Paylaş
Kulağımızın arkasından dolaşıp, çözümü bir yıl sonra bir ağabeyimize buldurduk…
Tebrikler(!)
Hep birlikte zaten hem fikiriz;
“Volkan özür dilemeli, hem takım arkadaşlarından, hem basın mensuplarından, hem de kendisine küfreden taraftardan”
***
Fenerbahçeli fanatikler dışında hep birlikte benimsedik bu fikri…
O zaman ben de yazmak zorundayım…
Biliyorum;
“Sen de fanatiksin” diye yazdıklarımı, birçoğunuz dikkate almayacaksınız.
Olsun, ben yazmak zorundayım!
Doğru olduğunu düşündüğüm her şeyi, yazmak zorundayım!
Toplumun büyük çoğunluğu bana göre ters düşünüyor ise mutlaka yazmak zorundayım!
-----Trabzonspor’da oynarken ağlayarak sahayı terk eden Volkan Şen’i yazdığım için,
----- Doğruyu söylediği için Ertuğrul Sağlam tarafından oyundan çıkarılan Turgay Bahadır’ı yazdığım için,
----- Küfürlere dayanamayarak oyunu tatil eden, sahip çıkmadığımız için düdüğü asan, Serdar Çakman’ı yazdığım için,
----- Fenerbahçe’de oynayan Volkan Demirel’i de, gönül rahatlığı ile yazıyorum…
****
Bakın;
Rakip takım taraftarından, küfür yemek başka bir şeydir…
Kendi takım taraftarından, küfür yemek de başka bir şeydir…
Ancak Milli takım forması ile kendi halkından küfür yemek bambaşka bir şeydir!
Bunun, üç kişisi, beş kişisi olmaz!
Buna öylesine bir tepki verilmelidir ki;
Bir daha yapılması mümkün olmasın!
Verdik mi?
----Hayır
Emre, Estonya maçında, maç boyunca ıslıklandı tepki verdik mi?
----Hayır…
Hırvatistan maçında, Volkan Demirel’i eşinin adı geçen pankart asıldı; tepki verdik mi?
----Hayır…
O zaman bu adamlar, sorunu kendileri çözmeye kalkarlar…
***
O nedenle sizlere; Kesinlikle size katılmıyorum!
Volkan değil;
Ona küfreden taraftarlar,
Küfreden taraftara “sus” demeyen takım arkadaşları,
Küfrü eleştiriyormuş gibi yapıp, “her şeye rağmen sahayı terk etmemeliydi” diyen basın…
Onu aslanların önüne tek başına atan federasyon, Milli takım sorumluları;
Özür dilemeli!
****
Sizler, kalabalıkları karşınıza alamadığınız için yanlışın yanında oluyorsunuz!
Yukarıda anlattığım tüm örneklerde;
“Kabul gören yanlışlara”, “dur” diyen kahramanlar var…
“Kalabalığı” ve “alışıla gelmişi” karşına almak zor iş, “düzeni bozmayalım” demek ise çok kolaydır…
Bizler, bizler falan değil sizler;
Yanlış yapan yığınları, hafiften kınıyormuş gibi yapıp, “artık doğruyu yapmalıyız” diyenleri mahkûm ettikçe;
Bu ülkede Nazım Hikmetlerin değerleri, öldüğünde anlaşılacak…
Her aykırı duruş, “düzeni bozuyor” diye ört bas edilecek…
“Düzen” dediğiniz yanlış da; etiksiz, geleneksiz ve kültürsüz olarak devam edecek…
Sahtekârlık yapıp, emek çalan hırsızlar penaltı alacak…
Kahvede bir de marifetmiş gibi böbürlenerek arkadaşlarına anlatacak…
Milli maçta Emreler ıslıklanacak, “hata yaptım” diyebilen Deniz Çobanlar, düdük çalamayacak, düzene ayak uydurmasını bilenler, maçları ve bizi yönetmeye devam edecek(!)
Bunlar da bizim çocuklarımıza örnek olacak(!)
“Volkan, özür dilemeli” demek budur!
Bozuk düzene, “devam” demektir!
***
Beni esas üzen ne biliyor musunuz?
Milli maçta kendi taraftarı tarafından, ıslıklanan futbolcuya, meslektaşlarının sahip çıkmaması…
Dönüp taraftara; “Susun!” diyememesi…
Yığınları karşımıza almayı göze almadan doğruyu bulamayız…
Bir gün o takımın otobüsü kurşunlanır; “Ben çıkar işimi yaparım” dersin…
Yarın seni linç ederler, arkanda kimseyi göremezsin!
Ne bekliyorsun ki be adam;
Ülken ne ise, futbolun da odur!
Paylaş