Paylaş
Nitekim maçın başında arka arkaya verdiği açıklar neticesinde kalesinde 3 gol birden görebilirdi ancak Kameni arkadaşlarını ipten aldı. Sonrasında “Fenerbahçe erken gol bulamadığı takdirde çok zorlanır” düşüncesi aklımdan geçiyordu ki Giuliano’nun enfes golü geldi.
Giuliano takıma artık iyice ısındı ve kadronun yıldız oyuncusu konumuna gelmiş durumda. Hatta sezon başında Valbuena diye inleyen tribünler artık Giuliano diye inliyor. Bu durumu Valbuena’nın nasıl karşıladığı ise merak konusu ancak daha fazla top ezmeye devam ederse gözden düşmesi çok olası. İlk goldeki asisti dışında maça direkt etki ettiğini söylemek çok zor. Kaliteli bir futbolcu olduğu aşikar fakat oyunun büyük bir bölümünde basit oynayarak ayakta kalmak yerine 3-4 kişinin arasına girip çimlere seriliyor. Sürekli taç çizgisi civarında bire birde topu önüne atıp gitmeye çalışmak yerine kendisine verkaç pozisyonu hazırlasa kanattan çok daha rahat top getirebilir ve sonuca etkisi daha fazla olur.
Yardımcı Hakemler de Kötü Yönetimlere Uyum Sağladı
Son birkaç maçtır dikkat ediyorum genel olarak ofsayt kararları facia. Çizgi halindeyken kararsız kalmayı anlarım ama yardımcı hakemler hem pozisyon hatası yapıyor hem karar hatası. Fenerbahçe’nin 2. golünde yardımcı hakem doğru yerde olmadığı için Fernandao’yu çizgide görüyor ve ofsaytı süzemiyor. Aytemiz Alanyaspor’un ise bir kontra atağında oyuncu en az 2 metre içerde olmasına rağmen ofsayt bayrağı kalkıyor. Fenerbahçe’nin ise kale çizgisini geçen bir topu santra yerine güme gidiyor. Bunlar artık hata naifliğini aşan kararlar. Süper Lig seviyesinde hakemlerimizin uyuyup kalma lüksü yok. Bu kadar net hatalar sürekli yapılır hale geldiyse genel oluşumu bir gözden geçirmekte fayda vardır.
Hasan Ali’nin maçın sonlarında son derece fuzuli bir şekilde gördüğü sarı kart ile belki de sezonun en önemli maçlarından birinde cezalı duruma düşmesine ise bir anlam veremedim. 3-0 önde olunan bir maçta rakip sahada alınan bir sarı kartta mantık bulabilmek çok kolay değil. Fenerbahçe, Beşiktaş karşılaşması öncesinde uzun zamandır ihtiyacı olan net bir galibiyet aldı. Koşu mesafesi takıntısı konusunda Aykut Kocaman çokça eleştiriliyor ancak Fenerbahçe her geçen gün daha fazla koşuyor ve Aykut Kocaman’ın istediği kıvama geliyor. Kondisyon olarak sahada güçlü olduğunu net bir şekilde hissettiren takım ayakta daha rahat kalabildiği için oyunu çözmesi de her geçen hafta kolaylaşıyor. Futbol oynarken eğer bacaklarınız güçlü değilse ne kadar yetenekli olursanız olun bunu sergilemek kolay değildir. Fenerbahçe’nin kadrosu yetenek bakımından sezon başı ile tabi ki aynı ancak fizik güç olarak ciddi gelişim var. Bu da sahada istenenlerin yapılmasını basit kılıyor.
Aykut Kocaman’a Aytemiz Alanyaspor müsabakası ile ilgili tek eleştirim ise Eljif’i 90+1’de oyuna alması. Maç 3-0, amaç belli ki vakit geçirmek değil. Bitime 2 dakika varken Fernandao’yu dinlendirmek de bir amaç olamaz. Eljif de genç olabilir ancak sahaya ayak bassın diye 90+’da düşünülecek kadar tecrübesiz bir oyuncu değil. 3 farklı önde olunan bir maçta bu değişiklik daha erken yapılmalıydı. Eljif’e iyilik değil kötülük yapıldığını düşünüyorum.
Paylaş