Paylaş
BAŞAKŞEHİR DOĞRU TRANSFER YAPTI
Maçlar yeniden başlıyor, transfer ise devam ediyor. Ancak her zamanki gibi aşırı endüstriyel futbolda vakit de nakit oluyor; yani transferi doğru zamanda doğru ücretle yapan kazanıyor. Başakşehir’i ilk yarıda liderlik koltuğuna taşıyan en önemli saha içi faktör, toplu ya da topsuz kolektif olarak doğru zamanda doğru yerde olmalarıydı. Ara transferde bu kompakt oyuna çok yatkın olan Egemen Korkmaz takviyesi de doğru zamanda doğru yere yapılmış bir transfer.
Egemen’in İsviçre’de ne yaptığı önemli tabii ama Türkiye’de Bursa’dayken Özlüce, Trabzon’dayken Faroz, Beşiktaş’tayken Köyiçi, Fenerbahçe’deyken Dereağzı’nda yetişmişçesine formanın hakkını istikarlı bir şekilde verdi. Egemen, tüm zamanların en profesyonel Türk savunmacısı diyebiliriz. Fatih Terim hocanın Egemen’i Milli Takım’da bu kadar az değerlendirmesi hep çok garibime gitmiştir. Fatih hocanın İrfan Can’la ilgili görüşlerini de çok merak ediyorum. İrfan Can, Abdullah Avcı’nın geliştiriciliğiyle Başakşehir’e başka bir boyut katacak kapasitede. Yine de liderin (şu ana kadar) transferdeki en büyük başarısı takımın kilit oyuncusu Emre’yi kadrosunda tutmuş olması. Emre bir dahaki Milli Takım kadrosunda olacak mı, onu da herkes kadar merak ediyorum.
BEŞİKTAŞ YİNE GEÇ KALDI
Şenol Güneş hoca Türkiye transfer piyasasının kirinden pasından uzak durmak için isim vererek “Ben bu oyuncuyu istiyorum” demez. Bir oyuncu profili tarif eder, ona göre çalıştığı kulübün sorumlu biriminin transfer yapmasını ister. Bu yüzden kadrosunda bazen Mario Gomez olur bazen Brozek! Şenol Güneş, geçen sezon bitiminden beri hızlı stoper tarif ediyor. Mitroviç, hızlı düşünebilen ayaklarına hakim Marcelo tipi bir stoper ancak Şenol hocanın tarif ettiği “stoper hızı farkı”nı takıma katabilecek mi? Ersan sol stoper sorununu çözmek için geri alındıysa bu bonservis bedeline alınan Mitroviç, Marcelo’nun yedeği mi olacak? Lüks veya masraf mı sayılacak? Göreceğiz. Ancak Beşiktaş’ın asıl “hız problemi” santrfor transferi özelinde. Mario Gomez gibi çok özel bir oyuncunun yeri ne kadar hızlı dolabilir?
Transfer fırsat meselesidir, nakit kadar vakit de önemlidir. Mesela Fiorentina, Gomez’in yerini 5.5 milyon Euro’ya Nikola Kaliniç’i alarak doldurdu. Bu satırların yazıldığı anda Gomez halen Bayern Münih tarihinde bonservisine en fazla para ödenen 3 oyuncudan birisi. Ancak Euro 2012’de geçirdiği sakatlık nedeniyle Bayern bir gecede Mandzukiç’i almıştı. Sonrasında da Lewandowski’yi. Çünkü Bayern’in 1980’den beri bütçesine göre alternatif transfer planları var. Beşiktaş’ın ise Bayern’e göre bütçe kısıtlaması varken daha çok alternatif planı olmalıydı.
Bolivyalı Moreno neden düşünülmez?
Eto’o tartışılmaz, işi zamana bırakılmaz bir oyuncu. Yazın olmadı devre arasında da olmadı. Eto’o olmayınca adı gündeme gelen isimlerden Pratto, Torres, Martinez hepsi çok farklı maaşlara oynayan farklı profilde santrforlar. Halbuki Şenol Güneş daha çok pivot tipi bir santrfor istediğini söyledi. Beşiktaş’ın ihtiyacı olan oyuncu Cenk ve Aboubakar’dan farklı: Metin Tekin tabiriyle hem “santrforculuk” yapabilen hem de Mario Gomez kalibresinde olmasa da en azından Demba Ba kalitesinde son vuruşları olan bir “leblebici” golcü gerekiyor. Mircea Lucescu’nun Avrupa’ya ithal ettiği Bolivyalı Moreno, Demba Ba eksi bir seviyede bir oyuncu. Ancak en başta dediğimi tekrarlayayım: Transferde vakit de bir nevi nakit.
Beşiktaş elini çabuk tutmaz, on kafadan on ayrı santrfor sesi çıkarsa ikinci bir Aboubakar vakası yaşanır. Moreno her an gol olup yağdığı Cruzeiro’ya dönebilir. Güney Amerika futbolunu Türkiye’de en iyi scout edenlerden Furkan Karakan, Moreno’nun Dünya Kupası elemelerinde Paraguay karşısındaki maçını gönderdi. Uzun süre Beşiktaş’ın istediği ancak sonunda Milan’a giden stoper Gustavo Gomez’e kramponunu kaç kez ters giydirdi, saymaktan yoruldum. Attığı Demba Ba-Mario Gomez seviyesindeki gol de cabası. Yani hem formda hem de Lucescu ve Cruzeiro radarında olacak kadar yetenekli ve tam da Fikret Orman’ın sevdiği cinsten bir oyuncu çünkü bonservisi elinde. Tabii ki Beşiktaş taraftarlarının çoğu keşke Demba Ba dönse ister ancak şu an sakatlık sonrası eski haline dönmesi minimum 3 ay sürebilir. Tıpkı Demba Ba gibi Çin Ligi’nde çok para kazanırken attığı gollerle paranın hakkını veren Moreno neden düşünülmez?
Ulloa, Şenol Güneş'in istediği santrfor tipi
Şenol Güneş’in tarif ettiği santrfor tipine dönersek Leicester City’deki Ulloa’yı görebiliriz. Leicester’ın Premier Lig’e dönmesinde başrol oynayan daha sonra rotasyonda da verimli olan 30 yaşındaki Arjantinli, Leicester’ın şampiyon olmasıyla gelen astronomik gelirlerle alınan forvetler nedeniyle artık müzmin yedek. Bu sezon sadece bir Premier Lig maçında Middlesbrough karşısında 90 dakika oynadı ve “form geçici klas kalıcı”dır diye haykırırcasına iyi oynadı. Leicester kendisini şampiyonluğa taşıyan ileri 2’li olan Vardy ve Okazaki’yi takımda tuttu, üstüne dünyanın parasını verip Slimani ile Ahmed Musa’yı aldı. Ulloa adeta ihtiyaç fazlası oldu. Bir Fikret Orman pazarlığıyla uygun bir bonservis bedeliyle Arjantinli, Türkiye’ye getirilebilir.
MEHMET EKİCİ NEREYE GİDECEK?
Şenol Güneş, Ekici transferi sorulduğunda haklı olarak elindeki kaliteli merkez orta sahaları saydı. Eğer santrfor alınmayıp Talisca santrforlaştırılacaksa, o zaman Ekici’yi kesin Beşiktaş alıp 10 numaraya monte etmeli. Ekici, Tolgay ve Oğuzhan’dan farklı bir oyuncu, doğuştan 10 numara. Aynı zamanda % 100 konsantre olduğunda taktiksel disipliniyle de fark yaratan bir oyuncu. “Taktiksel disiplin” demişken tam da Advocaat hocanın kulaklarını çınlattık. Eğer Hollandalı teknik adam “Ekici’yi alırsanız ben bu takımı şampiyon yaparım” diyorsa Fenerbahçe üçe beşe bakmadan Ekici’yi transfer etmeli. Türkiye’den kim Şampiyonlar Ligi’ne direkt giderse, finansal durumu düzeltmek adına en belirleyici adımı o takım atar! Advocaat için yetenek kadar taktiksel disiplin de belirleyicidir. Advocaat’ın bir keresinde Batistuta ile Henrik Larsson’u karşılaştırırken söylediklerini asla unutmam: “Batistuta 80 dakika kaybolup 10 dakikada 2 golle işi çözebiliyor. Larsson ise Batistuta’ya göre daha sade vuruşlarla işi çözerken üstüne kalan 80 dakikada takım için nerede ne gerekiyorsa onu yapıyor!”
Ekici’de son top Trabzon’da: Eğer Olcay Şahan transfer pazarlığında Ekici bir kozsa, sezon sonuna kadar ondan faydalanmayı planlıyordur. Plan kesinlikle Trabzon açısından çok doğru gözüküyor ancak oyuncunun niyeti de çok önemli. Bakınız son günlerde Slaven Biliç’i uyku tutmamasına neden olan Dimitri Payet krizi!
AHMET ÇALIK GALATASARAY’A YETER Mİ?
Ahmet Çalık ile ilgili fikrim kişisel değil, teorik: Ujfalusi’den sonra Galatasaray savunmasında lider stoper krizi var. Chedjou, Fransa Ligue 1’de en iyi savunmacı seçilip Galatasaray’a geldi. Ancak o savunmanın lideri Basa’ydı, Ujfalusi ile zirve yapan Semih misali parlayanı ise Chedjou’ydu. Galatasaray, yeni bir Ujfalusi alsaydı yanında Ahmet Çalık, altın çağındaki Semih etkisi yaratabilirdi: Ahmet, çok çalışkan, sıkı markajcı, fedakar ama stoper tandeminde mutlaka yanında lider özellikli yönlendirici bir stoper, yani bir Ujfalusi olması gerekiyor.
Paylaş