Paylaş
Klas bir açık oyuncusu kadar iyi dripling yapabiliyor, adam eksiltebiliyor; ofansif merkez orta saha gibi oyun kuruluşunda pasörlüğe soyunabiliyor. En fenası uzaktan veya yakından, ayak içiyle plase ya da gelişine sert vurabiliyor.
Böyle bir oyuncuyu etkisizleştirmek için birebir pozisyon almak yetmez. Kompakt bir anlayışla Lacazette’in oynadığı alanı kolektif kademeyle savunmak gerekir.
Misal çift bıçaklı jilet gibi yapmak gerek: 1. bıçak kılı koparacak 2.si kalanı kökünden kazıyacak!
Beşiktaş’ın ilk yarıdaki en önemli eksiği bu oldu. Bu yüzden Lacazette rahat dripling ve verkaç yapabilecek boş alanlar buldu, topu sürdü şut pozisyonlarına girdi, defalarca tehlike yarattı. Bunlardan biri direkten döndü, diğeri maalesef gol oldu.
İlk yarıda bir başka eksik, oyun kurulumu aşamasındaydı.
Marcelo savunma kademesi organizatörlüğü dışında ilk topları pozitif çıkarma konusunda da mumla arandı. Tosiç bazı pasları düşmanına iftira atar gibi attı!
Çok fazla degaj ve uzun top zorlandı. Halbuki Beşiktaş topa sahip olduğu ölçüde gücünü gösteren, o gücüyle fark yaratan bir takım kimliğine sahip.
RESETLE TALISCA’YA AT!
2. yarıda Beşiktaş bu asıl takım kimliğini yansıtmaya başladı. Talisca oyun kurucu özelliğiyle de sahada pırıl pırıl parladı.
2. golünde bir başka çok değerli özelliğiyle fark yarattı: Cenk’in kafa vuruşları bu sezon çok gelişti lakin Talisca’nın kafa vuruşları Les Ferdinand eksi 1 kalitede!
Kalan sürede de Beşiktaş’ın en büyük hücum kozu Talisca oldu. İlk uzatmada kaçırdığı pozisyonda 2 golündeki yeteneğinin kırıntısını gösterse, tur gelmişti.
Lyon da kaçırdı. Zaten belli dakikadan sonra maç ateşli silahsız savaşa döndü. Beşiktaş forması giyen herkes deli gibi savaştı.
Penaltılar ise topla oynanan Rus ruleti.
Beşiktaş’ın bu sezonki Avrupa macerası ise Kiev’deki hakem kılığına girmiş soytarı hariç harikaydı. Seneye daha iyi stoperler, daha derin kadroyla daha da ileri gidebilir.
Paylaş