Paylaş
Bana göre futbolun ana vatanı Güney Amerika’dır…
Orada bir başka güzel oynanır…
Renklidir, süslüdür, estetiktir, göze hoş gelir…
İzleyene tat verir…
“Kazanmak” önemlidir…
Ancak daha önemlisi;
Oynayanın ve izleyenin mutlu olmasıdır…
Futbolun ana vatanında bu oyun keyif almak için oynanır…
Brezilya’nın ise ayrı bir önemi vardır…
Futbol karnavalının baş şehridir…
***
20. Dünya Kupasında futbol, evine geri döndü…
Biz son yıllarda futbol; yalnız Avrupa’da oynanıyor sanmıştık(!)
Kabahatimiz yok.
Bize öyle anlattılar…
Eurolar, Süper ligler, Premier ligler, Serie A’lar, La liga’lar, derken;
Süslü sözcüklerle kafamız karışmıştı…
Bugün, futbolun gerçek sahipleri, ortalığı dümdüz ettiler…
Meksika, Kosta Rika, Kolombiya, Brezilya, Şili, Arjantin yoluna devam ediyor…
Tam altı takım…
İngiltere, İspanya, İtalya, Rusya, Portekiz, Hırvatistan, Bosna Hersek;
Bizim Dünya devi sandığımız Avrupa ülkeleri elendi…
***
------ Yabancı sayısı 5 mi olsun 8 mi? derken,
------ Beşini içerde, üçünü kulübede, ikisini tribünde mi oturtsak? Derken,
------ Her şeyi en iyi bildiğini sandığımız; İngiltere, İtalya, İspanya’ya bakın;
“Onlar doğrusunu bilirler, orada serbest” derken;
------ Ateş Bakan’da; “Türkiye’de futbolcu fiyatları, Dünya piyasası seviyesine gelene kadar yabancı sayısı serbest olmalı” derken;
Bildiklerimiz çöp oldu…
“En doğrusunu onlar bilir” dediklerimiz; “Elendiler gittiler”…
Ezberimiz bozuldu.
Dersimizi baştan çalışmalıyız…
***
Ancak çok şık oldu…
Ben de sizin gibi televizyondan izliyorum…
En dikkatimi çeken olay;
“Futbol durduğu” anda, seyircinin “hep birlikte” ıslıklaması…
Tuttuğu takım o anda galip olsa bile;
Oyun yavaşladığı anda seyirci protestoya başlıyor...
Hep birlikte;
“Kazanmak isteriz ama biz öncelikle oyunu izlemeye geldik” diyorlar...
Ve oynatıyorlar…
Tuhafıma giden nokta da; Islıklayan seyircilerin bir bölümünün Avrupa’dan gidenler olması…
Sanırım Brezilya’nın iklimi onları da olumlu etkilemiş…
Özetle, çok hoş bir turnuva…
Taraftarlar çok renkli ve keyifli...
Renklerin farklılığına bakmaksızın birlikte “Meksika dalgası” yapıyorlar…
Bir Karnaval havasında geçiyor…
Öğreneceğimiz dersler çoğalıyor…
***
Üstün meziyetli oyuncuların hünerlerini göstermesine engel olunmuyor…
Bir gün Neymar, bir gün Robben, bir başka gün Messi sahne alıyor…
Siyah beyaz film seyreder gibiyim…
Maradona’ları, Kempes’leri görür gibiyim…
Sanki tarihte yolculuğa çıkmış gibi…
“Kazanmak için her şeyin mubah olduğu” günümüz dünyasında bir daha zor izleyeceğimiz bir turnuva oynanıyor…
“Kaçırmayın” derim…
***
Sonuç olarak bugüne kadar;
• Futbolu; “ekonomi olarak” görenler değil “yaşam biçimi” görenler,
• “Ne olursa olsun ben kazanayım” diyenler değil “yaptığı işten keyif alanlar ve keyif verenler”,
• “Tribünde kendi takımının galibiyetini alkışlamaya gidenler” değil “izlediği maçtan keyif almak isteyenler”,
• “Spor, kavga değil şölendir”,
Diyenler, kazanmış durumda…
• “Tekme atanlar, vakitten çalanlar” değil oynamak isteyenler, Messiler, Neymarlar, Robbenler, J.Rodriguezler;
Şimdilik galipler…
Biz de onları izleyebilmek için para ve zaman veriyoruz!
Sürekli olması dileği ile…
Paylaş