Paylaş
Keyiflenmemek elde değil ama henüz başındayız işin…
Bugün kalemim coşuyor, ancak beynim, kalemimi tutuyor…
“İş bitmeden, Final Four’a gitmeden, Real Madrid’i elemeden, ‘azma’” diyor…
“Yaz” ama “azma” diyor…
Ruhu eksik yazı için kusuruma bakmayın, “totemdir” deyin geçin!
***
--------“Nisan ayında Fenerbahçe, her gün final oynayacak” dedin de ne oldu?
--------“Tüm finalleri, senin erken yazıların yüzünden kaybediyoruz” diyor, beynim ve dostlarım…
--------Haklılar…
Kalbimin sesini susturup maçı anlatmak lazım bugün…
***
Gurubu lider bitirdik ama en korktuğum takım ile eşleştik…
Bu adamlar, ne zaman oynaması gerektiğini çok iyi bilirler…
Ve o gün, dizlerinin üstüne çöker, üçüncü çeyrekte olduğu gibi oynarlar…
Hiç kolay değildir o gün yenmek onları…
Bizde maalesef, çok iyi götürdüğümüz sezonlarda;
“telafisi mümkün olmayan maçları kaybetmek” ile ün salan bir kulübüz…
O nedenle korkuyorum ve ürkerek yazıyorum…
Bugün 1-0 yaptık yaptık durumu…
Hep birlikte yendik Real Madrid’i…
Geçen yılın şampiyonunu yendik.
Savunma yaparak yendik..
Ortalama 85 sayı atan takımı, 69 sayıda tuttuk…
Jan Vesely olmadığı için çok korkuyorduk;
Ben yine de korkuyorum…
***
Obradovic, “şapkadan bir tavşan çıkarır” diye teselli buluyorduk…
Çıkardı da;
Bugüne kadar çok az oynayan, Kostas Sloukas çıktı sahneye;
Direksiyonu aldı eline... Ellerin ayakların titrediği, farkın kapandığı son çeyrekte 10 sayı birden attı…
Benim çok sevdiğim, ancak genelde top eline geldiğinde korktuğumuz, Nikola Kalinic, ruhunu kattı oyuna…
Obradovic ise orkestra gibi yönetti takımını…
Kimi zaman 5 kısa ile oynadı, rakibi şaşırttı… Kimi zaman Ekpe Udoh ile içeriyi kararttı… “Uzun rotasyonunda sıkıntımız var” derken, Udoh faul almadan bitirdi oyunu…
***
Vesely olmadan da olabileceği anlaşıldı…
Onun yerini hep birlikte doldurduk…
En başta, “sarıları kuşanmış taraftar” yaptı bu işi…
Giderek basketbol taraftarı olduk… Şarkı türkü söylemeden takım ile birlikte oynuyoruz maçı…
Hatalı yürümeyi çalmayan hakeme, öylesine bir baskı yaptık ki; Bobby Dixon’a “yapılmayan hücum faulü” aldırdık…
Bir de;
Maç bitmiş, keyfini çıkarırken, hem de Real Madrid’i yenmişken, Galatasaray ile ilgili şarkılar söylemesek(!)
***
Bakın bu Real Madrid, Dünya’nın en iyi “aktör” takımıdır…
Fernandez, Reyes, Maciulis, Llull, Rodriguez ve Nocioni sanatçı olsalar her yıl “Oscar” alırlar…
Hakemler bunu bilmelerine rağmen bu oyuna gelirler… Bu oyunda yıllardır sürer…
Dün gece, taraftar buna engel oldu…
Hakemlere o düdükleri çaldırmadı… Takımın enerjisi düştüğü anda onu ayağa kaldırdı…
Şimdilik, sadece, “Jan Vesely’ siz de yapabileceğimizi” anladık…
Bu daha başlangıç;
Perşembe günü tekrar çıkacağız sahaya…
Ataşehir yokuşlarında, “sarıları” kuşanalım!
Hazırlanın yeni heyecana!
Bu kez “daha sarı” olalım!
Salonu, sap sarı yapalım!
Takımımızı Madrid’e, 2-0 yapıp yollayalım…
2-0 olsun ki;
Madrid’de, 2-2 olsa bile, son maçta onları evimizde kucaklayalım!
Paylaş