Paylaş
Teknik direktör Hüseyin Eroğlu geçen haftadaki kadroda revizyona gitti ve Grandmedical Manisaspor karşısına Gazişehir Gaziantep maçından farklı 5 oyuncuyla çıktı. Özellikle ofansif anlamda böyle bir revizyona ihtiyacı vardı Altınordu'nun. Maça Fatih Aktay ve Barış Alıcı ile başlayınca İzmir ekibi, gole daha yakın oynuyor. Altınordu adına sezon başında alınan galibiyetlerde göze çarpan en önemli unsur, Barış Alıcı ve Kerim Alıcı'nın her iki kanattan da yaptığı etkili bindirmelerle arkadaşlarını daha çok gol pozisyonlarına sokmalarıydı.
Ancak uzun süredir sakatlıklardan ötürü birlikte oynayamamaları, son haftalarda Altınordu adına daha kısır oyun izlememize neden oldu. Kerim bu maçta da yoktu ama Barış Alıcı özellikle ilk yarıda sağ kanatı çok etkili bir şekilde kullandı.
Grandmedical Manisaspor karşısında, sezonun en mücadeleci, en hırslı ve en istekli Altınordu'yu izledim. Maçın başında ev sahibi ekip daha etkili oynamasına karşın, Altınordu'nun DNA'sına en uygun sistem olan ''hızlı ve doğru paslarla kontratağa çıkma'' oyunundan bir kesiti futbolseverlere 20.dakikada sundular ve bu sayede bir penaltı kazandılar, rakibi de 1 kişi eksik bıraktılar. Penaltıyı etkili ve klas bir vuruşla gole çeviren Kerim Avcı oldu.
Daha önceki yazılarımda Hüseyin Eroğlu'nu, Mirkan ısrarından ötürü eleştirmiştim. Bunun nedeni de bu maçta çok net biçimde görüldü. Fatih Aktay daha hareketli,daha hızlı, daha çok rakip savunmayı yoran bir forvet. Yani rakip takım savunma oyuncusunun sevmeyeceği tarzda bir oyuncu...Mirkan ise ilk 11 başladığı karşılaşmalarda daha pasif kalıyor, rakip savunmayı bozma adına hiçbir reaksiyonda bulunmuyor. Bu da Altınordu'yu tabiri caizse maça 10 kişi başlamasına neden oluyor.
Manisa'da maç öncesinde oldukça etkili olan sağanak yağış, zemini futbol oynamaya elverişsiz hale getirirken, bu durum seyir zevki açısından herhangi bir azalmaya yol açmadı. Aksine iki takımın da 3 puana şiddetle ihtiyaç duymaları, göze hoş gelen, mücadele seviyesi yüksek, kıran kırana bir 90 dakika izlememizi sağladı. Üstelik maçın hakemi Erkan Engin'in sürekli oyunu durdurup, kartlarına da cömertçe başvurmasına rağmen.
İkinci yarıya 1-0 önde ve rakibinden de 1 kişi fazla başlayan Altınordu, nedense bu üstünlüğünü sahaya yansıtamadı. Manisa ekibi değil de sanki Altınordu sahada 1 kişi eksik görüntüsü verdiler. 50.dakikada Perovic'in maça beraberliği getiren golü, uyuyan devi uyandırdı ve Altınordu bu dakikadan sonra daha baskılı, daha iştahlı oynadı. Belli ki maç öncesinde oyunculara bu maçın önemi çok iyi bir şekilde anlatılmış. Devreye kadar kalan 3 maçta alınacak 6-7 puan ile araya sıkıntısız girmek ve devre arasında yapacağı 3-4 nokta atışı takviyeyle ikinci yarıda üst sıraları kovalamak için bu maç çok kritikti. Bu anlayışla da yediği golden sonra, galibiyet golünü bulmak için saldıran ve savunmada bazı riskler alan kırmızı-lacivertliler, aradığı golü, oyuna 70.dakikada giren ve 76.dakikada kendi hazırladığı pozisyonda harika bir kafa vuruşuyla topu rakip ağlara gönderen Mirkan Aydın ile buldu.
Bu da neden Mirkan'ı hamle oyuncusu olarak kullanılması gerektiğinin cevabıydı aslında. Direnci düşen Manisaspor savunması karşısında Mirkan ile 3.bölgede oldukça etkili oldu Altınordu son 20 dakikada. Uzatma dakikalarında ise Perovic'in ceza sahası içerisinde vurduğu mükemmel şutu, Erce Kardeşler aynı mükemmellikte çıkardı. Erce, yakın mesafeden gelen şutta adeta uzadı ve takımının 3 puan kazanmasında etkin bir rol oynadı. Takım arkadaşları ona ne kadar teşekkür etse az...
Bu arada ilginç bir istatistik ise; Altınordu, Mirkan'ın gol attığı karşılaşmalarda kaybetmiyor. Son golünü, takımının bu maçtan önce en son kazandığı karşılaşma olan Boluspor deplasmanında atmıştı. O günden beri ne Altınordu'nun ne de Mirkan'ın yüzü gülmüştü. Grandmedical Manisaspor maçıyla beraber, Mirkan gol orucuna, Altınordu ise 3 puan hasretine son verdi. Maçın bitiminde ise futbolcuların, az sayıda taraftarıyla bütünleşmesi görülmeye değerdi.
Bu maç sadece Altınordu'ya aylardır alamadıkları 3 puanı değil, aynı zamanda da kaybettikleri özgüveni tekrar kazanmalarını sağladı. Burada önemli olan bugün sahaya konan enerjinin ve futbolun sürdürülebilir olup olmayacağı...
Paylaş