Paylaş
Biz bir şölenden daha eksik kaldık. Futbolcu arkadaşlarımız, meslek hayatlarında yaşayabilecekleri en büyük onuru yitirdiler… Onları örnek alacak gençlerimizin de, hayali son buldu…
Ve şükürler olsun alt yapıyı konuşur hale geldik(!)
Biz İzlanda maçına bakıyorduk ama o sırada 21 yaş altı milli takımımız Kıbrıs Rum Kesimi'ne 2-1 yeniliyordu…
Hepimizin fazlaca irdelemeden ahkâm kesip umut bağladığımız, “İşte geleceğin Milli Takımı” diye kulaktan dolma veya iki maç izleyip fikir yürüttüğümüz;
17 yaş altı millî takımımız, Mali karşısında perişan oluyordu(!)
Bakmamız gereken yerler orası idi ama biz yine Cengiz, Ozan, Volkan, Lucescu ile uğraşmayı tercih ettik…
İşimize böylesi geliyordu(!)
Beklentimiz vardı… Tuttuğumuz adam vardı…
En iyimser ihtimal ile daha önce birileri hakkında söylemiş olduğumuz sözcükler bizi bağlıyordu… “İşte gördünüz mü, Arda değil Terim haklıymış” gibi dar, katkıda bulunmayacak görüşler ile haklı çıkmaya çalışıyorduk…
Oysa gelecek de göreceğimiz sahne belliydi;
21 yaş altı takımımız, Kıbrıs Rum Kesimi’ne yenilmiş, hayallerimizi şekillendirecek 17 yaş altı takımımız, Mali karşısında çocuk gibi kalmış orta sahayı geçememişti.
“Şükürler olsun” diyelim alt yapıyı konuşmaya başladık.
Konuşunca, “belki çözümü buluruz” diyorum…
Basketbol ve Voleybolda oluyor(!)
Yazılarımı okuyanlar bilirler; Basketbol ve voleybolda, hep alt yapıyı konuşuruz… Federasyon başkanları ve kulüp yöneticileri, sürekli “alt yapıların gelişmesi ile ilgili planlar yaparlar… Ve biz oradan gelen başarılar ile övünürüz…
15 yaşından 20 yaşına kadar bu takımların, gidemedikleri turnuva yoktur… Kazandıkları başarılar gururumuzdur…
Ben de hep yazarım;
“Basketbolda oluyor voleybolda oluyor, futbolda neden olmuyor? Diye sorarım…
Elbette yazdıklarımın haklılık payı vardır ama konuyu daha derin ele alırsak, işler benim yazdığım kadar “kolay” değildir!
Yazı uzun olacak ama ne yapalım mecburum…
Futbolda alt yapıda oyuncu yetiştirmek neden zordur?
Gençlerimizin yetişmesi için öncelikle spor sahası lazımdır!
Basketbol sahası ortalama, 420 metrekaredir…
Futbol sahası ise, 7.140 metrekaredir…
Bitmedi;
Basketbol sahasında sabah 8’de başlayıp gece geç saate kadar, 10 ayrı takıma idman yaptırabilirsiniz. Futbol sahasında aynı işi yapmaya kalkarsanız, ertesi gün çimleri bakıma alıp, sahayı kapatmanız gerekir.
O zaman başta Ateş Bakan beyin yazdığı gibi kolay değildir bu iş(!)
Futbolda alt yapıya saha vermek, arsaları AVM olan ülkemizde kolay değildir…
O arsalar artık milyon dolar değerindedir…
Altını çizelim bu işi hiçbir kulüp yapamaz!
Henüz şehirleşmenin ve rantın fazla olmadığı Anadolu şehirlerimizin şansları vardır, ancak büyük şehirlerdeki kulüpler bunu yapamazlar!
Doğal olarak, bütün okullarımızın spor salonu vardır ama futbol sahası yoktur!
Ne yapacağız? Vaz mı geçeceğiz futboldan?
-------Hayır, biliyorum, çok seviyoruz!
Ampute Milli takımımızdan belli değil mi?
Bütün ülkeyi ağlattılar, tüm acılarımız dertlerimiz unutturdular…
Ülkeye soluk verdiler…
Aynı sinerjiyi basketbol ile yaratamazdık…
Bırakamayız bu futbolu…
O zaman düzeltmeliyiz…
Ne yapmalı?
Bunu devlet ve belediyeler yapacak!
Aman yanlış anlamayın! “Kulüp kurun, yarışın” demiyorum.
Burası o çok korktuğunuz komünist rejim ile yönetilen bir ülke değil!
Sizler bu yatırım yapacak kulüplere, destek verin!
Belli şartları yerine getirmek kaydı ile arsa verin!
Kontrol edin!
Şartları koyun. İçine bu kadar çim saha yapacaksın. Ayda minimum şu kadar çocuğa spor yapma şansı tanıyacaksın gibi şartlar koyun!
Yerine getirmeyen kulüpten geri alın, bir başkasına verin!
10 Amerikalı kadın basketbolcu getirip şampiyon olmaya kalkmayın, 1.000 tane kızımızın basketbol oynamasına imkan verin!
Ülkemizde yaptığınız statlar, güzeldir…
Belki de Avrupa’nın en yeni ve güzel statları bizdedir.
Sakın bu statlara, “alt yapı yatırımı” demeyin!
Evet, inşaatı yaparken kazıyorsunuz, ama bu alt yapı falan değil!
Burada en üst yapıdaki oyuncular oynar, onlar da 15 günde bir oynar… Antrenman bile yapamaz…
Buralar, gösteri yerleridir…
Yukarıda yazdıklarım olmaz ise burada oynayacak Türk gençlerinin oynaması mucizedir!
Sakın yanılmayın;
“Yusuf Yazıcı, Abdülkerim Abdülkadir Ömür nasıl oldu?” Falan demeyin!
25 milyon genç nüfusa sahip olan bir ülkede, mucizeler sık sık olur.
Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe:
Bu konudaki en çarpıcı örnek, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’dir!
Basketbolda ve voleybolda Avrupa şampiyonu olur, boks ’da, masa tenisinde, atletizm de başarılı olur, futbolda yapamaz!
Hep birlikte kızarız!
Birde kolaycı bir çözüme saparız;
“Aziz Yıldırım anlamadığı spor dallarını doğru insanlara emanet ediyor, futboldan anladığını sandığı için ona karışıyor ve beceremiyor” deriz…
Çok şık bir cümledir…
Ancak gerçeği tek başına anlatamaz!
Gerçek, futbolda alt yapı kurmanın maddi zorluğudur…
Aziz Yıldırım’ın Gebze’de yapmayı planladığı, “3 Temmuz Futbol Akademisi” projesinin aslı da budur…
Bu yazının da, ilham kaynağıdır!
Sevelim sevmeyelim, sporu seven bir Cumhurbaşkanımız var. Beğenelim beğenmeyelim, her konuda yetkisi ve sorumluluğu var… Aslında bir şans… Ancak doğru yönlendirmek lazım… Stadyumlar inşa ederek alt yapı kuramayacağımızı anlatmak lazım… Uzun dönemli, planlı bir organizasyona yönlendirmek lazım… Bunu da fırsat kaçmadan, hemen bu gece yapmak lazım!
Paylaş