Yaşar Kemal'le İnce Memed kavgası

Güncelleme Tarihi:

Yaşar Kemalle İnce Memed kavgası
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2002 00:00

Bedii Faik ‘‘Basın Matbuat Derkeen... Medya’’ serisinin üçüncü cildinde, YaÅŸar Kemal'in, Ä°nce Memed romanının yayımlanma öyküsünü anlatıyor. Bugünlerde ‘‘Karıncanın Su İçtiÄŸi’’ adlı yeni romanıyla gündemde olan YaÅŸar Kemal, ‘‘macera romanı’’ diye nitelediÄŸi Ä°nce Memed'e imza koymak istemez. Neden mi? Bedii Faik cevaplıyor bu soruyu.‘DoÄŸru sana geldim baba' dedi (...) ve elindeki koskocaman, ÅŸiÅŸkin mi ÅŸiÅŸkin zarfı önüme koyarken ekledi:‘Al bu senin. Cumhuriyet'ten çekip alıyorum, sen yayımla!'Ve anlattı. Son romanıydı bu. Ama gazetede dizi olması kolaylığına uygun düşmesi için bir macera romanı yazmıştı, hiçbir edebi iddiası yoktu ve tıpkı Peyami Safa'nın macera romanlarına koyduÄŸu ‘Server Bedi' imzası gibi, o da bu romanını YaÅŸar Kemal adıyla yayımlamayacak, uydurma bir adla, bir nam-ı müstearla neÅŸredecekti. Eserini Cumhuriyet'ten çekip almasına gelince, bunu Cevat Fehmi'nin tutumuna dayandırıyor ve Cumhuriyet'in yazı müdürü olan Cevat'ın, kitabın başındaki yirmi sayfa kadar tutan upuzun bir girizgahı sıkıcı bulup çıkarmak ÅŸartına katlanamadığını söylüyordu!Masama bıraktığı çok hacimli büyük zarfı önüme çekerek,‘Bak YaÅŸarcığım' dedim, ‘bir defa hiç şüphen olmasın ki burası da senindir ve böyle bir durumda Dünya'yı düşünmen ve sıcak bir kucak sayman bizleri sadece sevindirir. Tabii eserini yayımlayacağım ama anlayamadığım bir taraf, bir macera romanı ile edebiyatı neden ille de uyuÅŸmaz bulduÄŸun ve imzanı atmaktan kaçındığındır!'Hemen atılmıştı:‘Yok yok... OkuduÄŸun zaman sen de göreceksin ki tam bir macera romanıdır bu ve YaÅŸar Kemal imzasıyla bir arada durması bence imkánsız!’’EDEBÄ°YATIN GÖZDESÄ°YaÅŸar Kemal böyle der demesine ama Bedii Faik tatmin olmamıştır. O gece oturup YaÅŸar Kemal'in ‘‘İnce Memed’’ adını verdiÄŸi romanı okumaya baÅŸlar. Evet, romanın başındaki girizgáh hem hayli uzun, hem de hayli sıkıcıdır ama romanın bütünü müthiÅŸtir. Bunu müstear isimle yayımlamak YaÅŸar Kemal'e, Dünya'da yayımlamak ise Cumhuriyet'e haksızlıktır:‘‘Seni' dedim, ‘Önce tebrik ederim. Ä°nce Memed bence senin en güzel eserin! Ama sonra da hemen teessüf edeceÄŸim, böyle bir eseri ikinci plana atıp, edebi saymadığın ve adına layık bulmadığın için! Hayır yüzde yüz haksızsın, bu eser senin imzanla yayınlanmalı ve hem de gene Cumhuriyet'te yayımlanmalı.'Donup kalmış gibiydi. Karşı koymasına hiç meydan bırakmadan hemen yapıştırdım:‘Bak ÅŸimdi ne yapacağım. Sen burada oturup beni bekleyeceksin, ben Cumhuriyet'e gidip, Nadir Nadi'yle konuÅŸacağım. Hiç şüphem yok, seni kaybetmek istemeyecek ve bana teÅŸekkür edecektir. Yalnız bilmiÅŸ ol ki, imzanı atman ÅŸartını ona da söyleyecek ve ancak bunu kabul edersen eseri yayınlamasında ısrar edeceÄŸim!’’DediÄŸini de yapar Bedii Faik. Çok geçmeden Nadir Nadi'nin karşısında görürüz kendisini. Bedii Faik'in, Nadir Bey'i ikna etmesi hiç de zor olmamıştır. Arkasından YaÅŸar Kemal'i Nadir Bey'e gönderir Bedii Faik. YaÅŸar Kemal, olup bitenlerden son derece etkilenmiÅŸ ve ÅŸu sözleri söylemekten kendini alamamıştır: ‘‘...Bunu asla unutmayacağım. Ä°nce Memed kitap olduÄŸu zaman onu sana ithaf ettiÄŸimi de ekleyeceÄŸimden hiç şüphen olmasın!’’Bedii Faik'in buna verdiÄŸi cevap, memleket mensuplarının zihniyetinin, ta o zamanlardan nasıl belirlendiÄŸinin somut bir ifadesi gibidir aslında: ‘‘İşte o ithafı yapamazsın YaÅŸarcığım. Ben solcu deÄŸilim ve senin çevren buna dünyada razı olmaz ve izin vermez!’’Sait Faik kimin oÄŸlu GeçmiÅŸ gün, Sait Faik'e pasaport gerekmiÅŸ ama emniyete baÅŸvurunca, o yıllarda hayli yaygın olan cevabı almıştır: Bekleyin! O da çareyi, bir Çiçek Pasajı akÅŸamında tanıştığı, daha sonra da Burgaz-Heybeli seferlerinde kaynaÅŸtığı Bedii Faik'e baÅŸvurmakta bulmuÅŸtur.Ertesi gün Bedii Faik ilk iÅŸ olarak Emniyet'ten bir arkadaşını arayacak ve onun, ‘‘Hemen inceleyeceÄŸim’’ sözü üzerine biraz rahatlayacaktır. Öğleye doÄŸru kapısını çalan sivil komiser ise aynen ÅŸunları söyleyecektir: ‘‘Efendim' dedi, ‘Müdürümün selamları var, oÄŸlunuz sanıyorum pasaport istemiÅŸ. Åžimdi sizden bir kefalet senedi imzalamanızı rica ediyoruz. Evrakı tamamlar tamamlamaz da hemen pasaportu takdim edeceÄŸiz.'‘OÄŸlunuz’’ lafını düzeltmek, dilimin ucuna kadar geldi ama, kendimi tuttum ve sevimli polisin önüne açmaya baÅŸladığı birtakım kağıtlara hayretle bakarak,‘Peki ne gerekiyorsa yapayım' demekle yetinmeyi daha ihtiyatlı saydım (...)Bir küçük not ekleyeyim ki, olaydaki ince tuhaflık gözlere daha rahat girsin:Sait Faik benden on yaÅŸ kadar büyüktü!..’’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!