Paylaş
Geçen hafta Euro lig oynandı. Üç takımımız da kazandı.
Kazanmaları değerli… Ancak yazımda anlatmak istediğim konu bu değil.
Son haftaya girilirken takımlarımızın konumları belli olmuştu.
Ancak diğer takımlar için durum tam tersine, bu maçlar çok önemliydi…
Play Off’a kalmak için tam 7 takım, son 3 koltuk için mücadele veriyordu. Bizim takımlarımızın rakipleri Baskonia, Bayern ve Milano da, bu yedi takım arasındaydı…
ANADOLU EFES
Anadolu Efes normal sezonu dördüncü sırada bitirmiş, son sekize girmeyi garantilemiş, ev sahibi avantajını eline almıştı.
Baskonia deplasmanına gitti.
Baskonia bu yıl Final Four’a ev sahipliği yapacak. Bu nedenle kendi evlerinde oynanacak Final Four’a kalmayı en fazla arzu eden takım. Durumları da çok kritik… Mutlak bu maçı kazanmak zorundalar.
Anadolu Efes en ufak bir rotasyon yapmadan, oyuncularını koruma gibi bir yola gitmeden, “üç gün sonra maçım var”, demeden çıktı, oynadı ve kazandı. Rakibini 12 bin seyircisi önünde yendi…
DARüŞŞAFAKA TEKFEN
Darüşşafaka maça çıkarken son sıradaydı ve hiçbir iddiası kalmamıştı. Evinde Bayern Münih’i ağırladı. Bayern, son sekize kalabilmek için hayati önem taşıyan bir maça çıkıyordu. Bahis şirketlerinin direk favorisiydi. Salonu, takımlarını uğurlamak için Daçkalı basketbol severler doldurmuştu. Daçka müthiş bir karakter gösterdi. Kartal ve Doğuş, ciddi süreler aldılar, takımlarına katkı verdiler ve kazandılar…
Salonu dolduran Daçka taraftarları, sezonu sonuncu sırada tamamlayan takımlarını yürekten alkışladılar…
Daçka bu seneki mütevazi bütçesi ile bir basketbol ekolü olduğunu bir kez daha kanıtladı…
FENERBAHÇE BEKO
Fenerbahçe Beko’yu bir önceki yazımda yazmıştım… Onların da kazanma zorunluluğu yoktu. Onlar da kazanmak zorunda olan ve bu yıla büyük yatırım ile giren Armani Milano’yu, Milano da yendiler. Play Off öncesi zor durumda bıraktılar.
30 maçlık uzun maratonu, Real Marid, CSKA gibi rakiplerinin önünde ‘lider’ tamamladılar. Hem de sezonun bitmesine bir hafta kala...
***
Üç maçta üç galibiyet aldık
Ancak galibiyetler değil, takımlarımızın maçlara verdikleri önem ve mücadeleleri değerliydi…
Ben gurur duydum…
Basketbol adına, ülkem adına ve spor adına gurur duydum…
Futbolun oynanmadığı bir haftada bile “hiç üzerinde durulmadığı” için geç de olsa yazmak istedim…
****
Aslında yazdıklarım bizim takımlarımıza özgü gibi gözükse de, değil.
Bu ligin özelliği…
Bu lige değer katan bir özellik.
Fikstür, saatine kadar sezon başında belli oluyor.
“Aman şaibe olmasın, çekişen takımları, aynı anda oynatalım” şeklinde en ufak kaygı yok.
Hiçbir iddiası olmayan takım, hayatının maçını oynayan bir diğer takıma karşı son ana kadar tüm mücadelesini ortaya koyuyor.
İşin ilginç yanı Euro Lig yöneticilerinin de bu konuda hiçbir kaygısı yok. Son derece doğal kabul ediyorlar. Yanılanlar ise bahis şirketleri oluyor(!)
Bu nedenle bu ligin markası çok değerli, saygınlığı çok yüksek… Önümüzdeki yıllarda daha da yükselecek…
Bizim takımlarımız da bu lige saygınlık katıyorlar…
Üçünün de emeklerine sağlık…
Gurur verdiler…
Yine ikinci planda kaldılar…
Paylaş