Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 2003 22:58
Çocukların ve hatta kimi yetişkinlerin yataklarını ıslatmalarının nedeni solunum bozuklukları olabilir. Bir grup araştırmacıya göre, bunun çözümü çok basit bir tedaviye dayanıyor. Avustralya’da doktor Derek Mahony’ye göre, solunumla yatak ıslatma arasında bir bağ olduğunu düşünen bilim adamı sayısı çok az.
Gece yatak ıslatma ile düzgün nefes alamama arasındakı bağlantıya ilişkin kanıtların büyük bir bölümü, şiş lenf bezi veya bademciğe sahip çocuklarla yapılan çalışmalardan elde edildi. Sözgelimi, 2001’de 321 çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada, çocukların üçte birinden fazlasının operasyondan hemen önce yataklarını ıslattıkları belirlendi. Bu alışkanlık, çocukların yüzde 63’ünde ameliyattan 3 ay sonra tamamen sona erdi (International Journal of Pediatric Othorhinolaryngology, sayı 59, s. 115).
Mahony’ye göre bir çok vakada, şişkin lenf bezleri ve bademcik yerine dar bir damak da solunumda sorunlar yaratabilir. Eğer ağzın tavanı darsa, dil geriye itilir ve uyku halindeyken hava yolunu kısmen tıkar (bak. grafik). Mahony, yatak ıslatma şikayetiyle hastaneye getirilen 10 çocuktan 8’inin damağının dar olduğunu saptadı.
Damak genişlemeli
Bu durumlarda, ortodontik tedavilerde kullanılan bir alet, damağın genişletilmesinde kullanılabilir. İsveç’te gerçekleştirilen bir araştırmada, diğer tedavilere yanıt vermeyen, yatağını ıslatan 10 çocuktan 7’sinin, bu aleti kullandıktan 1 ay sonra şikayetlerinde gerileme olduğu görüldü. Aynı çocuklardan 4’üyse yataklarını ıslatmayı tamamen bıraktı.
Mahony ise, Sydney’deki Prince Wales Hastanesi’nde 100 çocuğu kapsayan daha geniş bir çalışmayı başlatmak üzere. Çalışmada, ağızlarına damak genişleten aletin takıldığı çocukların uyku düzenleri ve yatak ıslatma aralıkları incelenecek. Mahony, sonuçların küçük ölçekli önceki çalışmalarla benzer olması durumunda, fikrin daha ciddi tartışılmasına çalışacak.
Solunum bozukluklarının, yatak ıslatmayla bağlantısı tam olarak bilinmemekle birlikte bazı teoriler bulunuyor. Bunlardan ilkinde, solunumdaki sorunların lenf bezinde fiziksel baskıya neden olmasının idrarı uyardığı savunuluyor. Bir diğer teoriye göreyse, nefes alıp vermedeki bozukluklar kandaki oksijen düzeyinin azalmasına neden olur ve bu da antiüretik hormon (ADH) gibi idrar üretimine katılan hormon düzeylerini etkileyebilir.
300 çocuk izlendi
New Hampshire’dan Dudley Weider’e göre de çocukların, şişkin lenf bezi veya bademcikleri alındıktan hemen sonra iyileşmeleri, hormon teorisinin doğruluğuna işaret ediyor. Solunum yolunun tıkanması nedeniyle ameliyata alınan ve aynı zamanda yataklarını ıslatan 300 çocuğu izleyen Weider, bu hastaların dörtte birinin bir gün sonra alışkanlıklarından vazgeçtiklerini belirtiyor:
‘Bu çok hızlı bir çare’ diyor bilim adamı. Çocukların yüzde 50’sinin sorunu 6 ay içinde son bulurken, yalnızca yüzde 25’inde hiçbir ilerleme sağlanamadı’.
6 yaşında her 10 çocuktan biri yatağını ıslatma alışkanlığına sahip. Bu alışkanlık genellikle zamanla kendiliğinden geçerken, bazen de idrar üretimini durduran desmopresin adlı bir ilaca veya ıslaklık tespit edildiği anda kişiyi uyandıran alarmlara başvuruluyor.
Geçmişte, yatak ıslatmanın nedenleri arasında çok sıvı içme, stres ve hatta taciz bile sayıldı. New Scientist dergisinde yer alan araştırmaya göre (2.8.03) Mahony’ye destek veren göğüs hastalıkları uzmanı Lee Brooks ise, bu alışkanlığa sahip çocuklara bakan doktorların artık solunum yollarını da kontrol etmeleri ve uyku düzenleri ile horlayıp horlamadıklarını da göz önünde bulundurmaları gerektiğini vurguluyor.
Ayrıca bu tedavi yalnızca çocukları kurtarmayacak. Çünkü birçok çalışma, uyku apnesine sahip bazı yetişkinlerin de yataklarını ıslattığını ortaya koyuyor.