Paylaş
• Fenerbahçe’nin değeri 158 milyon Euro, Shattar’ın değeri ise 148 milyon Euro…
Fenerbahçe, Shakhtar’a elendi(!)
• Trabzonspor’un değeri 111,5 milyon Euro, Rabonicki’nin değeri ise 4,8 milyon Euro…
Trabzonspor, Rabonicki’ye elendi(!)
• Başakşehir’in değeri 48 milyon Euro, Az Akmaar’ın değeri ise 24,5milyon Euro…
Başakşehir’, AZ Alkmaar’a elendi(!)
***
Sizce bu işte bir terslik yok mu?
Fenerbahçe’yi bir derece anlıyorum;
-----“Shakhtar en iyi oyuncularını sattı; Fenerbahçe muhteşem transfer yaptı” deniyordu…
Bir bakıyorsun bu durumda bile değerleri birbirine yakın…
O zaman müsaade edin de bu turu 12 yıldır aynı sistem oynayan takım geçsin…
Fenerbahçe’nin, “harcadığı paradan verim alamayanlar” konusunda bir numara olduğunu ilerideki satırlarda anlatacağım…
Fakat Başakşehir ve Trabzon’u anlamam mümkün değil!
***
Yabancı kısıtlaması bitti… Kulüplerimiz istediği oyuncuyu alabiliyor…
Ancak kısır döngü sürüyor…
Biz çok para harcayıp bir türlü takım kuramıyoruz…
Kendilerini pek de ilgilendirmeyen her konuda acayip racon kesen kulüp yöneticileri;
Çıkıp, “biz bu işi beceremiyoruz” demiyorlar…
Hatta “bizim hedefimizde Avrupa yok” diyebiliyorlar…
Arkadaş sen karıştırıyorsun!
Ona sen karar veremezsin!
O senin arzun değil görevin!
O hedef senin değil ülkenin…
Ülke sana temsil görevi verdi…
Sen, bir yandan acayip milliyetçi görüntü verip bir yandan da;
“Avrupa beni bağlamaz” diyemezsin!
***
Ben bu manzarayı gördükçe çıldırıyorum...
Üç kuruşluk adamı, üç bin lira vererek oynatıyoruz.
Üç kişiyi yönetemeyecek adamlara ülke sporunu yönettiriyoruz
Ülkede yetişkin ve eğitimli insanlar olmasa “eyvallah” diyeceğim…
O da var.
Bir şekilde bu adamlar işsiz dolaşırken biz torpille, “aman benden olsun” anlayışı ile bu adamlar tarafından yönetiliyoruz…
Bu da bana koyuyor…
Tam bir azgelişmişlik örneği…
Bende kendimi genç basketbolcularımızı, voleybolcu kızlarımızı izlemeye adıyorum…
İnanın, yenilgi kompleksimi atıyorum…
Tavsiye ederim…
***
Bu manzara karşısında; Federasyonda da “çıt” yok…
Ülke olarak Avrupa’da “sıfır” çekmişiz…
Milli takım dördüncü torbaya düşmüş(!)
Bana boyuna devrim diye stat inşaatı anlatılıyor…
Federasyon kulüplere;
“Sen bu ülkeyi temsil ediyorsun, puan getirmen lazım!” demiyor…
Bir önerim var;
Hep eleştirmek olmaz; Bir öneri sunmak lazım…
Belki sesimi duyururum diye tekrar ediyorum;
Federasyon, Avrupa’da ülkemizi temsil eden takımlara müeyyide uygulamalı.
Ne yapmalı;
Ligi ilk 6 sırada bitiren takımlara, para veriyorlar…
Neden 6 olduğunu da kimse bilmez…
Ben şimdi bu kuralı değiştiriyorum.
Paraya el koyuyorum…
Bu parayı Avrupa’da temsil edecek takımlara dağıtacağım…
Ancak şartlarım var;
Avrupa’da oynadığı maça bakıyorum;
Puanı getirdi mi; Parasının yüzde bilmem kaçını veriyorum.
İkinci turda yine kazandı; Parasının kalan bölümünü de veriyorum…
Takım devam ediyor;
O zaman bende, hak edişinin üstüne çıkıp para vermeye devam ediyorum…
Takım ilk turda elendi; Avrupa’da başarılı olacak takıma vermek için kasaya atıyorum…
Elbette detayları için kafa patlatmak lazım…
Ancak özetle;
Avrupa’daki başarıyı teşvik ediyorum… Başarısızlığı cezalandırıyorum!
Kimse “Benim işim Türkiye ligi Avrupa beni bağlamaz” diyemiyor…
Lucescu’nun takımı:
Takımların bütçeleri, başarı oranları ve transfer harcamalarına kafayı takınca daha derin incelemeye başladım…
İşe bizi eleyen takım ile başladım;
Lucescu, Shakhtar’ ın başına 2004 yılında geçmiş;
Halende görevinin başında…
12 yılda oyuncu satın almak için kulübüne 282 milyon Euro para harcatmış…
Buna karşın bu 12 yılda oyuncularını satarak kulübüne 286 milyon Euro para kazandırmış…
Özetlersek; 12 yılın sonunda oyuncu satışından 4 milyon Euro para kazanmış…
İlaveten;
Dinamo Kiev efsanesini bitirmiş, 8 kez ligi almış,
UEFA kupasını kazanmış,
Şampiyonlar liginin müdavimi olmuş,
Buralardan gelen gelirler bu hesabın içinde yok…
Bizim “büyüklerimiz” ne yapmış?
Lucescu bir yandan başarı ve kulübüne para kazandırırken bizim büyüklerimiz bu 12 yılda ne yapmış?
Merak ettim araştırdım;
Sonuçlar çok üzücü…
Fenerbahçe;
Toplam 264 milyon Euro bonservis bedeli ödeyerek oyuncu almış, 62 milyon Euro elde ederek oyuncu satmış…
Bu alış verişin sonunda, 202 milyon Euro kasasından para çıkmış...
Bugünkü değeri ise 158 milyon Euro…
Galatasaray;
Toplam 198 milyon Euro bonservis bedeli ödeyerek oyuncu almış, 76 milyon Euro elde ederek oyuncu satmış…
Bu alış verişin sonunda, 122 milyon Euro kasasından para çıkmış...
Bugünkü değeri ise 137 milyon Euro…
Beşiktaş;
Toplam 157 milyon Euro bonservis bedeli ödeyerek oyuncu almış, 55 milyon Euro elde ederek oyuncu satmış…
Bu alış verişin sonunda, 102 milyon Euro kasasından para çıkmış...
Bugünkü değeri ise 127 milyon Euro…
Trabzonspor;
Toplam 131 milyon Euro bonservis bedeli ödeyerek oyuncu almış, 73 milyon Euro elde ederek oyuncu satmış…
Bu alış verişin sonunda, 58 milyon Euro kasasından para çıkmış...
Bugünkü değeri ise 112 milyon Euro…
Kullandığım sayıların büyük bölümü transfer market sitesinden alınmıştır. Küçük hatalar veya eksikler olabilir ancak özü doğrudur…
Gördüğünüz gibi kulüplerimiz bol keseden para harcamış… Aldıkları oyuncuları yok pahasına satmışlar.
Bugünkü değerleri de Avrupa’nın altında…
Yazık!
Bu ülkenin parasına yazık!
Buraya; Gönderebilmek için cebine para konan topçuları ve “kiraya verdik” diye açıktan kira bedeli ödenenleri koymadık…
Ancak görülen bile içler acısı…
Avrupa’nın devlerinin durumu nedir?
“Yazık” falan dedim ama
Erken yargıya varmamak için Avrupa’nın devlerini de incelemeye karar verdim.
Tabi teknolojiyi sonradan öğrenmeye çalışan bizler için araştırması pek bir amatörce oluyor. Ve saatler alıyor…
Size özetini aktarayım:
Bu 12 yıllık süreçte, milyon Euro olarak durum tabloda olduğu gibidir
Avrupa’nın devlerini incelediğimizde; Onlarında bu işten para kazanmadığını hatta kaybettiğini görüyoruz…
Ancak şu gerçek ki;
Bugünkü değerine göre kaybedilen paraya oransal olarak bakıldığında en fazla bizimkiler zarar etmiş…
Sportif başarı da gelmemiş(!) Sportif başarının getireceği gelir de gelememiş(!)
***
Fenerbahçe, “pahalıya alıp bedavaya verme” konusunda başı çekiyor(!)
Diğer büyüklerimiz de peşinden gidiyor(!)
Bir de mucize bir takım var;
Porto…
Sanki futbol kulübü değil fabrika… Tam 343 milyon Euro para kazanmış…
Ve kazanmaya devam ediyor.
Bu arada araya şampiyonluklar da sıkıştırıyor.
Ben, “Porto olalım” demiyorum…
Bizim takımlar, “para değil şampiyonluk kazanmaya” odaklı…
Taraftar baskısı da çok yoğun!
Hak veriyorum…
Ancak “en savruklar” ve “en isabetsiz transferler” liginde de başrol oynamayalım!
Aptal yerine de konmayalım!
Hiç olmaz ise bir iki tur atlayalım!
Paylaş