Paylaş
2007’deki U20 Dünya Kupası’nın kazananı Arjantin kadar Udinese de oldu. Güney Amerika scout’ları Einstein titizliğinde olan Udinese, turnuva boyunca adeta hem sağ bek hem sağ iç hem de sağ açık gibi oynayan 19’undaki Isla’yı Şili’de oynadığı kulübünde hiç profesyonel maça çıkmadan transfer edecekti.
Şili’deki takımının hocası eski Beşiktaşlı Del Solar hariç herkes Isla’ya hayran kalmıştı. Del Solar’a göre Isla’nın daha zamanı vardı çünkü altyapıda forvet olarak yetiştiği için savunmasını yetersiz buluyordu.
İtalyanlara göre ise Isla’nın ofansif yetenekleri daha 19 yaşında oynadığı takımı kanattan uçurmak için yeter de artardı. Udinese belki de o yaz 1 milyon Euro altında bir bedelle alınabilecek en yüksek potansiyelli ofansif sağ beki aldı çünkü 3-5-2 oynayacaktı. Isla özellikle Udinese’den güçlü takımlara karşı baskıyı kırabilecek bir pas tekniği kadar kontra ataklarda direkt kaleye gidip hücumu yönlendirebilecek bir hız ve oyun zekâsı dengesine sahipti.
BÜTÜN DEVLER İSTEDİ
- Scout’lar haklı çıktı ve Isla, Udinese’nin Altın Çağı’nda sağ kanadın vazgeçilmezi oldu. Serie A’dan sonra 2010 Dünya Kupası’nda da Şili’nin Bielsa yönetiminde oynadığı etkileyici futbolda kilit oyuncularından birisine dönüştü. Arjantinli hoca, Isla’yı U21’e vermeden direkt A milliye çağırdığında, kendine özgü 3-3-1-3’te onun hızı ve kanat hücumculuğunun yanı sıra mutlak topa sahip olma oyununda hücumda alanı genişleten kilit pas istasyonlarından birisi olarak da kullandı.
2010 yazında Isla’yı Milan, Inter, Roma ve Juventus’un yanı sıra Sevilla, Valencia, Real Sociedad ve Atletico Madrid de transfer etmek istedi. Ancak Udinese 525 bin Euro’ya aldığı Isla için 20 milyonluk bonservis bedeli talep edince daha büyük bir takıma transferi 2 yıl gecikti.
Bielsa, Isla’yı Şili Milli Takımı’nda zaman zaman merkez orta saha da oynatıyordu ki Udinese de zaman zaman en iyi dönemindeki Gökhan İnler’in yanına merkeze Isla’yı yerleştirdi. O dönemde Bielsa “Keşke iki Isla olsaydı, biri sağ kanat bekinde diğeri sağ içte. Daha da güçlü olurduk” diyecekti.
26 KAT DEĞER KAZANDI
- 2011-12’de Udinese, Şampiyonlar Ligi ön elemesine katılma hakkı kazanınca Juventus sezon sonunda bir kez daha Isla için Udinese’nin kapısını çaldı. Dönemin Juventus hocası Conte’nin ısrarı sonucu Udinese, onuı alış fiyatının 26 katına Juve’ye sattı. Bir kez daha yolu Şili’den takım arkadaşı Vidal ile kesişen Isla, Liechtsteiner’ın sağ kanattaki harika performansı sonucu sağ kanatta sürekli forma şansı bulamadı. Udinese’nin aksine Juventus’ta merkez orta saha rotasyonu da çok kalabalıktı. Udinese’de adeta göldeki en büyük balıklardan birisi olan Isla, Juve’nin üst üste şampiyon olan okyanus genişliğindeki kadrosunda çoğunlukla yedek bekledi.
ŞAMPİYONLUKTA BÜYÜK PAY
- 2014 Dünya Kupası elemeleri ve finallerinde Sampaoli yönetimindeki Şili sağ kanadında Juventus’taki bitmek bilmeyen yedek kulübesi nöbetinden uzun süre sonra üst üste ilk 11 oynama şansı bulan Isla, o dönem Premier Lig’de hatırı sayılır paralar harcayan QPR’ye kiralık olarak gitti. Sezon sonunda Şili, Sampaoli yönetiminde Messi’li Arjantin’i geçerek Copa America şampiyonu olurken tam saha pres ağırlıklı ofansif oyunun demirbaşlarından olan Isla turnuvada kritik gollerinden birine de imza atacaktı.
3 STOPERLİ DÜZENDE ETKİLİ
- Taktiksel açıdan İsviçre çakısı gibi kullanışlı olan Isla’nın kariyeri boyunca en iyi oynadığı mevki sağ kanat beki. Özellikle Sampaoli, Bielsa ve Isla’nın oynadığı dönemin Udinese’si gibi arkasında 3 stoperli savunma düzenleri varken en iyi performanslarını gösterdi. Conte dönemi Juventus’u için savunması, hücumu kadar üst düzey değildi. O oyun için “fazla şık”, “fazla ofansif” bir sağ bekti. Türkiye standardında ise haziran ayındaki Konfederasyonlar Kupası’nda gördüğümüz gibi halen yüksek bir ofansif kaliteye sahip.
ÇOK ŞEY ÖĞRETEBİLİR
- Aykut hoca sıkı bir 4’lü savunmacıdır ve bu işi benden çok daha iyi bilir. Ancak olur da bu sezon bir değişiklik yapıp 3 stoperin önünde sağ kanat beki olarak Isla’yı oynatırsa ondan maksimum verim alma şansını arttırabilir. Aykut hoca 4’lüde ısrar edip Isla’yı 4’lünün sağında oynatırken de verim alabilir tabii ki. Artık daha çok “Instagram United” oyuncusu gibi takılan Van der Wiel’ın son haline göre Isla halen mesleğine, özellikle de futbol mesleğinin ofansif yönüne aşık bir oyuncu, dersek yanlış olmaz. Şener ise fiziksel açıdan Isla’dan daha güçlü, daha sağlam ancak topla yetenekler dalında ondan öğrenebileceği, öğrenmesi gerek çok şey olabilir.
Paylaş