Paylaş
Golsüz sona eren mücadelede,futbol namına mücadele dışında pek birşeyin olduğunu söylemek güç.Her iki takım için de 1 puan kötü bir sonuç olmasa gerek.Çünkü kazanmaya yönelik en ufak bir reaksiyon gösteremedi hem Altınordu hem Eskişehirspor.
Aslında bu oyunu ve oyuncuları etkileyen bütün etkenler,göze hoş gelen gollü bir mücadeleyi işaret ediyordu.Maçın mekanı,zamanı ve hava şartları...Maçın başında çiseleyen hafif yağmur zemini tam futbol oynamalık hale getirdi.
Tribünler ise gerçekten görülmeye değer.Hem Altınordu'lu hem Eskişehirspor'lu futbolseverler takımlarını müthiş bir özveriyle desteklerlerken,maç öncesi ve sonrasında da gayet centilmen bir taraftar görüntüsü sergilediler.Maça geçmeden önce Eskişehirspor taraftarının hakkını vermek gerek.Kilometrelerce uzak yoldan gelip,takımlarını bir dakika dahi susmadan desteklediler.
Maça gelecek olursak,sonuçsuz birkaç gol girişiminden başka birşey izleyemedi her iki takım taraftarı da.Altınordu,sağ kanattan Kerim Alıcı'nın harika bindirmeleriyle ceza sahasına çokça girmesine rağmen son vuruşlardaki etkisizlik sebebiyle golle buluşamadı.Bunun sebeplerinden bir tanesi ise,forvet hattında oynayan Mirkan'ın gol pozisyonlarında biraz ağır kalmasıydı.Altınordu belli bölümlerde 10 kişi oynadı desek yeridir.Maça Mirkan yerine Fatih Aktaş ile başlamayı düşünse Hüseyin Eroğlu,Altınordu adına daha pozitif bir hamle olabilirdi.
Kerim Alıcı,Ali Mert ve Erce Kardeşler maçın Altınordu adına en göze çarpan isimleri.Erce'nin ender Eskişehirspor ataklarında yaptığı 1-2 kurtarış,en azından 2 haftadır düşüşte olan Altınordu'ya 1 puan kazandırdı diyebiliriz.
Yazımın başında da dediğim gibi,futbol adına söylenecekler kısıtlıydı bu maç için.O yüzden ben de ''Altınordu Çocuk Tribünü'ne'' değinmek istiyorum.Bu sezondan itibaren başlatılan bu proje ile Altınordu Futbol Okulları öğrencileri için iç saha maçlarında Maraton Tribünü tahsis ediliyor ve çocuklar 90 dakika boyunca ''ağabeylerini'' tribünden destekliyorlar.Bu proje ile Altınordu Futbol Kulübü sadece ''İyi Birey,İyi Vatandaş,İyi Futbolcu'' değil aynı zamanda ''İyi Taraftar'' yetiştirmeyi de kendilerine görev edinmiş durumda.Bu günümüz Türkiye şartlarında ayakta alkışlanacak bir proje.Böylelikle küçücük çocuklarımıza ''tribünde centilmence maç nasıl izlenir''i öğretiyorlar.Bu çocuklar futbolu küfür,kavga,dövüş ya da kazanmaktan başka hiçbir yolun olmadığı bir oyun değil de;farklı renklerle yan yana,oyundan ve ortamdan keyif alındığı,kavganın dövüşün olmadığı bir sosyal eğlence olarak görürlerse bu ülkede holiganizm,vandalizm kalmaz.Umarım bu proje bütün kulüplerimize örnek olur.
Paylaş