Paylaş
Ancak Engin İpekoğlu yönetiminde oyuncuların bireysel yeteneklerinin toplamından çok daha etkili bir ‘takım’ları vardı. İlk yarıda ise Engin hocanın takımının tam tersini izledik. Beşiktaş biraz önde baskı yapınca Adana çıkarken sürekli top kaptırdı. Topu kaptıranlar geriye de koşmayınca Beşiktaş çok rahat bir ilk yarı oynadı. Kapılan toplarda seri paslarla çıkan Beşiktaş birçok pozisyon buldu. Oğuzhan ve Tolgay ilk 45 boyunca tempoyu dikte ettiler, rakibin boşluklarını oyun akıllarıyla değerlendirdiler. İlk golde Oğuzhan’ın uzun metrajlı pası hem adama hem alana yapılan asist türündendi. Türkiye’de son 2 sezonun en çok gol pası veren Türk oyuncusundan Türkiye Milli Takımı neden aynı istikrarlı verimi alamıyor?
KAÇIRIRSAN KOVALARLAR
BEŞİKTAŞ 2-0’ı çok erken buldu. Sonrasında da bir sürü pozisyon buldu. Ancak bu kadar pozisyon bulup farkı arttırmazsanız, rakibin toparlanmasına fırsat verirsiniz. 2. yarıya en azından çıkarken her topu kaptırmayarak başlayan Adana, Atınç’ın bir türlü düzeltemediği kötü huyu sayesinde penaltıdan farkı bire indirdi.
Savunmacı pozisyonların yüzde 99’unda ayakta kalmalı. Hele kendi ceza alanındaysan pozisyonların yüzde 100’ünde ayakta kalmalısın, yere yatarak müdahale riskini almamalısın. Atınç kadar uzun boylu savunmacılar buna ekstra dikkat etmeliler: O kadar uzun ayak bacaklar her yere çarpabilir, takılabilir. İkincisi yere yatarsan 2. hamle yapma şansın kalmaz. Bu arada yenilen golde Atınç kadar Tolgay’ın da hatası var: Tolgay kadar usta bir oyuncu o topu orada kaptırmaz, kaptırmamalı.
ÇALIŞ AMA BiTiRMEYi UNUTMA!
GOLÜ yemeden önce çok kaçırıp maçı erkenden koparma şansını kramponunun tersiyle tepen Beşiktaş golden sonra da kaçırmaya devam etti. Aboubakar çok çalışıyor, zorluyor ancak Mario Gomez ya da Demba Ba’nın son vuruş istikrarından yoksun. Zaten formsuz olan Cenk Tosun ise kanatta oynadıkça iyice yoruluyor, iyice etkisizleşiyor. Beşiktaş da bu kadar yoğun fikstür varken erkenden işi bitirebileceği maçlarda zorlanıyor, gereksiz yoruluyor.
Paylaş