Çubuklu sırat köprüsündeydi…

Dakika:73

Kadıköy’de Sivasspor golü attı…

Kadıköy’de gol yemeye alışmıştı bu takım, ancak bu gol yenilen bir başka gole benzemiyordu…

Bir sezonun özeti gibiydi…

Hatta sonu bile olabilirdi…

O ana kadar takımının yanında olan seyirci, “yeter artık”, demek üzereydi… 

*** 

Yine 40.000 kişi bir cuma günü Saracoğlu’nu doldurmuş, 70 dakika takımının top oynamasını beklerken, Sivasspor’u izlemişti…

Kızgınlığını içine atmış beklerken, kalelerinde golü görünce, tahammül sınırı bitti…

Islıklar başladı…

Yenilen gol sonrası bir de basket maçına baktım; 11 sayı farkla yenik durumdayız…

“Bu gece bitmez”, dedim…

Oysaki Ataşehir de dolu…

Sarı lacivert formalılar, bir cuma akşamı bütün salonları doldurmuşlar…

Takım 11 sayı farkla geride, Vessely 4 faul almış;

Ancak Ataşehir’de, “sevdik seni”, başlamış… 

***

Kafamı yeşil sahaya çevirdiğimde santra yapıyorduk…

Taraftarın bir bölümü de ıslıklamaya başlamıştı.

“Tanrını lütfu mu”, diyelim,

Bu güne kadar “hiç yanımızda olmayan şans mı” diyelim,

“Çok istemek mi”, diyelim.

Santra ile birlikte gol geldi…

Islıklar alkışa dönüştü, takım kendine geldi…

Mehmet Ekici’nin vuruşu iğne deliğinden ve kalecinin bacaklarının arasından girince makûs talih döndü… 

***

Maç bitti ama kimse gidemedi…

Öylece kaldık orada…

Sessizce soluk aldık…

“Ohhh”, dedik… 

***

Basket maçı ne oldu? Diye TV başına koştuğumuz da, son dört dakika oynanıyordu…

Vesely 5 faul ile çıkmış, 76-69 gerideydik.

Melih kalktı ve üç sayıyı yazdı…

Barcelona mola aldı…

Molada, Fenerbahçe futbol takımının 2-1 galip geldiği haberi gelmiş.

Bizde, CSKA’nın yenildiğini öğrendik…

Taraftar, “geri dönüş yok” derken, Sloukas, direksiyona geçti.

İlk yarıda Dixon varmış direksiyonda, tam 17 sayı atmış…

Güzel takım hem kazandı, hem de Efes’e ev sahibi avantajını verdi. 

***

Kötü başlayan gece kapkarayken, bir anda Sarı Laciye dönüştü…

Saracoğlu’nda 40 bin, Ülker Arena’da 12 bin taraftar bunu sonuna kadar hak etmişti…

Her şey gönüllerince oldu…