Paylaş
Olimpiyat elemelerine katılma hakkını elde edemedik ve Avrupa Şampiyonasına veda ettik…
Ülke olarak üzüldük…
Televizyon başında, “takıma giremeyen bir çocuk” gibi finalleri izleyeceğiz…
Alt yapılardaki başarılarımıza, kulüp takımlarımız ve ligimizin seviyesine bakıldığında, sonuç hüsran gibi gözüküyor…
Sorumluları hırpalamadan (nadir yetişen değerlerimizi yok etmeden) soğukkanlı bir değerlendirme yapmak zamanıdır…
En güzeli soru cevap ile anlatmak…
Not düşeyim; Soruları da ben soruyorum…
Biliniz ki;
Konu milli takım olunca bende; Fener, Galatasaray falan olmaz!
Hiç kimseyi tanımadığım için de, kişisel sempatim veya husumetim de olmaz…
Ben sadece bilgim ile sınırlı görebildiklerimi yazacağım…
Elbette “Bence” diyerek…
----Şansız mıydık?
Evet. İnanılmaz bir guruba düştük…
Gurubumuzdan çıkan ilk üç takımı (Sırbistan, İtalya ve İspanya) ve elendiğimiz Fransa’yı hep birlikte yarı finalde görecek olursak şaşırmayalım…
Bizim gurubumuzdan çıkacak ilk üç takım, bir daha birbirleri ile uzun süre karşılaşmayacakları için şanslı…
Dördüncü takım turnuvanın favorisi ve ev sahibi Fransa ile karılaşacağı için şansız, beşinci takım elendiği için şansız olacaktı…
Biz ve Almanya şansızdık…
Bu iki takım başka bir yoldan yürüseydi, yolları daha uzun olurdu…
-----Final oynayabilirler miydi?
Bence hayır…
Zaten Fransa eşleşmesinden çok korkmamamızın nedeni de bu… Şampiyonluğu hedefleyen takım bu kadar çekinmezdi…
Bu kadar çabuk da “pes” etmezdi…
Bu turnuvada hedefimiz; Final oynamak değil Olimpiyat elemleri hakkını elde etmekti… Başaramadık…
----- Hedefimiz neden küçüktü?
Hedefimiz gerçekçiydi… Kimse itiraf etmese de son yılların “en az yetenekli” Milli takımı sahadaydı…
----- Konuyu biraz daha açar mısınız?
Bireysel olarak yetenekten bahsediyorum… Daha açık deyiş ile “kendi kendine pozisyon üretmek” veya “arkadaşını pozisyona sokmak konusundan” söz ediyorum…
Takımımız, “pozisyon üreten” değil “bitiren” oyunculardan kurulu idi…
“Bitirmek” için pozisyonun oluşması lazım… Takımımızda, pozisyonun hazırlığını, kendi başına değil arkadaşları veya setin yardımı ile yapabilen oyuncular ağırlıktaydı…
-----Daha iyi takım kurulabilir miydi?
Evet… Ancak sonucun çok sonucun pek değişeceğini sanmıyorum
Biz son dönemde çok politik olduk…
Şu anda formsuz ama Cenk Akyol’u mikrofonu yere attı diye attık…
Enes Kanter bir şekilde oynardı.
Tüm takımlar, NBA oyuncularını getiriyorlar… Biz becermiyoruz… Hep problem oluyor… Sürekli gelen Ömer Aşık bile gelmedi… Olmaz!
Hiç oyun kurucusu olmayan bir ülke (Devşirdiğimiz Dixon da değil); Ender Aslan’dan kolayca vazgeçmeyecek…
Ender, kendi izin istemiş olabilir…
Öylesine değer vereceksin ki; İstemeyecek!
Engin Atsür olabilirdi… Elbette Doğuş’un son anda sakatlığı da şansızlık…
------“Hedef maç değil” ne demek?
Bana ters. Şikeli maç gibi oluyor. Gençlere kötü örnek oluyor… Aslında kurulan strateji doğruydu…
5 maçta 3 maç kazanmak realist bir hedef. Diğer maçları bıraktığımızı kimse sanmasın… Rakip bizi bıraktırdı… Gücümüz buydu…
------Başarısızlığın nedeni, geçiş jenerasyonu mu?
Geçiş süreci yaşandığı doğru ama yapılan yanlış!
Furkan ve Kartal’ı oynatmayacaksan; “Henüz bu seviyenin oyuncusu değil” diyorsan almayacaksın!
Milli takımda, gençleştirme yoktur…
Daha faydalı olan gelir formayı ve süreyi alır. Hüseyin Beşok, Tamer Oyguç’ tan, daha faydalı olduğu anda formayı almıştır…
Milli takımda, pozitif ayrımcılık olmaz!
Sonra yaşlılar küser, gençler erken havaya girer…
Forma, onu en çok hak edenindir…
İspanya, Sırbistan, İtalya, Yunanistan, Fransa; turnuvaya 83 doğumlu oyuncuları ile getirirken aptallık mı yapıyorlar…
Öyle mazeret olmaz…
Forma, Cedi’de olduğu gibi el değişir… Yaşa değil yaptığı işe bakarsın… Bir adım bile fazla yapan formayı alır…
-------Geleceğimiz ne olacak?
Kimse umutsuzluğa kapılmasın…
Basketbolun birçok dev ülkesi de defalarca başarısız turnuvalar oynadılar… Bizimde buna hakkımız var…
Alt yapıdan gelen çok başarılı gençlerimiz var… Çok iyi bir ligimiz var…
Değerlerimizi incitmeden yola devam edelim…
Zor yetişenleri kolay harcamayalım…
------Son sözünüz nedir?
Benim yaptığım gibi maçlar bittikten sonra oturduğum yerden ahkâm kesmek çok kolay(!)
Bu Milli takımda; masöründen koçuna kadar hepsinin emeğine saygı duyuyorum…
Hepimiz tatildeyken onlar iki ay kamp ve arkasından turnuva oynadılar…
Bu forma için ter akıttılar… Sağ olsunlar…
Bugün kaybettiler yarın kazanırlar…
Paylaş