Paylaş
Biliyorum, “Ülker” değil artık.
Ben eski adamım; Sponsorların ismini, Fener ile yazmak zor gelir bana… Hemen yazamam. Uzun süre alışamam… Alıştığım zaman da kolay bırakamam…
Çünkü takım üzerinde izleri var…
Anadolu yakasında keyif ile gittiğim, maç seyrettiğim, eserleri var…
Avrupa’nın en büyük 11 takımı arasında yer alarak, A lisansı almalarında emekleri var…
Unutamam;
“Fenerbahçe Erkek Basketbol” takımı yazacağıma “Fenerbahçe Ülker” derim…
Herkes anlar ne anlatmak istediğimi…
Bazı birliktelikler kolay olmamıştır, kolay, kolay da bitmez…
Ben de hiç bitmez!
***
Şimdi yönetime bir önerim var;
Obradovic ve Vesely ile 10 yıllık sözleşme yapın; 10 yıllık kombine alalım…
Obradovic 55 yaşında, “çok yoruldum” dediği anda alt yapının başına geçirirsiniz…
Vesely, 25 yaşında 10 yıl çok rahat oynar…
Oyuncu ayırt etmeyi sevmem ama bu iki isim çok yakıştı Fenere…
Kanaryanın ruhu oldular, benim gözümde…
Elbette gönlüm, kendi alt yapımızdan, takımın “bayrak oyuncuları” çıkartalım istiyor…
Berk, Egehan, Ercan, Ömer Faruk, geliyor…
O nu da göreceğimizi umut ediyorum…
***
Bu yıl takım geçen yıldan daha iyi gözüküyor benim gözüme…
Tam bir takım oldular…
Bireysel egosu bu kadar az olan, üst düzey bir takıma çok az rastlamıştım…
Top çok güzel paylaşılıyor… Boş bir oyuncu, daha boşunu arıyor. Ya da daha iyi bir atıcıyı veya potaya daha yakın bir oyuncuyu…
Bazen sürenin dolduğunu bile farkına varmıyorlar…
Hal böyle olunca, kimse, pas vermekten korkmuyor…
Uygun pozisyonu aldığında; Topun yeniden kendine geleceğini biliyor…
Kendi istatistiğini arttırmak isteyen oyuncu yok gibi…
***
Eksikleri yok mu hiç?
------Olmaz mı?
Kadronun sınırlı olması korkutuyor hepimizi…
Vesely veya Udoh faul problemine girdiğinde, uzun rotasyonu çok daralıyor…
Sakatlığı düşünmüyorum bile…
Dixon muhteşem oturdu takıma… Ancak Euro ligde 40 dakika oynanmaz.
Kostas Sloukas çok önemli oyuncu, ancak “sakatlığı geçti” derken yine problem yaşadı…
Ricky Hickman bugün “geliyorum” dedi…
Ne olura olsun korkuyoruz tabi…
Bogdanovic her gün biraz daha üstüne koyuyor.
Bir de bir sanatçı var takımda…
Basketbolun şairi… Şiir gibi oynuyor… Oyun sıkıştığında çilingir gibi oyunu açıyor…
Alanın eline sağlık; Luigi Datome…
***
Eksik, elbette olacak…
Transfer ile çözmek, işin kolay gibi gözüken aslında beraberinde problemler getiren yönü…
Önemli olan takım olmak…
Takım olduğunda sorunlar yardımlaşarak çözülür…
Bu takım da çözecek gibi bu işi…
***
Taraftarı, sık sık eleştirmişimdir…
Giderek öğreniyoruz galiba…
Lokomotif Kuban maçını, kesinlikle taraftar aldı…
Bugün çekirdek çitleyen taraftar, son çeyrekte vidayı sıktı…
Takımın ihtiyacı olduğunda yanında olabilmek çok önemli…
Çünkü büyük ihtimal ile gurubu, bir veya iki bitiririz…
Karşımıza diğer guruptan çok zorlu ve deneyimli bir ekip gelir, ev sahibi avantajı bizde olur…
İşte o maçlar bu sezonun en önemli maçları…
O maçları almak için “biz” lazımız…
“Bizsiz” olmaz bu iş…
Berlin’e gitmek için hep birlikte hazır olmalıyız…
Özellikle Kuban maçının son çeyreğini izleyip dersimizi çalışmalıyız…
Paylaş