Paylaş
Türk futboluna değil Türk sporuna;
Senin kadar büyük hizmeti olan hiç kimse olmamıştır!
Adın, Türk sporuna altın harflerle kazınacaktır…
Bizim veremediğimiz değeri, tarih sana verecek ve onurlandıracaktır…
Bence Fenerbahçe stadının ismi “Aziz Yıldırım” stadı olarak değişecektir…
Ancak bugün artık vedalaşma zamanıdır…
Üzülerek söylüyorum;
Hepimizden çok sevdiğin çubukluya zarar vermeye başladın.
****
“En iyisini ben bilirim” derken etrafındaki herkesten daha çok seviyor ve gerçekten de iyi biliyordun ama biraz bilene bile tahammül gösteremez oldun!
Sevgilini senin kadar seveni, kıskanır oldun!
Bugün artık sevdanı, sana yakışır biçimde, güvenilir ellere bırakma zamanıdır!
****
Türkiye Ligini kaybettiğinde yazmadım bunları…
Kocaman adam ile ayrıldın, hata yaptın; Yazmadım bunları…
Ersun hocayı kovdun, hata yaptın, Yazmadım bunları…
İsmail hoca seçimin yanlıştı, Yazmadım bunları…
“Bir bildiğin vardır” dedim…
Hiç önemsemediğin, değersiz bulduğun, Türkiye Kupasını kaybettiğinde yazıyorum…
***
Senin değersiz bulduğun bu kupayı, biz ezeli rakibimiz ile oynadık…
Galatasaray’a, yine finalde kaybettik…
Biz bunu, 3 Temmuz’un rövanşı görüyorduk…
Sen nasıl görüyordun bilmiyorum ama oraya giden 15.000 taraftar ve ekran başındaki milyonlar, senin gibi görmüyorlardı…
***
Kusura bakma başkan; Ben, Pereira falan tanımam!
Çünkü sen tanımıyorsun!
“Bu takımı antrenörler mi şampiyon yapıyor?” diyen sensin…
Ben de, seni tanırım Başkan!
Artık veda zamanıdır…
Öpüşerek ve sevdanı emin ellere teslim ederek vedalaşma zamanıdır.
***
İlk yarı oynanan topu gördükten sonra;
Galatasaray, Fenerbahçe ile değil bir başka takım ile oynasa, “Gönül Şikesi” diye başlık atardım…
Oynayan takımada, büyük bir haksızlık yapardım…
Kimse böylesi bir finalde bu kadar “isteksiz” olamaz!
Galatasaray bitik…
Kondisyonu yok!
Sistemi yok!
Bir tek, arzusu var…
İki gün önce Antalya’ya gittiler…
Maça, primler verdiler…
Muslerea’ya, Uruguay’dan özel izin aldılar…
Bir sıkımlık barutlarını yine doğru attılar…
Helal olsun!
Yine çok önemli bir finali, en bitik zamanlarında kazandılar…
Sonuna kadar da hak etiler!
***
Fenerbahçe ne yaptı?
Çok daha güçlü bir takımı yok edebilmek için elinden geleni yaptı…
Birine gel; “Şu takımı sabote et” desem ancak bunu yapabilirdi(!)
Bir önceki Galatasaray maçında, Caner’i çizdik…
Caner’e değil, takıma verdik cezayı…
Bir daha ömür boyu bulamayacağımız bir sol beki yok ettik…
Bir başka isyankârı, bu maçları bilen adamı, 3 Temmuz’u yaşamış Volkan’ı, maç öncesi ameliyat masasına yatırdık…
Yetmedi…
Gökhan ve Gönlümüz, yine takımın bir başka bayrak oyuncusu, aniden bilinmeyen bir nedenle sahada yok(?)
Kupa finali öncesi ve yine bir Galatasaray maçı(?)
Son 10 dakika giriyor oyuna?
Biri bana anlatsın bunu ya…
Sakat mı?, Yorgun mu?
Nedir bu?
Kulübede gördüm ben onu;
Bütün takım otururken, Pereria bile çökmüşken, ayaktaydı, gözleri hırs doluydu…
Bu değerler kolay bulunmuyorlar…
Çok kolay kaybediyoruz…
Bitmedi;
3 aydır sahalarda olmayan sakat ve kiralık ve de açık alan topçusu, elini hiç taşın altına koymayan, dönüş biletini çoktan almış, Markovic kurtarıcı gibi giriyor oyuna…
Ozan, hala kulübede…
Takımda pas yapabilecek bir tane orta saha oyuncusu yok;
Orta saha oynayabilecek tek oyuncu Ozan, hala kulübede,
Teknik olarak yanlış…
Psikolojik olarak yanlış!
Yanlış oğlu yanlış!
“Takımın antrenörü, Pereira” falan deme başkanım bana.
Ben seni tanırım…
Çünkü bunu bana sen anlattın…
Yanlışı, ben senden öğrendim, ben seni tanırım…
***
Evet, Başkanım, bu akşam bence çok önemli bir gündü…
Sen, değersiz buldun…
Takımın, değersiz buldu…
Değerini anlatacaklar da, takım da yoktu…
Benim için 3 Temmuz’du…
Kulis ile yapılanlara, sahada cevap verme zamanıydı…
Senin takımın oynamadı değil, işim ciddiyetini kavramadı…
Maçtan sonra konuşmuşsun…
Geç kaldın!
Maçtan önce konuşacaktın Başkanım…
Benim için çok ciddi bir gündü ve bugün bitti başkanım…
Türkiye Spor tarihinin bence, “Bir” numarasısın…
Ancak bugün veda zamanıdır…
Sevdanı, emin ellere teslim zamanıdır!
Paylaş