Paylaş
Yanlış zaman biliyorum…
Banvit’i, Fenerbahçe Ülker’i, Bursa Belediye’yi konuşmak gerekirken Emre’yi konuşuyorsanız, O zaman ben de yazayım…
****
Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim;
Tamamınız yanlış biliyorsunuz!
Ön yargılısınız!
Çoğu zaman yaptığınız gibi maniple ediyorsunuz…
Çoğu zaman yaptığınız gibi algı operasyonu yapıyorsunuz…
3 Temmuz’un rövanşını oynuyorsunuz…
O zaman bende son derece zamansız olduğunu bilmeme rağmen yazmak zorundayım;
Emre; Bu maçta yaptıklarında yüzde yüz haklıdır…
Bende o takımın kaptanı olsam aynısını yapardım…
***
Öncelikle söyleyeyim ben, Emre’yi sevmem!
• Yapılan veya hiç olmayan faulü abartıp rakip takımdan birine kart göstermeye çalıştığı için sevmem…
• Siyasi mesaj vermeye çalıştığı için sevmem…
• Kendi takım arkadaşlarına ve rakip oyunculara tavrını sevmem…
Bilic’de; Emre’nin tersine çok beğendiğim bir hocaydı.
Eskiden de böyle miydi? Yoksa biz mi bozduk? Bilemiyorum…
Ancak bozuldu…
Yaptığı işler, en azından inandığını söylediği felsefeye yakışmıyor…
****
Kel alaka bir “Emre konusu” bir haftadır sürüyor…
Sonunda ıslıklar ve pankartlar geliyor…
Biz Mili takımdaki oyuncumuzu koruyacağımıza ıslıkların yanında yer aldıkça yanlışlar giderek büyüyor…
Dünün “Şike davasının gönüllü avukatları”;
Bugün, “aslında ben onu demek istememiştim” açıklamaları yapıyor…
3 Temmuz bitti gibi gözükürken;
Hemen hemen aynı kadro; “Emre” demeye başladı…
O zaman bu yazı bu gün yazılmak zorunda;
…
***
Beyler;
Emre’ye, Volkan’a, Fenere veya Aziz Yıldırım’a; “Saldıracağım” diye yine tarihi bir hata yapıyorsunuz!
Emre’ye vurabilmek için Milli formayı ıslıklayanları es geçiyorsunuz!
Volkan’a vurabilmek için Milli forma altında küfürü olağan hale getiriyorsunuz!
Yine Emre’yi günah keçisi yapabilmek için Bilic’in yaptıklarını görmezden geliyorsunuz!
Sonra bunlar kötü bir gelenek olarak ülkemiz futboluna yapışıp kalıyor…
Sürekli yaptığınız hatayı yine yapıyorsunuz…
Ben kibarım “hata” diyorum…
Estonya hazırlık maçına Telekom Arena’da Milli takımın kaptanı, sahaya çıktığı an ıslıklandı(!)
Estonyalı oyuncular şaşırdı, biz şaşırmadık(!)
Golü attı ıslıklandı…
Bu bir milattı… Kötü bir virüsün başlangıcıydı…
Siz; adı Emre olduğu için pas geçtiniz!
Virüs bulaştı… Sayenizde kanser oldu…
Milli takımımızı böldünüz!
***
Bu gün yine aynı şeyi yapıyorsunuz…
Şimdi uyarıyorum!
Bir hatayı daha görmezden geliyorsunuz!
Bir yanlış geleneği daha başlatıyorsunuz!
Teknik Direktörün saha içindeki “futbolcuya bulaşması” bizim âdetimizden değildir…
Her türlü musibeti gördük ama bunu bilmeyiz!
Bilic; bir yenilik getiriyor…
“Beni de, rakip takımdan oyuncuyu da atsınlar” stratejisi yapıyor…
Siz yine; konu Emre olduğu için görmüyorsunuz!
Lütfen; “Bilic tamam da, ya Emre” diye başlayan cümleler kurmayın!
Bizi o kadar saf sanmayın!
Fikret Orman’da kurdu;
“İkisini de atmalıydı” dedi…
Aslında bir stratejiyi ifşa etti.
***
Bilic’e neden kızdım, önce onu anlatayım…
Hatırlatayım; Gökhan Töre’yi hakeme ispiyon edip attıran Bülent Korkmaz’ a da çok kızmıştım…
Bilic, bunun da ötesine gitti…
Şikâyet etmedi… Şikâyet edeceği olayı yaratmaya çalıştı…
Bilic’in ne yaptığı anlamak için sadece iki örnek vereceğim:
***
Önce ilk maça gidelim…
Koşarak giden Alper’in önünü kesip sahanın içinde çarpıyor, kucaklıyor…
Alper, ilgilenmeyip gidince;
Hakeme kendi yaptığı hareketi Alper yapmışçasına “YALAN” söylüyor…
İzleyin; Hiç birininiz, “yanılıyorsun” diyemeyeceksiniz!
İkinci bu maçtan;
Emenike ile Fenerbahçe tribünleri problem yaşarken; Bilic, durumdan vaziyet çıkarmaya çalışıyor…
Önce dikkat ile izleyin.
Koşarak giden Emenike’nin önüne bilinçli olarak geçmeye çalışıyor…
Kendisine çarpsın ve olay çıksın istiyor…
Emenilke yolunu değiştiriyor…
Olmuyor…
Bilic, aynı taktiği;
Caner ve Alves, üzerinde deniyor…
Olmuyor!
Seyirci üzerinden devam ediyor,
Olmuyor…
Son olarak Emre müdahil oluyor…
“Yeter artık sen sahanın içinden çık!” diyor…
Birinin demesi gerekiyordu…
Maalesef yine Emre’ye düştü görev…
Genellikle haksız olmasına alıştığımız Emre;
Bu kez yüzde yüz haklı!
Ancak ne yapsın ki adı Emre;
Ve Fenerbahçe’de oynuyor(?)
Taktik tuttu derken;
Emre’de istenilen kadar yanaşmıyor.
Aydınus’da olayı pas geçiyor…
Olmuyor!
Bu arada müsaade edin, Gökhan Töre’nin elini sıkayım…
Son derece samimi olarak Emre’ye sarıldı. Kart görmemesi için uğraştı…
“Adammış” tebrik ederim…
****
Şimdi; Bilic’in yaptığına ne denir?
Ben önce Bilic’in anladığı dilden yazayım…
Bilicin yaptığı; Makyavelizm’dir.
Oportünizmdir.
Kaba tabiri ile de provokatörlüktür…
Sana olan tüm sempatim bitti Bilic...
Telaşlanmayın, küfür etmedim arkadaşlar!
***
Pekâlâ, sizin bir haftadır yaptığınıza ne denir?
İşi gücü bırakıp Emre’yi konuşmanıza ne denir?
Emre’yi ve Volkan’ı ıslıklayan Konya’ya; ödül gibi Milli maçı verenlere ne denir?
Bunların cevabını da tarih verir…
***
“İtilaf kuvvetleri” harekete geçirmiştir.
Ben 3 Temmuz sonrası; Konuşmadan haberleşen, ortak noktada anında birleşebilen güçlere bundan sonra; “İtilaf kuvvetleri” diyeceğim…
Siz de tanıyorsunuz onları(!)
Dün “şike” diye çıktılar…
Bugün “Volkan ve Emre” diyorlar…
Yarın bambaşka bir şey diyecekler…
Siz artık tanıyorsunuz onları…
Aslında dertleri bambaşka; Onlar güç ne istiyorsa; Onu diyorlar…
***
Arkadaşlar lütfen bırakın, hak eden kazansın…
Siz karışmayın,
Mücadele sahada olsun!
“Doğru ya doğru, eğriye eğri” diyelim…
Sahadaki topu topçular oynasın…
Biz sonuca karışmayalım!
Sonra kalkıp hiçbir spor yazarı; “Bu başarıda benim de katkım var” demesin!
Paylaş