçe’de bu tür oyucuları göremez olmuştum…

Dün akşam 3 farklı alanda, farklı lider oyuncular gördüm…

Çok da mutlu oldum…

Sonunda istatistikler çıktı ortaya…

Yüzde 76 oranında top ile oynamışlar…

775 tane isabetli pas yapmışlar…

5 kez rakibi ofsayt a düşürmüşler…

Bunlar rekor sayılar…

En önemlisi yaptıkları işten keyif almışlar…

***

Evet, Gazişehir Gaziantep yeni kurulmuş bir takım…

Henüz birlikte antrenman maçı bile yapmamış…

Ölçü olur mu?

-----Olmaz…

Bize bir şeyler anlatır mı?

----Anlatır…

123 haftadır ilk kez lider olan takıma,

Yaklaşık dört yıldır “bir ohhh!” diyemeyen taraftara,

Skor 3-0 olmuşken bile “bir gol yersek ne olur?” Diye kaygıya düşen seyirciye;

Bir şeyler anlatır…

Moral ve özgüven de çok önemlidir…

Olası rakiplerinin puan kaybettiği haftada, Fenerbahçe çok güzel başladı…

Devamını birlikte göreceğiz…

Hayat hiçbir zaman bu kadar kolay olmayacak!

İşte o zor günler geldiğinde de;

Umarım 12. Adam, bugün olduğu gibi sahada olacak!