Paylaş
Trabzon’da Otto Baric’in sırtına ayva büyüklüğünde taş geldi…
Baric bayıldı. Sanırım abarttı...
Ancak kafasına gelse ölmüştü.
Zamanın federasyon başkanı Haluk Ulusoy:
“Magnum ile mi taradılar” dedi…
Tüm antrenörler sustu…
Biz sustuk(!)
***
Kocaeli’nde Serdar Çakman, edilen küfürlere dayanamadı…
Maçı tatil etti…
Bu bir ilkti...
Federasyon sahip çıkmadı…
Maçın tekrarına karar verdi...
Çakman hakemliği bıraktı…
Hakem arkadaşları sustu…
Biz sustuk(!)
***
Hakem Kamil Abitoğlu; Attığı golden sonra Bursasporlu Turgay Bahadır’a sordu;
“Topu elinle mi aldın “dedi.
Turgay doğruyu söyledi; “Evet” dedi…
Antrenörü Ertuğrul Sağlam; doğruyu söyleyen oyuncusunu cezalandırdı(!)
İkinci yarıya Turgay ile başlamadı.
Takım arkadaşları sustu…
Biz sustuk(!)
****
2011 yılı Ağustos ayı Milli takımımız Estonya ile Türk Telekom Arena stadında hazırlık maçı yapıyor:
Milli takımın kaptanı Emre, top ayağına her geldiğinde ıslıklanıyor.
Selçuk Şahin’de ıslıktan payını alıyor.
Emre; Penaltı kazanıyor, ıslıklanıyor.
Penaltıyı gol yapıyor ıslıklanıyor.
Milli forma ile bir oyuncunun maç başında ıslıklanması bir milat…
Daha önce görülmüş bir şey değil…
Estonyalı oyuncular bile şaşırıyor…
Biz doğal(!)karşılıyoruz…
Yapan, hata yaptığını fark etmiyor…
Takım arkadaşları uzak duruyor…
Federasyon susuyor...
Biz susuyoruz(!)
***
2011 yılı Kasım ayı Milli takımımız Hırvatistan ile Türk Telekom Arena stadında eleme maçı yapıyor:
Yine Arena’da olduğuna göre bir önceki maçtan alınmış bir ders yok(!)
Tribünde Volkan’ın eşinin adı geçen bir pankart…
Maç boyu eşine annesine küfür…
Takım arkadaşları susuyor…
Biz yine susuyoruz(!)
***
2013 yılı Ağustos ayı Trabzonspor, Rizespor ile oynuyor:
Trabzonspor oyuncusu kendi taraftarının ettiği küfürlere dayanamıyor…
Ağlayarak oyunu yarım bırakıyor…
Maçtan sonra;
“Bana, eşim Viktoria’ya ve yeni doğan kızım Melek’e karşı ağza alınmayacak, edepsiz kelimeler kullandılar” diyor…
İlk kez gencecik bir adam; Taraftarının sözlerine dayanamayıp ağlayarak sahayı terk ediyor…
Bu da bir milat…
Başkanı Hacıosmanoğlu; Oyuncusuna değil küfür eden taraftara sahip çıkıyor…
“Misket oynamıyoruz, küfürde yiyeceksin” diyor…
Volkan takımdan ayrılıyor…
Takım arkadaşları susuyor…
Biz susuyoruz(!)
***
Dün akşam Milli takımımız Kazakistan ile oynuyor:
Kalecimiz Volkan yediği küfürlere dayanamayarak maç başlamadan sahayı terk ediyor…
Bu da bir ilk…
Filimi geri saralım;
Volkan sahayı terk etmese;
“Milli takımda kendi oyuncusuna küfür geleneği” devam edecek…
Giderek büyüyecek tüm ülkeyi saracak(!)
Göz yumduğumuz, görmediğimiz duymak istemediğimiz her olay gibi halının altına süpüreceğiz…
Ancak bu pis geleneği çocuklarımız bile silemeyecek…
Bizlerde ağıt yakacağız; “Eskiden birlikte maç seyrederdik” diye…
Volkan, oyunu bozdu…
Volkan; “Oyun buysa ben yokum" dedi…
Şimdi bizlerin vereceği tepki önemli…
Saydığım örneklerde olduğu gibi davranırsak, yine kaybedeceğiz!
Ancak bakıyorum;
Kaptanı susuyor…
Takım arkadaşları susuyor…
Biz yine yanlış yorumlamaya devam ediyoruz…
Veya susuyoruz(!)
****
Yazmak zamanıdır…
Karıştırmayalım beyler…
Net olarak söylüyorum; Yanlış biliyorsunuz!
İşin en kötüsü de yanlış öğretiyorsunuz!
Bir:
Küfür Volkan’a değil göğsünde taşıdığı ay yıldızlı formaya edilmiştir…
İki:
Futbolun fıtratında küfür yemek diye bir şey yoktur...
Üç
Bu futbolcular milyonlarca parayı; küfür yemeği hazmedebildikleri için değil iyi futbolcu oldukları için almaktadır…
Dört:
Aldıkları paranın fazla olduğunu söylemek başka şeydir.
“Üstünü küfürle ödesinler” demek başka bir şey. Kimi futbolcu hazmedemez!
Beş
“Ben 30 yıl küfür yedim ama sahayı terk etmedim” demek delikanlılık değil basiretsizliktir!
Altı:
Eski hakem ve sporcular tarafından sıkça söylenen;
“Niye Semih’e, Gökhan’a küfür edilmiyor da Volkan’a ediliyor?” tezi;
Saçma sapan bir tezdir.
Kimse küfür yemeyi hak etmez!
Kimse küfür etmeyi hak göremez!
Bunu söyleyenler; Bir yandan da kendilerine yıllarca edilen küfürlere nasıl dayandıklarını anlatıyorlarsa;
Onlara da birileri;
“Ahmet, Mehmet değil de neden sen yedin küfürü(?)”
Diye sorabilir...
Soru çok saçma olur…
Ancak bazen, “saçmalık”,” saçmalayarak” anlatılır…
Paylaş