Paylaş
Daha önceki yazılarımda defalarca değindiğim ve eleştirdiğim Mehmet Özdilek’in kadro tercihlerine bugün bir yenisini daha ekliyorum.
Ama asıl konudan önce transferlere değinmeden geçmek olmaz. Transfere en çok ihtiyacı olan takım olmasına rağmen son haftaya kadar Yatabare, Orkan ve Emrullah’tan başka transfer yapmayan Konyaspor son iki günde arka arkaya iki bomba patlatarak önce Göztepe’de gol krallığına oynayan Jahovic’i ardından da dünya yıldızı Samuel Eto’o’yu transfer etti.
Özellikle Eto’o transferi –hoş geldin videosunun da etkisi ile- hem ulusal hem de uluslararası spor camiasında büyük sükse yarattı.
Maça gelecek olursak…
Mehmet Özdilek öyle bir kadro tercihi ile takımı sahaya sürdü ki o ilk 11, TFF 1.lig’de düşmemeye oynar. Teker teker oyuncular üzerinden demek istediğimi ve gerekçelerini açıklayacağım.
Patrik Calgren-Takımın Serkan’ın yokluğunda büyük şeyler beklediği, yeteneği her halinden belli bir kaleci olduğu kesin. Ancak bu sezon sadece 2 ZTK maçına çıkan oyuncunun GS karşısında ilk 11 oynaması hem oyuncunun gelişimi hem de kupada hedefi olan Konyaspor için yanlış bir tercih. Hem de önündeki ikili de takımın as stoperleri değilken bu tercih baştan aşağı yanlış.
Moke-Bu takımda stoper olacak en son kişi olabilir Moke. Sezon başı Reşit Akçay şimdi de Özdilek… Defalarca stoperde katkı sağlamayacağını belli eden oyuncuyu stoper oynatarak takımını 1-0 geride başlatıyor oyuna. Oyuncu stopere konulduğu zaman bas bas bağırıyor “ben stoper değilim” diye ancak Özdilek bunu anlamamakta ısrar ediyor.
Selim-Normalde Selim’in Ali Turan’ın cezalı olduğu maçta ilk 11’e konulmasını eleştirmem ama Selim-Moke ikilisi aynı anda olunca rakibin en az bir kafa golü hediye ediliyor. Hele ki rakipte Eren gibi Gomis gibi kafa vuran, Selçuk-Belhanda gibi orta açan oyuncular varken 1.83-1.84 lük oyuncularla stoper tandemi oluşturmak faciaya zemin hazırlamaktır en basit tabiriyle.
Amir-Geçen sezonun en iyi oyuncularından bir tanesi, topu sürmeyi, saklamayı, pas atmayı, şut atmayı bilen iyi bir kumaş. Bu maçta özellikle Amir ve Patrik’i izleyecektim ama Amir’i sahada görmek ne mümkün. Gördüğümüz nadir anlarda da geçen sezondan eser olmayan bir görünümde. Sezon başından beri 90 dakika tamamlamayan oyuncuyu bu maçta ilk 11de başlattı Mehmet Hoca ve 90 dakika da sahada tuttu.
Jonsson-Devre arası gönderilmesi gündeme gelen isimlerden bir tanesi. Bu zamana kadar ne tam bir ön libero ne de tam bir ileriye dönük orta saha olamasa da bu maçtaki azmi ve pas tercihleri ile acaba orta sahada Moke-Jonsson ikilisi nasıl olur demekten kendimi alamadım. Özellikle Eto’o ve Jahovic’i birlikte oynatmayı planlayan Özdilek için bu ikili hem defansif sertliği ve mücadeleci yapıyı hem de hücum yönlendirmeyi yapabilir. Tabii her maç bu şekilde oynayabilirse…
Şöyle bir toparlarsak Mehmet Hoca ZTK son 32de karşılaştığı iki lig altındaki Batman Petrolspor karşısında bile daha çok asını oynatmıştı belki de.
Özdilek hedefini ligde kalmak olarak belirlemiş o belli ancak anlamadığı bir şey var. Bu takımın, taraftarın ağzına kupanın, Avrupa’nın tadı bulaştı bir kere. Tamamen kalkıp da kupayı bırakmak bu taraftarın mantığına, hayaline sığmıyor. Bunu idrak etmeli Özdilek. Hele ki yönetim Özdilek’in eline 2 tane belli bir seviyesi olan ilk 11 çıkarabilecek oyuncuları da aldı.
İşin bir başka boyutu da Özdilek’in Başakşehir maçı sebebiyle rotasyon yapması.
Biraz realistik olalım… Başakşehir şu an için senin çok ilerinde. Bu maçta oynatmadığın oyuncular burada dinlendirmenle o maçta şov mu yapacaklar gerçekten? Veya bu maçta oynatsan aslarını o maçta dökülecek miydi takım?
Konyaspor’un önüne bu sezon kendinden bütçe olarak büyük takımların hepsi en kötü halleriyle geldiler neredeyse. Galatasaray’dan tutun da Marsilya’ya kadar. Bu takımları bu kadar eksik, rotasyonlu, kötü yakalamışken yeneceksin. Özdilek gibi Terim de büyük rotasyonlar yaptı ancak Konyaspor bunu değerlendiremedi.
Özdilek’in oynattığı oyunu beğendiğimi söyledim bu zamana kadar hep. Sözlerimin arkasındayım halen oyun mantalitesini beğeniyorum. Ancak oyunu okuma, attığı golden sonra-yediği golden sonra vermesi gereken tepki, oyunu kurmak değil elinde tutmak konusundaki zafiyeti hem kendi kariyerine hem de Konyaspor’a pahalıya mâl olabilir. Derhal kendini bu konuda geliştirmesi gerekiyor. Bu durum takımın başını çok yaktı ileride kendi başını da yakacaktır. Öyle ki bu sezon öne geçip de puan kaybettiği 10.maç bu. Yani bu sezon oynadığı 31 maçın 10unda öne geçmiş ve puan veya puanlar kaybetmiş bu takım. Özdilek eğer takımın başında kalmaya devam edecekse bunu acilen çözmeli.
Neticede maç 2-2 bitti ve Konyaspor büyük bir dezavantajla gidecek TT Stadyumu’na.
Pozisyonlar…
Hakem yorumcusu değilim ama iki takım için de söylenilen pozisyonlar bana göre penaltı değil. Verirlerse neden verdin demeyeceğim gibi vermediği için de neden vermedin demem. Hakem konusunda taraftarlar “aynı pozisyon bizim için olsa kızdığım kararına yine kızar mıydım?” diye kendilerine sorarak vicdanen doğru yorumlamayı yapabilirler. Yine de bir iki şey söyleyelim pozisyonlarla ilgili.
Belhanda’nın penaltı beklediği pozisyonun başında faul vardı yanlış görmediysem Konyaspor adına. Hakem faulü vermedi ve Belhanda’nı pozisyonu oldu. Amir topa hamle yaptığı sırada Belhanda’nın ayağına değiyor ama o hareket Belhanda’nın pozisyonunu bozacak bir hareket değil. Belhanda Amir değdiği anda kendini yere bırakıyor. Yoruma açık.
Mehdi’nin pozisyonunda Belhanda ortayı açtığı anda Mehdi elini arkasına götürmeye çalışıyor ama top o elini kaçıramadan kol-omuz arasına bir yere çarpıyor. Yoruma açık.
Jahovic’in iki stoper arasındaki pozisyonunda top GS’lı oyunculardayken ayağını sokmaya çalışıyor. Serdar’ın da ufak teması ile yere düşüyor. Yoruma açık.
Maçın Adamı: TARAFTAR
Afrin operasyonundaki Mehmetçiklerimiz için hareketli koreografi hazırlayan Konyaspor taraftarı bir kez daha bu işin en iyilerinden olduğunu kanıtlamış oldu. Tebriki hak ediyorlar.
Paylaş