Paylaş
Geçtiğimiz hafta herkes Aykut Kocaman’ın suni puan farkı iddialarını tartıştı durdu. Galatasaray’ın Trabzon deplasmanından eli boş dönmesi de tecrübeli teknik adamı haklı çıkarır nitelikteydi. Hal böyleyken Fenerbahçe’nin Kayserispor karşısında kendi sahasında baskılı başlaması ve sahadan 3 puanla ayrılması bekleniyordu. Ancak Fenerbahçe maça durgun başladı. Kayserispor’un öne geçmesinin ardından cevap erken gelse de sahada oynanan oyunun Fenerbahçe adına iyi sinyaller vermediği ortadaydı.
İkinci yarıda Valbuena’nın da çabalarıyla biraz daha hareketlenen sarı lacivertli ekip 2 duran top golüyle istediğini almaya çok yaklaşmıştı ancak maçı koparacak hamleyi bir türlü gerçekleştiremedi. 3-1’den sonra hızlı çıkışlardaki yanlış pas tercihleri Fenerbahçe’nin 1. Bölgede gömülü kalmasına yol açtı. Hele Alper Potuk’un bir pozisyonda sağ tarafında en az 3-4 arkadaşı müsaitken sola çeken araba misali kafasını hiç çevirmeden ters çizgiye kilitlenmesi olacak iş değildi. Nitekim Neto’nun mermiden kaçar gibi toptan kaçması farkı bire indirdi. 90+5’te gelen gol ise Kadıköy’de şok etkisi yaratsa da aslında kimseyi şaşırtmadı.
Fenerbahçe bu sezon ligde iç sahada oynadığı 5 maçta kalesinde tam 10 gol gördü. Fenerbahçe’de öyle fahiş hatalar yapılıyor ki rakiplerin gol atmak için çaba göstermesine bile gerek kalmıyor. Fenerbahçe adeta kendi kendine gol yiyor. Bu maçta yenilen ilk golde Ozan ve Neustadter’in hataları, ikinci golde Neto’nun kendi ağlarını bulması, üçüncü golde topun bir türlü uzaklaştırılamaması kolay açıklanabilecek pozisyonlar değil.
Giuliano Brezilyalı mı?
Brezilya’lı futbolcular ayaklarına hakim olmalarıyla bilinir. Teknik kapasiteleri yüksek olduğu için topla haşır neşir olmayı severler. Giuliano ise topu ayağında tutup insiyatif almak yerine hemen arkadaşlarına veriyor, en basit pasları bile hedefine ulaştıramıyor. Şimdiye kadar herhangi bir savunma kilidi açmış değil. Sahada farklılık gösteremiyor. Adam eksiltme konusunda henüz kimseyi tatmin etmiş gözükmüyor. Alex ile kıyaslamak doğru olmasa da Alex görmüş bir taraftara defans arkasına atamadığın basit bir pası açıklaman pek kolay değil.
Dirar’dan 8 numara olur mu?
Dirar’ın maç içindeki istikrarsız performansı, sürekli top kayıpları, ayağında topu fazla tutması ve baskı anında hızlı karar verme mekanizmasında sıkıntılar olması Faslı oyuncunun handikapları. Aykut Kocaman ısrarla onu içeri kaydırıyor fakat Dirar oyun akışını birçok pozisyonda sekteye uğratarak Fenerbahçe’nin hızlı çıkışlarında adeta bir el freni gibi oyunu yavaşlatıyor. Fenerbahçe’de hala kadife bilekli bir 8 numara eksiği açıkça gözüküyor.
Fenerbahçe sonuç olarak büyük bir fırsatı tepti. Kayserispor karşısında alınacak 3 puan sarı lacivertliler için kafayı kaldırmak demekti. Galatasaray deplasmanı dışında kalesini gole kapatamayan Fenerbahçe’de Aykut Kocaman yine çok eleştirildi. Aykut Kocaman takımı biraz serbest bırakmalı. Saha içindeki özgürlükleri kısıtladıkça, oyuncular oyun formatına aşırı bağlı kalınca aksiyonlardaki yaratıcılık ölüyor. Dirar’ın sürekli aynı ezber hareketleri, Valbuena’nın zaman zaman bal yapmayan arı gibi gözükmesi, Giuliano’nun soğuk ülke vatandaşı gibi davranması hep bu yüzden. Her şeyin ötesinde olan yine Fenerbahçe taraftarına oldu. Sefa sürmek için uzun zamandır sabır çeken Fenerbahçelilere yeni bir cefa güncellemesi geldi.
Paylaş