Paylaş
Bugün bizim ülkeden baktığımızda gördüğümüz manzara;
Türkiye Liginde iddiası kalmamış, Avrupa’dan elenmiş, sürekli antrenör değiştiren, başkanı ve ona kupalar kazandıran değerli oyuncuları ıslıklanan, borç içinde bir Galatasaray var…
Bu Aslan’ın bize gösterilen yüzü(!)
Bu yaralı Aslan’ın ne olduğuna, bir de biz bakalım;
Biiir;
Kadın Voleybol takımı, Avrupa Kupasında finalde…
Alman takımını iki maçta da set vermeden elediler ve finale çıktılar…
Finaldeki rakipleri Rus Dinamo Krasnodar…
İlk maç 29 Mart’ta İstanbul’da…
Bu yıl Avrupa’da kazanılacak ilk kupa, Cim Bom’un kızlarından gelebilir…
İkiiii;
Kadın Basketbol takımı çeyrek finalde, turnuvanın favorisi Ekaterinburg ile oynuyor…
Durum tahminlerin aksine;1-1
Son maçı kazanan Final Four’a gidecek… Sarı kırmızılı takım, bu sürprizi bir kez yapmıştı…
Neden olmasın?
Üççç;
Erkek basketbol takımı, Avrupa Liginde çeyrek finalde…
Rakibi, Bayern Münih… Yani iki maçı da evinde oynayacak… Galatasaray, turnuvanın favori takımları arasında…
Bir şampiyonlukta buradan gelebilir…
****
Bahsettiğim kupalar, Avrupa Kupasıdır beyler!
Bahsettiğim kulüpte; “öldü, bitti” denen Galatasaray!
Bizim ülkede bu spor dallarında, şampiyon olduğunda manşet olursun. Ertesi gün ise yoksundur…
O nedenle genel kanı, “önemsiz spor” olarak bilinir…
Gelirleri falan da yoktur. Devlet de destek vereceğine köstek olur!
Oysaki binlerce gencimiz bizim “amatör” dediğimiz sporun peşinde koşar, takip eder ve örnek alır…
Asırlık Çınarlar’ da; Yıllardır bu yükü, zevkle ve gururla taşırlar…
***
Borç içindeki Aslan, gelir getirmeyen bu sporlara, olmayan bütçesinden, 100 milyon lira ayırıyor(?)
Neden kapatmıyor?
------ Tarihi izin vermiyor…
Bu kulüplerin kuruluş amaçları bu;
Türk Sporuna hizmet etmek… Sporcu bir nesil yetiştirmek…
Dünya’da örnekleri yok.
Ülkede basketbolun tarihini okuyun; “Yenilmez Armada” olmadan basketbolun olmayacağını görürsünüz…
İşte bu nedenle devlet yardımcı olmasa bile bu kulüpler;
Tarihlerinden aldıkları misyon ile ve birbirleriyle yaptıkları rekabet nedeni ile yara alıyorlar, küçülüyorlar, ancak bu şubelerden vaz geçmiyorlar…
Ben de Asırlık Çınarlarımıza hepiniz adına, teşekkür ediyorum…
***
Biliyorsunuz; Galatasaray’a, “3 Temmuz’daki duruşu” nedeni ile kırgınım…
Tamiri biraz zor olacak bir kırgınlık bu…
Ancak “Siyah Çoraplıların” Avrupa seferini yazıp, “Avrupa Aslanını” yazmazsam taş olurum…
Sinan Güler, Galatasaray forması ile Bayern’e basketi attığında “tüh” diyeceğim;
İki ay sonra göğsünde Ay yıldızlı forma varken atarsa, “havalara uçacağım”(!)
Yapamayacağım ben bu işi…
Yapana kızmam!
“Yaptığım doğrudur” da demiyorum…
Sadece, “ben buyum” diyorum…
Zaten benim için Galatasaray demek;
”Bu ateş üfleyerek sönmez” diyen Ünal Aysal değil;
Anıt Kabir ‘de, Sarı Kırmızı forması ile “Adalete fener yaktığım” kardeşimdir…
Birlikte nice zaferlere…
Paylaş