Yaşlı Kadın ile Aslan

Hertha Berlin’i kuran dört gençten biri babası ile çıktığı bir tekne gezisinden çok ilham almış olacak ki, kurdukları futbol kulübüne bu adı veriyorlar: Hertha. Hertha, bir iddiaya göre Beowulf filminde Angelina Jolie’nin canlandırdığı ‘Toprak Ana’ ya verilen isimlerden biri. Germen mitolojisindeki ‘bereket tanrıçası’ ndan yola çıkarak ‘Die Alte Dame’ (Yaşlı Kadın) olarak da anılıyor Hertha Berlin’liler. Filmde tanrıça, mağarasına kadar onu öldürmek için gelen ‘aslan’ yürekli kahramanımızın kanına girmiş, kahramanımızın başına filmin ilerleyen dakikalarında türlü belalar açmıştı.

Maç öncesi Galatasaray’a beraberlik dahi yarıyor. İlk iki maçta aldığı 6 puanın kredisinin bir kısmını son maçta yok yere harcayan ekibimiz için şu puanı alıp rahatlamak, diğer maç sonuçlarını takip edip, olur olmaz averaj hesapları yapmaktan çok daha kolay.

Edip Uras yazıyor

Maçın nerede olduğunu bilmeyen birisi için Berlin Olimpiyat Stadı olması gereken mekan Türkiye’deki herhangi bir stat olabilir. Bir an yeniden geçmişe dönüp İsviçre’ye nasıl elenip de Almanya’daki Dünya Kupası’nı kaçırdık oluyoruz. Kupanın Türkiye’de yapılmasından bile iyi burada olması. Hertha Berlin kulübü resmi sitesi Pazartesi gününe kadar  58,500 biletin satılmış olduğunu duyuruyor, görüyoruz ki doğru, yer gök sarı kırmızı.

Oyun başladıktan sonra tribündeki gibi sahada da çoğunlukta gibiydik. Galatasaray rakibinden oyunun her alanında üstündü. Lincoln oynamak isteyen günündeydi, top sektirmesine izin vermediler ama rakip defansı oldukça terletti. Hertha kalecisi Drobny çok iyi bir ilk kırkbeş dakika çıkarmasaydı oyun çoktan Galatasaray lehine dönmüştü bile. Çek kalecinin milli kaleyi bulamamasının başlıca nedeni Chelsea kalecisi Cheh olsa gerek. Hem fizik hem de reaksiyonlarında çok başarılıydı.

İlk yarının en önemli pozisyonlarından biri şüphesiz Lincoln’ün cezaalanına girerken yerde kalması ve hakemi aldatmaya yönelik hareketten sarı kart görmesiydi. Daha düşerken hakeme doğru dönerek penaltı kararı beklediğini göstermesi hakemin kafasında soru işaretleri yaratmış olabilir. Yavaş çekimde bile çok inandırıcı bir penaltı değildi zaten.

Berlin defansı şehirdeki eski duvar gibi ceza sahasının hemen önünde içeri girmek için her yolu deneyen sarı kırmızılı forvete geçit vermedi. İsviçreli Teknik Direktörleri Lucien Favre halen Bundesliga’da üçüncü olan ekibine rağmen Galatasaray’dan çekinir gözüktü. Zaman zaman sert hareketlerle, oyunun tamamında da dar alana fazla Hertha’lı ile durdurmayı planlamıştı rakibini.

İkinci yarının ilk bölümünde Galatasaray yine üstündü, Hertha hızlı ataklarla şans bulmaya çalışıyordu ama sarı kırmızılılar oyunun genel hakimiydi. 68. dakikada ikinci yarıda oyuna giren Von Bergen, Kewell’in soldan ortasını elleri kollarını kontrol etmeden kesince Galatasaray’ın beklediği an geldi. İki Çek oyuncuyu karşı karşıya getiren penaltı vurulunda gülen Baros oldu.

Maçın son 20 dakikalık bölümünde Hertha Berlin aslında deplasmanda olmadığını hatırladı, maçı biraz zorlamaya çalıştılar ancak maç başlarken bitmişti. Lincoln’ü oynayan Aslan karşısında bu yaşlı kadının pek şansı yoktu zaten.

Lincoln’ün kapasitesini böyle maçlarda göstermesi, bazı diğer maçlardaki oyunları ile gece gündüz kadar farkın yanlış yorumlanmasına neden olabiliyor. Galatasaray’da özellikle ikinci yarıdaki pozisyonlarda kaleci De Sanctis çok başarılıydı. Barış orta alanda çok mücadele etti. Futbol sahasında son 10-15 dakika dışında maçı hakkeden sadece Galatasaray’dı.

Son dakikalarda sürekli birilerinin ellerine kollarına çarpan toplar, özellikle Kewell’ın pozisyonu, Galatarasay aleyhine iki penaltı gibi gözükse de, İtalyan hakem Galatasaraylılar’a bu hafta hakemlerden zarar gelmez der gibiydi. Grup maçlarını tamamlayan Galatasaray UEFA’da Kadıköy’e doğru bir adım daha atmış oldu. Meira’nın dediği gibi: ‘Bundan sonra her şey mümkün.’